Ben İngilizcenin bu günlerde en ateşli şey olduğunu duydum. | Open Subtitles | أسمع أن الصراخ بالانجليزي هو الشئ الأكثر اثارة هذه الأيام. |
Bayan Grey'in gelinliğinin mükemmel olduğunu duydum... | Open Subtitles | أسمع أن ثوب زفاف الآنسة جراي كان رفيع المستوى من جميع النواحي |
Oradaki dansçıların çok iyi olduğunu duydum. | Open Subtitles | حيث أسمع أن الرقص المفروض بأنه كان جيّداً جداً |
Ama bir kaç on yıl beklemen gerekebilir, duyduğuma göre moruklara düşen kız oranı huzur evlerinde bire ikiymiş. | Open Subtitles | ربما قد تنتظر عدة عقود لكني أسمع أن نسبة الفتيات إلى الرجال الذين يعيشون في المساكن الحكومية هي 2 إلى 1 |
duyduğuma göre 3 metrelik dalgalar kıyıya vuruyormuş. | Open Subtitles | كما أسمع أن الموجة على 10 أقدام وبعيدة عن الشاطيء وفي ذروتها |
Orada iklim zormuş diye duydum. | Open Subtitles | نعم يا سيدى أسمع أن المناخ هناك صعب للعيش فيه |
Bu dağ çocuklarının içlerinde Kızılderili kanı taşıdığını duydum. | Open Subtitles | أسمع أن رجال الجبال هنا لديهم زيت محركات يسري بداخلهم |
Hoşlanmayan birkaç kişinin olduğunu duydum. | Open Subtitles | . أسمع أن هناك بعض الناس الذى لا يحبون العيش هنا |
İlk yılın doktorlar için çok yorucu bir yıl olduğunu duydum. | Open Subtitles | أسمع أن الأطباء عندهم السنة الأولى منهكة جدا. |
Bu yemeğin iyi olduğunu duydum, ve otel odam güzel sayılır. | Open Subtitles | أسمع أن الطعام جيد جدا وغرفة الفندق جيدة أيضا |
Hipnoterapistlerin bugünlerde çok popüler olduğunu duydum. | Open Subtitles | أسمع أن المعالجين بالتنويم المغناطيسي عليهم طلب كبير هذه الأيام |
Ama Yunanistan'un yılın bu zamanlarında muhteşem olduğunu duydum. | Open Subtitles | أم، ولكن أسمع أن اليونان هي رائع هذا الوقت من العام. |
İşlerinin oldukça tıkırında olduğunu duydum. | Open Subtitles | أعني، أنا أسمع أن الأمور تسيرِ بصور عظيمة معكِ |
Gülümsüyorum. İnsanlara kendini sevdirmek için yapılan bir şey olduğunu duydum. | Open Subtitles | أسمع أن عليك الابتسام لجعل الناس تستلطفك. |
duyduğuma göre Mattie Devore doğru bir pozisyonda epey tatlı oluyormuş. | Open Subtitles | أسمع أن "ماتي ديفور" يمكن ان تكون جيدة في المكان الصحيح |
Çok güzel, çünkü duyduğuma göre hocaların öylesini seviyormuş. | Open Subtitles | حسناً، ذلك جيد، لاني أسمع أن أساتذتك منجدبون لذلك. |
Sodom ormanı. Seeonee. duyduğuma göre güzelmiş. | Open Subtitles | أسمع أن أشخاص الجنوب جميلون و لكني لم أذهب إلى هناك بنفسي |
duyduğuma göre Küba kahvesi oldukça sert olurmuş. | Open Subtitles | أسمع أن القهوة الكوبية قوية النكهة بشكل خاص. |
En son Serranos adında yerel bir barda görülmüşler, duyduğuma göre oranın paça çorbası müthişmiş. | Open Subtitles | شوهدوا آخر مرة في حفرة سقاية محلية تدعى سيرانوس حيث أسمع أن حساء قدم البقرة يموت المرء من أجله |
Kestaneyi çizdirmeye razıysan kodes fena sayılmazmış diye duydum. | Open Subtitles | أسمع أن السجن ليس بهذا السوء ، إذا أردته ستكون اضحوكة . |
Nanahara ayılmış diye duydum! Bu harika birşey! Sen! | Open Subtitles | إنني أسمع أن ناناهارا استيقظ هذا عظيم جداً! |
Heydrich'in az da olsa Yahudi kanı taşıdığını duydum. | Open Subtitles | أسمع أن هيدريش ديه دم يهودي قليلا فيه. |