Değilim, ama çok televizyon izlerim ve bazan yararlı oluyor. | Open Subtitles | لا , لكني أشاهد التلفاز كثيرا وهذا ما ينفع احيانا |
Bir film fragmanı izledim ve film gösterime girdiğinde burada olmalıyım dedim. | Open Subtitles | أشاهد إعلان فيلم و أتساءل إن كنت سأعيش حتى إصدار الفيلم بالسينما |
Ben hiç Mach 2 (680m/s) civarında uçan bir kuş görmedim. | TED | لم أشاهد في حياتي طائر يطير بسرعة تعادل ضعفي سرعة الصوت. |
Olayın CIA ile alakalı olduğunu anlamam için haberleri izlemem yeterli. | Open Subtitles | كنت فقط أشاهد الأخبار وعرفت بأن الأمر متعلق بعمليات الإستخبارات المركزية |
- Eminim buraya pek fazla insan... - Televizyon seyrediyorum. | Open Subtitles | ولكنك لن تحصل علي الكثير من البشر أنا أشاهد البرنامج |
Çekiç köpek balıklarını görmek için 60 metre derinliğe indim. | TED | غصت الى عمق 60 مترا كي أشاهد أسماك قرش المطرقة. |
- Bu diziyi daha önce izlemedim ama şimdi 246. bölümden başlıyorum. | Open Subtitles | لماذا؟ لم أشاهد هذا المسلسل من قبل والآن أبدأ بمشاهدة الحلقة 246؟ |
Joseon'da böyle ok atan birini şimdiye dek hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم أشاهد أحد قط يرمي بالسهام في جوسون حتى الآن |
Umarım ben de bu gece bir kuş izlerim. Tüylü olmayacak. Yani her yeri değil. | Open Subtitles | أتمنى أن أشاهد عصفورة اليوم.ليس لديها ريش, على الأقل ليس على جميع أنحاء جسدها. |
Büyük yatağıma oturur, sıkıntılı bir yüzle televizyon izlerim. | Open Subtitles | أجلس في كآبة على سريري الكبير، أشاهد التلفاز |
Onun nasıl öleceğini merak ediyordum, ben de onunla birlikte izledim. | Open Subtitles | كنت أيضاً متشوق لمعرفة كيف ستموت لذا قررت أن أشاهد معه |
Bombalamadan sonraki, başhemşire Malak'in yürek yakan videosunu dehşet içinde izledim. Erken doğan bebekleri güvenli bir yere götürmek için can havliyle küvözlerden kapıp alıyor ve sonra gözyaşlarına boğuluyordu. | TED | كان الرعب يتملكني وأنا أشاهد الصورة المفجعة لرئيسة الممرضات ملك، في أعقاب ما بعد القصف، وهي تسحب الأطفال حديثي الولادة خارج الحضانات، في محاولة يائسة لإنقاذهم، قبل أن تنفجر بالبكاء. |
Fransa' da geçirdiğim zamanlardan beri bunlardan birini görmedim. Hafızam yanıltmıyorsa, açtırmak için 1879 de doğan Joseph Locke' ı bulmuştu. | Open Subtitles | لم أشاهد شيئا كهذا منذ أيامي بفرنسا ، إن لم تخُنّي الذاكرة يتطلب الأمر براعة كبيرة لفتح قفل جوزيف سنة 1879 |
Herşeyden önce söylemeliyim ki... böylesine saf böylesine samimi... bir şey görmedim. | Open Subtitles | بكل صدق لم أشاهد فى حياتى أبداً مثل هذا الإرتياح وعدم القلق وبالإضافة لذلك ، الهدوء الزائد |
Özür dilerim. Bir filmi başından sonuna kadar izlemem lazım. | Open Subtitles | حسنا، أنا آسف أنا يجب أن أشاهد فيلما من بدايته وحتى النهاية |
Ama televizyon seyrediyorum! Birçok insan bu şovda çok çalışıyor. | Open Subtitles | ولكنني أشاهد التلفاز ، عمل الكثيرون بجهد لإنتاج هذا البرنامج |
Sanırım sonunda Joyce'u bir şey için heyecanlandığını görmek güzeldi. | Open Subtitles | أتوقع أنه من الجيد أن أشاهد جويس متحمسة لأمر ما |
Ben o filmi hiç izlemedim. | Open Subtitles | هل تعتقد أن هذا مضحك؟ لم أشاهد هذا الفلم لا أعلم |
15 yaşıma dek gerçek karanlık bir gece göğü görmemiştim. | TED | لم أشاهد سماءً مظلمة حقًا حتى بلغت 15 عامًا. |
Daha sonra, su yatağına uzanıp, porno film izleyeceğim... | Open Subtitles | و أقفز في السرير المائي و أشاهد أفلام محظورة |
Dün mesela, tenis kortunda Claire ile sevgilisini seyrediyordum. | Open Subtitles | بالأمس، على سبيل المثال, في ملعب التنس.. كنت أشاهد ذانك العاشقان, |
Her şey allak bullak oluyor benim tek yapabildiğimse durup seyretmek. | Open Subtitles | كل شىء ينهار.. و كل ما أفعله أننى أقف و أشاهد |
Ama bu işte çok iyi olan birini izleyip öğrenmek isterim. | Open Subtitles | ولكن أفضل أن أشاهد وأتعلم من شخص يكون جيدا جداً |
Ama ben onları izlerken eski trajedinin yeniden başladığını görüyorum. | Open Subtitles | و لكن أنا عندما أراهم أشاهد نفس المسرحية القديمة.. ِ |
Bizim düğün kayıtlarına bakıyordum ve arama geçmişini görmüş bulundum. | Open Subtitles | كنت فقط أشاهد قائمة زفافنا ووقعت صدفة على سجّل أبحاثك |
Şu an ızgaranın önüne oturmuş bir adamın "soğan yanardağı"* yapmasını izliyor olacaktım. | Open Subtitles | كان من الممكن أن أكون جالساً بجانب الشواية أشاهد شخصاً يقوم بشيّ البصل |