| Bayım, lütfen oraya gitmeden önce izin verin açıklayayım. | Open Subtitles | سيدى, أرجوك, قبل أن تدخل إلى هناك أنا فقط أريد أن أشرح لك |
| Sana yaş günü partilerinin nasıl olduklarını açıklayayım. | Open Subtitles | دعيني أشرح لك كيف تكون حفلات عيد الميلاد عادة. |
| Yanlış bir şey düşünmeden önce açıklamama izin ver. | Open Subtitles | تشانج قبل أن تقفز لأستنتاجات . دعنى أشرح لك الموقف |
| Çok iyisin ama... Bunu açıklamak zor. | Open Subtitles | أنت عطوفة للغاية لكن من الصعب أن أشرح لك |
| Açıklaması çok zor efendim. Her şey o kadar hızlı oldu ki... | Open Subtitles | من الصعب أن أشرح لك يا سيدي .. كل شيء حدث ببأسرع مما |
| Eğer beni dinlersen, sana bunu açıklayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أشرح لك ذلك إذا أستمعتِ لى فقط |
| Sana şunu izah edeyim. O bellekte belediyeyle yaptığım, çok karlı olacak bir anlaşmayla ilgili bilgiler var. | Open Subtitles | دعني أشرح لك أمرا، تلك الفلاشة فيها تفاصيل هامة جداً عن صفقة للمدينة |
| İnsan vücudunun nasıl çalıştığını anlatayım sana. | Open Subtitles | اسمحوا لي أن أشرح لك كيف يعمل جسم الانسان. |
| Neden Polonya'ya dönmem gerektiğini size açıklamaya çalıştım. | Open Subtitles | أنا لم أحاول أن أشرح لك لماذا لا بد لي من العودة إلى بولندا. |
| Size onun durumu hakkında bilgi vereceğim ve neden size emanet ettiğimi açıklayacağım. | Open Subtitles | دعيني أشرح لك حالتها ولماذا عليك أن تعيريها أقصى اهتمامك |
| Daha kaç kere sana açıklamam gerek? | Open Subtitles | كم من مرة عليّ أن أشرح لك هذا؟ |
| Tamam, senin bir çocuk olduğunu anladım, izin ver açıklayayım. | Open Subtitles | حسناْ إن كنتى تصرى على هذا دعنى أشرح لك دعينى أشرح لكى |
| Eğer bu kutsal suyu içmemle alakalı ise, izin verin açıklayayım... | Open Subtitles | إذا كان هذا بسبب شربي ..للماء المقدس، دعني أشرح لك |
| Dostum, izin ver de sana bir şey açıklayayım. Şu ufak uzay gemisini görüyor musun? | Open Subtitles | يبدو انك لم تفهم يا صاح , دعني أشرح لك , أتري سفينة الفضاء تلك |
| Bırak da nasıl oluyor açıklayayım. Şaka kardeşliktir. | Open Subtitles | دعني أشرح لك كيف يجري الأمر قم بمقلب لأخاك |
| Hayır ben sana neden programı kapattığımı açıklayayım. Kapatıyor muyuz? | Open Subtitles | لا، دعني أشرح لك لماذا سوف يتوقف برنامجك |
| Bir şeyi sana açıklayayım çünkü pek anlamış görünmüyorsun. | Open Subtitles | حسنا , دعيني أشرح لك شيئا , لانه على ما يبدو أنك لم تفهميه إلى الآن |
| Pekâlâ açıklamama izin verirseniz bunu ben açıklayabilirim. | Open Subtitles | حسناً، إذا تركتِ لي الفرصة لأشرح سوف أشرح لك ذلك |
| Sana suçluların avukatlarına neden güvendiğini açıklamama gerek var mı? | Open Subtitles | هل أنا بحاجة أن أشرح لك لماذا يحتاج المجرمين لإئتِمان مُحاميهم؟ |
| Bu anlamsız şekilde duygusuzluğunu açıklamak için çok uğraşmam gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى مخطط تفصيلي ضخم كي أشرح لك الطرق التي يبدو فيها كلامك غير ملائم لأبعد حد لا يمكنك الاختباء من التعاسة |
| Açıklaması çok basit. | Open Subtitles | .أستطيع أن أشرح لك الأمر بسهولة |
| Söz verdim biliyorum. Öyle, öyle üzgünüm ki. açıklayabilirim. | Open Subtitles | أعلم ذلك، أنا في غاية الأسف يمكنني أن أشرح لك |
| Bay melnyk, durumu sizin için biraz daha basitçe izah edeyim. | Open Subtitles | السيد ملنيك، اسمح لي أن أشرح لك أكثر قليلا ببساطة |
| Bu işlerin nasıl yürüdüğünü sana anlatayım. Büyük patron, Kendall'a iş verdi, çünkü kızıyla çıkıyor. | Open Subtitles | دعني أشرح لك الوضع , لقد عيّن كاندال بهذا المنصب لأنه يواعد إبنته |
| Jane, sana işlerin gerçekte nasıl olduklarını açıklamaya çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | جين، أنا أحاول فقط أن أشرح لك حقيقة الأمور. |
| Söz veriyorum yakında her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً بأن أشرح لك كل شيء قريباً |
| Daha kaç kere sana açıklamam gerek? | Open Subtitles | كم من مرة عليّ أن أشرح لك هذا؟ |
| kalamayacak olmasının başka bir sebebi daha var sonra açıklarım. | Open Subtitles | هناك سبب آخر لا يمكنها البقاء سوف أشرح لك لاحقاً. |
| Neden bittiğini açıklamamı ister misin? | Open Subtitles | أتريدينني أن أشرح لك سبب انتهاء علاقتنا؟ |