Hala yanımda olduğuna inanamıyorum. İyi geceler. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيع أن أصدق أنك تستمر معي في هذا. |
Demo'nu neredeyse bitirdiğine ve en iyi arkadaşınla ilgili bir şarkı yazmamış olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لاأستطيع أن أصدق أنك كدت تنتهين من عمل البومك ولم تقومي بكتابة أغنيه عن صديقك المفضل. |
Bana sormadan bunu yapmayı kabul ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك وافقتي على فعل هذا دون حتى أن تسأليني |
O çocuğa sataşacak kadar salak olduğuna inanmıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك مغفل لدرجة أن تتشاجر مع ذلك الفتى. |
Oh, benden senin zamanda bir çatlak bulduğuna inanmamı istiyorsun? | Open Subtitles | اوه,و أنت تريدنى أن أصدق أنك وجدت شق فى الزمن |
Aman Tanrım! Bunu ağzıma koymama izin verdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أوه يا إلاهي ، أنا لا أصدق أنك جعلتيني أتذوق هذه |
Charlie, onca yılın ardından hâlâ bekar olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | تشارلي ، لا أصدق أنك مع كلّ هذه السنوات ما زلت عازب. |
Senin de benim gibi Rahip Gyatso'yla arkadaş olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك كنت صديق للراهب كياتسو مثلي تماماً |
Bana bunu yapmayı aklından bile geçirme. Bana bunu yapıyor olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا تجرؤ على فعل ذلك لا أصدق أنك تفعل ذلك |
Kendine ait bir psikopat sapığın olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك حقيقة كان لك مريض نفسي معجب بك يتعقبك |
Alex'i kullanıp ölmesine izin verecek kadar adi bir herif olduğuna inanamıyorum, çünkü, böylece tetiği sen çekmiş oluyorsun. | Open Subtitles | لا أصدق أنك أنسان حقير لتلك الدرجة تـرجـمة : مـحمد عـثمان تستخدمها هكذا ثم تقوم بقتلها |
İyiyim. Sadece... Burada olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا بخير ،ولكني لا أصدق أنك هنا كيف عرفت أني سأكون هنا ؟ |
O klonları davet ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | تعرفين، أنا لا أستطيع أن أصدق أنك تشجعين تلك النسخ |
Beni bu şekilde takip ettiğine inanamıyorum. Sen beni gerçekten umursuyorsun. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنك لحقتني الى هنا واهتممت لامري |
Kardeşine tek başına gözkulak olmam için beni terk ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لم يمكنني أن أصدق أنك تتركني لأعتني بأخيك لوحدي |
Herhangi bir dağı hareket ettirdiğine ya da depremle ilgin olduğuna inanmıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك قمت بتحريك ذلك الجبل أو كان لك أيّ علاقة بتلك الهزة |
Parası için evlenmeyeceğine inanmamı mı bekliyorsun? - Öyle. | Open Subtitles | هل تتوقعين مني أن أصدق أنك لا تريدين الزواج من إبني لأجل أمواله؟ |
İşlerin bu hale gelmesine izin verdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | فقط لا أصدق أنك تركت الأمور لتكون بهذا السوء |
Ben de hâla suçu bize attığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكن أن أصدق أنك مازلت تضع اللوم علينا |
Gotham'ın insanlarını önemsediğinize inanmam mı gerekiyordu? | Open Subtitles | هل من المفترض أن أصدق أنك تآبه لسكان غوثام؟ |
Kendi kendini yok eden bir virüs yazmayı kendi başınıza öğrendiğinize inanayım mı? | Open Subtitles | أترديني أن أصدق أنك قد علمتِ نفسك كيف تنشئين فيروس وتجعلينه يدمر نفسه |
Homie, Isotope'lar hakkında söylediklerinin doğru olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | (هومي) ، أصدق أنك تقول الحقيقة بشأن فريق (أيزوتوبس) |
Açıkçası efendim babamın o kadar saygı duyduğu kişi olduğunuza inanamıyorum. | Open Subtitles | بصراحة يا سيدي لا أصدق أنك الرجل نفسه الذي يحترمه والدي كثيراً |
Bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | نجاح باهر، لا أستطيع أن أصدق أنك كذبت علي. |
Marquis'deki süiti kullanacak kadar çılgın olabileceğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك بلغت حد من الجنون لأن تستخدم هذا الزى فى فندق ماركيز |