"أعداء" - Translation from Arabic to Turkish

• düşmanı
• düşmanları
• düşmanlar
• düşmanım
• düşmanın
• düşmanlarım
• düşmanlarını
• düşmanlarına
• düşmanların
• düşmanlarının
• düşmanınız
• düşmanız
• düşmanlarından
• düşmanımız
• düşmanlarımız

O kadar basit değil. Görüyorsunuz tüm yeni teknolojilerin düşmanı vardır.
إنها ليست بسيطة ، كما ترين التقنية الجديدة دائماً لها أعداء

O nazikti... ve tatlı... ve... bu dünyada tek bir düşmanı bile yoktu.
لقد كان طيباً وعطوفاً و لم يكن له أيه أعداء في هذا العالم

Her yerde halk düşmanları zeka ve fizik olarak geçmeliyiz.
علينا مُضاهاة أعداء البلاد فطنةً وتفوقاً في كل مواجهة معهم.

Veya iki yıl önce kardeşimi öldürmüş olabilecek düşmanları olup olmadığını?
أول هل لديهم أية أعداء لهم صلة بمقتل أخي قبل سنتين؟

Burada olup, ülkenin sorunlarını çözseydin, var olmayacak düşmanlar tarafından.
أعداء لن يكونوا لديكَ لو كنتَ هنا تحلّ مشاكل بلدنا

Senin ve benim gibiler, kuralları takmayan insanlar, onların hep düşmanı olacağız.
أمثالك و أمثالي من لا يمتثلون لقوانينهم سنكون أعداء في نظرهم دائماً

İkinizin can düşmanı olmasına rağmen her konuda hemfikir olmanız çok ironik.
المفارقة، أنه رغم كونكما أعداء ألداء، يبدو أنكما متفقان على كل شيء؟

Önceden bağışıklandıysanız, bu vücudunuzdaki bu spesifik düşmanı hemen tanıyacak şekilde bir ön eğitim alan bir takım güçlere sahip olursunuz.
و عندما تكون هناك قوى داخل جسمك مدربة للتعرف على أعداء معينة و التغلب عليها.

Ancak bildiğim bir düşmanı yok. Arkadaşı da yok.
. لكن ليس لديه أعداء أعرفهم . ولا أصدقاء أيضاً

Eşinizin hiç düşmanı var mıydı?
هل بامكانك القول أنه كان لزوجتك أي أعداء ؟

Şimdi ise demokrasi düşmanları korku, nefret ve kibir satmak için bu yöntemin aynını kullanıyorlar.
ولكن الآن، يستخدم أعداء الديمقراطية هذه الطريقة بالذات ليبيعونا الخوف والكره والغرور.

Suç savaşçısının eski düşmanları.
أعداء القديمة سيئة السمعة المقاتل الجريمة.

Dostu yoktur; ama düşmanları eline su dökemez.
ليس له حُلفاء فِعليّين، أعداء فحسب ولكن لا أحد من أعدائِهِ بِعظمتِه

Ve sonra, en sonunda dış uzaya ulaştığınızda da... insanlar orada da savaşacak düşmanlar buldu.
تمكنتم من الوصول الى الفضاء البعيد وجد البشر هناك أيضا أعداء ليحاربوهم

Zulular ezeli düşmanım. Sizin burda işiniz ne?
الزولو أعداء لأصول عائلتى ماذا تفعلون هنا ؟

Serveti düşmanlara cazip gelecek olan bir adam birden fazla düşmanın varlığından söz eder.
مجرد أن الرجل الذى له مركز له أعداء كما تقول ؟ هذا فى العاده لا يحول نفسه إلى عدو واحد فقط

Zayıf noktamı bulmak için her şeyi yapabilecek güçlü düşmanlarım var.
أنا لديّ أعداء أقوياء، الذي سيفعلون أي شيء لإيجاد نقطة ضعفي

Şefin düşmanlarını dosya çalışmasıyla listelemenin aptal işi olduğundan emindim.
كنتُ متيقناً أن جدولة أعداء القائد من خلال رؤية تحقيقاته

Şimdiye kadar hep Roma'nın düşmanlarına karşı savaştım ondan kalanları kurtarmaya çalıştım.
الى حد بعيد لقد حاربت ضد أعداء روما لإنقاذ ما تبقى منها،

Bir anlaşma yapılmış olabilir mi senin ideal düşmanların ile
لا يمكنك أبرام اتفاقاً مع أولئك الذين أصبحوا أعداء لاْهدافك

İki uzun ay boyunca ayaklarını Kral'ın düşmanlarının ateşinde ısıttın.
لمدة شهور طويلة حرقت رجلك بالنار من قبل أعداء الملك

Seni dövülmüş halde bulduğum gece aile düşmanınız olduğunu söylemiştin.
في تلك الليلة وجدتكِ مضروبتاً ضرباً مبرحاً قُلتي أنه من أعداء العائلة

Şunu açıklığa kavuşturayım. Biz ezeli düşmanız. Ateşkes ilan etmeyiz.
دعني أوضح هذا نحن أعداء هالكين , لا فترات أستراحة

Bayan Colbert, bana kocanızın düşmanlarından bahsedebilir misiniz?
سيدة كولبيرت هلا أخبرتني عن أعداء زوجك ؟

Toprak Krallığı bizim düşmanımız ve Ateş Ulusunun askerlerinden kaçıyoruz.
نحن أعداء لمملكة الأرض , و هاربون من أمة النار

düşmanlarımız olduğunu biliyordum ama bu kadar popüler olduğumuzu bilmiyordum.
كنت أعرف أن لدينا أعداء لكنني لم أكن أعرف أن شعبيتنا وصلت إلى هذه الدرجة