| Bence seks yapmak için haber vermeden onun evine gittin. | Open Subtitles | أعتقد أنّك قصدتَ منزلها دون سابق موعد، ناشداً ممارسة الجنس |
| Teselli olur mu bilmiyorum ama, Bence gerçekten çocuklarına yardım ettin. | Open Subtitles | إذا كان هناك عزاء ، أنا أعتقد أنّك ساعدت أولادك بالفعل |
| Bence sen uzun bir süre siyaset tartışmamak için kaçış yollarını deniyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تحاول إيصال أنّك لا تريد التحدث عن السياسة بعد الآن. |
| sanırım, benden birkaç espri bildiğim ve seni güldürebildiğim için hoşlandın. | Open Subtitles | أعتقد أنّك أحببتني لأنني كنت أعرف بعض النكت التي جعلتكِ تضحكين. |
| Kim olduğumu bilmiyorsun. Kim olduğumu hiçbir zaman anladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | أنت لا تعرف من أكون، لا أعتقد أنّك عرفتني يوماً. |
| Bence sen insanların düşündüğü kadar da karanlık biri değilsin. | Open Subtitles | أعتقد أنّك لستَ شرّيراً بالقدر الذي تريد أنْ يظنّه الناس |
| Bence bu belgeleri sözde cinsel devrimden yararlanmak için yayınladınız. | Open Subtitles | أعتقد أنّك قدّمت هذه المواد لاستغلال ما يُسمّى بالثورة الجنسية. |
| Bence kendin hakkında yazmaya çalışıyorsun Ve konuyla ilgili hiçbir fikriniz yok. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تحاولين الكتابة عن نفسك وليس لديك أي فكرة عن الموضوع |
| Bence...bu dünyada yaşamak için... ..mükemmel birisin. | Open Subtitles | أعتقد أنّك أكثرُ مثالية من أن تعيشى فى هذه الدنيا |
| Bence duyduğunda doğruyu biliyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تعرف الحقيقة عندما تسمعها . همممم. |
| Konuyu açmışken tatlım Bence düğünü ertelemeyi düşünmelisin. | Open Subtitles | حسناً ,بما أنك ذكرتي ذلك يا عزيزتى أعتقد أنّك ربما يجب أن تفكّرى بتأجيله |
| N'aber kardeşim. Bence aşırı tepki veriyorsun, anne. | Open Subtitles | مرحباً صديقي , أماه أعتقد أنّك تبالغين بالأمر |
| Bence bu intihar masalını gelip beni görmek için bir... - ...bahane olarak kullanıyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تستخدم مسألة الانتحار هذه كمبرّر لتأتي لمقابلتي |
| Bence istiyorsun çünkü içinde bir yerlerde seni götürdüğümüz yerin özel olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنّك راضية لأنّه في أعماقكِ هناك جزء منكِ يعرف أنّ المكان الذي سنأخذكِ إليه مميّز |
| Bence en güzel cenaze senin olacak. | Open Subtitles | أعتقد أنّك ستحصل على أفضل جنازة على الإطلاق |
| Biliyor musun, sanırım onun çok nazik bir sevgili olduğunu bilmek hoşuna gider. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تودّين أن تعرفي أيضاً أنّه عشيق رقيق. |
| sanırım evde topla oynamaman gerektiğini açıkça gösterdin. | Open Subtitles | أعتقد أنّك أوضحت أنّه لا يمكن ائتمانك على الكرة داخل المنزل. |
| Aslında, ne kadar şanslı olduğunu bildiğini sanmıyorum, dostum. | Open Subtitles | في الواقع، لا أعتقد أنّك تدرك كم أنت محظوظ. |
| Kapana kısılmış hissettiğini ve çok ciddi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تشعر أنّكَ محاصر وأنتَ بحالة حرجة |
| Komutan, birbirimizi anladığımızı sanıyordum. Ben bir sorumluluğunuzun olduğunu söylediğimde kendi kendime konuşmuyordum. | Open Subtitles | أيّها القائد أعتقد أنّك وأنا نعيّ حين أخبرتُك بأنّه سيكون هناك مسئوليّة |
| Zaten öyle bir sorunun olsa NCIS ajanı olmazdın herhalde. | Open Subtitles | أعتقد أنّك لن تكوني عميلة في شعبة التحقيقات البحرية لو كانت لديكِ مشكلة في ذلك. |
| Böyle bir insan olduğunu düşünmemiştim. Aynı ahlaki değerleri taşıyoruz sanmıştım. | Open Subtitles | لم أعتقد أنّك بتلك الوقاحة ظننت أنّنا نتشارك في بعض القيم |
| İç çamaşırı ile aranabileceğini düşünmüyorum hiç. | Open Subtitles | أعتقد أنّك لا تستطيع الإتصال بأحد مرتدياً ملابسك الداخلية. |
| Bu gece senden o parayı kazandıktan sonra bizi görmek isteyeceğini düşünmüyordum. | Open Subtitles | حسناً، لم أعتقد أنّك تود رؤيتنا بعد أن فزنا بأموالك ليلة البارحة |
| Bunun eklem iltihabı olmadığını söylediğim zaman çok etkileneceğinize inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّك سنتبهرين جدا عندما أخبركِ أنّ إلتهاب المفاصل هذا ليس إلتهابا للمفاصل. |