"أسئلته" - Translation from Arabic to Turkish

    • sorularını
        
    • sorularına
        
    • sorular
        
    • Soruları
        
    • sorusuna
        
    • sorulara
        
    Kendi sorularını kendi cevaplamak istiyorsa o zaman salondaki tanıklara pek ihtiyacımız kalmıyor. Open Subtitles على كل حال ، اذا كان يصر أن يجيب بنفسه على أسئلته فاٍن وجود الشاهد سيكون زائدا عن الحاجة
    Bu da seninde onun sorularını cevaplamanı gerektiriyor. Open Subtitles وهو ما يعني أنت أيضا ستعمل أن تعرف أسئلته.
    Sana meydan okuyorum, onun sorularını cevaplayamayacaksın. Güven bana. Open Subtitles أنا أتحداك أنك لن تستطيع أن تجيب على أسئلته
    Yani mümkün olduğunca onun sorularına dürüstce cevap ver, tamam mı? Open Subtitles لذا فقط أجيبي عن أسئلته بأصدق ما يمكن ، حسناً ؟
    Ona de ki, bana bir bardak kahve versin sorularına cevap veririm. Open Subtitles أخبره أن يجلب ليّ كوب من القهوة، وسأرد على أسئلته.
    Gelip sana saçma sapan sorular sormaya kalkarsa lütfen onunla konuşma. Open Subtitles وأنا أردت أن أقول لك أن توقفه عند حده وتطلب منه التوقف عن أسئلته السخيفة
    Tüm oyun boyunca bitmek bilmeyen Soruları kendi zihnimizde yankılanıyor. TED وعلى امتداد المسرحية تترك أسئلته اللانهائية صداها في عقولنا الحائرة
    - Tanrım olamaz! Bu o. - sorusuna cevap ver lütfen. Open Subtitles ياإلهي إنه هو - فقط أجب على أسئلته أرجوك -
    sorularını yanıtlamam için bana 200 dolar verdi. Open Subtitles لقد أعطانى 200 دولار للإجابة على أسئلته
    Evet, ve babamda masanın başındaki sandalyede oturup, bize aptalca sorularını ve bilmecelerini sorardı, ama sen... sen bizim günümüzü nasıl geçirdiğimizi bilmek isterdin. Open Subtitles لتكونوا أول من يجلس على طاولة العشاء ووالدي كان يجلس على رأس الطاولة يعطينا أسئلته الحمقاء، وألغاز الكلمات لكنكِ...
    Peki, belki bütün sorularını değil. Open Subtitles حسناً، ربّما ليس عن جميع أسئلته.
    Ve bütün sorularını sen cevaplamak zorunda kalırsın. Open Subtitles ثم تحصل على إجابة جميع أسئلته.
    sorularını cevapla teğmen. Open Subtitles أجب عن أسئلته يا ملازم
    Resim yolladım sorularını cevapladım. Open Subtitles ارسلت له الصور أجب على أسئلته
    Tonray'ın sorularını yanıtlayın ve kalın, gerekebilir. Open Subtitles إذهبي مع (تونري), جاوبي على أسئلته وثم إبقي في حالة الحاجة لكِ، هذا أفضل ما أستطيع أن أفعله.
    Ya onun sorularına cevap verirsin ya da şerif dışarıda ona göre. Open Subtitles أما أنّ تجيبوا على أسئلته هنا، أو إلى مأمور شرطة بالخارج.
    sorularına cevap ver ki ilerleyebilelim. Open Subtitles .أجب على أسئلته بعدها يمكننا المضي قدمًا
    Yarın terapistle konuşmaya gittiğinde sadece sorularına cevap vermeni istiyorum. Open Subtitles حين تذهب يوم غد لمقابلة المعالج النفسي، أجِب عن أسئلته فحسب
    sorularına cevap ver. Open Subtitles أجب على أسئلته لكن تذكر أنه ليس صديقك
    Kocanın onu sorguladığını söyledi ve sordukları sorular bilmemesi gereken bir şeyi bildiğini işaret ediyormuş, listeyi. Open Subtitles قال أنّ زوجكِ قام بإستجوابه، وأنّ أسئلته تبين أنّ لديه معلومات عن القائمة لا ينبغي أن يكون على دراية بها.
    Ama Soruları benim dört yaşımdaki sarılmam kadar net konuşuyordu. TED ولكن أسئلته تتحدث بوضوح مثل عناقي ذو الأربعة أعوام.
    Adamın sorusuna adam gibi cevap ver. Open Subtitles أجب بصراحه على أسئلته لك
    Belki şanslı bir tahmindi veya sorulara verdiğin cevaplardan. Open Subtitles إنه لايبذل مجهوداً كبيراً ، يقوم ببعض الإستنتاجات التي يبني عليها أسئلته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more