Kendimi civcivleri uçmayı öğrenince gururlanan anne tavuk gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعرُ كأنني أُم دجاجة فخورة الذي فراخها تعلمت أن تطير |
Ne kadar dayak yersem yiyeyim dans edersem daha iyi hissediyorum ve uyuyabiliyorum. | Open Subtitles | بقدر ما ألاقي من الضرب, إلا أنني أرقصُ, ثم أشعرُ بتحسّن ثم أنام. |
Alkışlamaya devam edin. hissediyorum, haydi. | TED | تواصلوا جميعًا بالتصفيق. أشعرُ بذلك، هيا بنا. |
Hamile kalmak istemiyorum. Hamile gibi hissetmiyorum. | Open Subtitles | لا أريدُ أن أكون حامله أنا لا أشعرُ بالحمل |
Kaderin yanlış yolda olduğumu söylediğini hissettim. | Open Subtitles | أشعرُ بأن القدر يقول لي أن ما أنا على وشك فعله هو خطأ |
Ölmek üzereyken, Kendimi her zamankinden canlı hissediyorum, Sanki yaşamak için çok nedenim varmış gibi. | Open Subtitles | على شفى مَوتي أشعرُ بأني حي أكثَر من أي وَقت كأني لديَ سببٌ إضافي لأحيا |
İstemsizden çok istem dışı olduklarını hissediyorum çünkü omzumu kendim hareket ettiriyorum gibi hissediyorum, dışsal bir güç değil. | TED | أشعرُ أنها أكثر غير طوعية من أنها لاإرادية، لأنني لا أزال أشعرُ وكأنني أنا مَن يقوم بتحريك كتفي، وليس قوة خارجية. |
Evet, yine de, onun için özel bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyorum. | Open Subtitles | حسناً، على الرغم من ذلك أشعرُ أنهُ علي أن أقومَ بشيءٍ خاص لهُ |
Şimdi de eroin bağımlılığımı yendiğimi hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أشعرُ الآن أني أتغلبُ على إدمانِ الهيروين |
Kendimi kötü hissediyorum. Onu sadece bir kez görmeye gittim. | Open Subtitles | يا إلهي، أشعرُ بالسوء لم أزُرهُ إلا مرةً واحدة |
Kendimi dibe çarpmış gibi hissediyorum, bir başka tuzak açılıyor ve umutsuzlukta boğuluyorum. | Open Subtitles | أشعرُ أني وصلتُ إلى الحَضيض ثُمَ يُفتحُ بابٌ مُفخخٌ آخَر و أنغمِسُ مزيداً في اليأس |
Beni bıçakladığın zamandaki ağrıyı sızıyı hala hissediyorum. | Open Subtitles | ما زلتُ أشعرُ بكُل أنواع الآلام و الأوجاع مِن طعنتِك |
Sadece, bilirsin, Kendimi biraz zayıf hissediyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا، تعلم أشعرُ بأثر تراجع المخدّر، تعلم ما أعني؟ |
O gün kütüphanede olan olaylar yüzünden Kendimi bir parça sorumlu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعرُ بإحساسٍ معيّن من المسؤولية عمّا حصلَ ذلكَ اليوم في المكتبة |
Şimdi hissediyorum da, onu o gün yitirdim, pek çok yönden. | Open Subtitles | و الآن، أشعرُ أني فقدتهُ ذلكَ اليوم بأكثَر من طريقَة |
Aptalca olduğunu biliyorum ama bazen babamın bu kedi aracılığıyla beni gözettiğini hissediyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر غبي لكن أحياناً أشعرُ وكأن أبي يعتني بي من خلال هذا القط |
Kendimi pek iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنهُ علي الذهاب إلى شقتي في الحقيقه أشعرُ بأنني لستُ على مايرام |
Kendimi son zamanlarda pek iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | لا أشعرُ بنفسي في الأيّام القليلةِ الماضيّة. |
Ve ayağımı kaydıracağını söylediğinde, daha da kötü hissettim. | Open Subtitles | ولقد قلتِ لي بأنني قد أهنتُكِ، وقد جعلني أشعرُ بسوءٍ أكثر، |
Bu kadar uzun süre almadığım olmamıştı, Sanki rehabilitasyonda gibiyim. | Open Subtitles | لم أتعاطى منذُ زمنٍ طويل أشعرُ أني في مرحلة إعادة التأهيل |
Sırf ben Kendimi kötü hissetmeyeyim diye saklanmış ömürlük ödüller. | Open Subtitles | عمر من الجوائز موضوعه بعيدآ فقط حتى لا أشعرُ بالسوء |
Senin için neler hissettiğimi hissediyor musun? | Open Subtitles | هل تشعرين هل تشعرين ما أشعرُ بهِ تجاهك |
Seni çok seviyorum ama bunu Sanki hiç bilemeyecekmişsin gibi geliyor. | Open Subtitles | أحبّك جداً، و أشعرُ بأنّك لن تعرف هذا ابداً. |
Ama yakında şans bana gülecek. Bunu hissedebiliyorum. | Open Subtitles | لكن قريباً سيأتي دوري ستأتي فرصتي ، أشعرُ بذلِكَ |