| -Keşke. Oğlumun birkaç yıl içinde bir Amerikalıya dönüştüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أني في سنين قليلة، إبني يكبر ليصبح أميركي |
| Hindistan'a o kadar yolu sadece bir düğün için gittiğimize inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أننا قطعنا كل المسافة إلى الهند من أجل زفاف. |
| Ben Elders sonunda beni buldu inanamıyorum, bir acemi ile, az. | Open Subtitles | لا أصدّق أن الشيوخ تعقّبوني و أخيراً بمبتدئة ، لا أكثر |
| Söylediğin tek kelimeye bile inanmıyorum. Bahse girerim dairende fahişeler vardır. | Open Subtitles | لا أصدّق كلمة مما تقول ، ربما لديك عاهرة في شقّتك |
| Altı tane genç adamın, yaşlı bir bayanın tekerleğini değiştirmek için durduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق هذا 6 رجال يتوّقفون لمساعدة سيّدة مسّنة لـ إصلاح إطار سيّارتها |
| Bana bütün bu yaptıklarından sonra hala beni etkilemesine nasıl izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّي لا أزال أتركه يؤثّر فيّ بعد كلّ ما جعلني أقاسيه |
| Bana bütün bu yaptıklarından sonra hala beni etkilemesine nasıl izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّي لا أزال أتركه يؤثّر فيّ بعد كلّ ما جعلني أقاسيه |
| Her zaman onu tekrar görebileceğimi düşünüyordum. Onu tekrar göremeyeceğime, inanamıyorum. | Open Subtitles | ظننتُ دائماً أنني سأراه مجدداً لا أصدّق أنني لن أراه مجدداً |
| En son bir maç izleyeli 100 gün olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّ 100 يوم قد مضى مذ رأيتُ مباراةً |
| Bir şey olmuş. Ona tekrar böyle bir şey yaşattığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | حدث شيء ما، لا أصدّق أنّي سببت لها هذه المعاناة مجدداً. |
| Gizem Şirketinde sadece 3 haftadır çalışıyorum, ...ve benim katil olabileceğimi düşündüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | لقد عملتُ في شركة الغموض لثلاثة أسابيع، ولا أصدّق أنّكَ تعتقد أنّي قاتلة |
| Aylar oldu biliyorum ama hala seninle burada olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | مرّت بضعة أشهر وحسب، لكنّي لا أصدّق أنّي هنا معكَ. |
| Bu işi bunca zamandır kafanda kurup bana haber vermemene inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّك كنتِ تخطّطين لهذا الموضوع ولم تخبريني به حتّى. |
| Bana karşı bu kadar çabuk soğumana inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أن مشاعرك انطفأت حولي بسرعة جدًا |
| 1 saat sürdüğüne inanamıyorum, o kadar uzun ne yazdın merak ettim. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّكِ استغرقتي ساعة بأكملها. مالذي يمكن أن تكوني تكتبيه؟ |
| İnanmıyorum, gerçekten eski karının seninle, bizimle kalmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | لا أصدّق حقاً أنّك تسمح لزوجتك السابقة بالمكوث معك، معنا. |
| Ama ben buna inanmıyorum ve senin buradan gitmeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدّق ذلك و أريدك خارج هذا المكان |
| Tabii ki, onun doktor olduğuna inanıyorum... çok iyi ve saygın bir ameliyat uzmanı, dostum. | Open Subtitles | بلى أصدّق أنه طبيب في الواقع إنه خبير بعلم الأمراض محترم جداً |
| Onu bizden uzak tutanın bu alüminyum şapkalar olduğuna inanmamı bekliyor musun cidden? | Open Subtitles | هل تتوقع منّي أن أصدّق أنّ هذه القبعات منعتنا من أن نفقد الوعي؟ |
| Sana inanmam için ses tonunu değiştirmelisin. | Open Subtitles | يجب ان تستخدم نبرة مختلفة لكى تجعلنى أصدّق هذا |
| Birinin %100 sap olduğuna inanmak nasıl olur bilemiyorum efendim. | Open Subtitles | لا أخالني أصدّق أنّ هناك وغداً 100 بالمائة يا سيّدتي |
| Bu güzel varlığa sahip olduğuma inanamadım | TED | لم أصدّق حينها بأنّني حظيتُ بفرصةِ امتلاكِ هذا المخلوقِ الجميل. |
| Biliyorsun sizin bu yaptıklarınıza hiç inanmadım ama doğru olmayan bir şeyler var. | Open Subtitles | لم أصدّق أبدًا بأمور الخوارق التي تعملان بها لكن هناك ما يُثير الريبة |
| Birdenbire gelen zenginliğin seni aniden cömertleştireceğine mi inanayım? | Open Subtitles | إذاً، لابدّ أن أصدّق أن الثروات المفاجئة.. ستعطيك كمّية كبيرة من الكرم .. |
| uçsan, suda yürüsen inanırım, bu hikayeye neden inanmayayım? | Open Subtitles | أنت تطير، تسير على الماء، وأصدّق كل شئ إذاً، لمَ هذه المرة لن أصدّق قصتك ؟ |
| Anlattıklarınıza inanmama izin verebilirdiniz. | Open Subtitles | كان بوسعكَ أن تتركني أصدّق ما قلتَه |
| Neye inanıyorsan ona inandım diyelim ve öyle kalsın. | Open Subtitles | دعيني أخبركِ بأنني أصدّق ما تعتقدينه , و لنترك الأمر عند هذا الحد |
| Ve sen onun fizik tedavi uzmanın olduğunu söylemiştin ama yemedim. | Open Subtitles | وأنتَ قلتَ بأنّها كانتَ مُعالجة للغضب ولكنّ لم أصدّق ذلك. |
| Peki bunu senin yaptığına neden inanmalıyım? | Open Subtitles | يُفترض أن أصدّق قيامكَ بهذا انطلاقاً مِن أيّ دافع؟ |