Eğer yemeğinin lezzeti de o yaptığı kurabiyelere benziyorsa kırıcı olmayın. | Open Subtitles | نعم ، حتى لو كان مذاق طعامها مثل الكعك الذي أعدته كن لطيفاً |
Annemin yaptığı bir şey. İki domuz pirzolayla yapılıyor. | Open Subtitles | شيئاً ما أعدته أمي, إنَّه معدٌ من قطعتي لحم خنزير |
Bu karımın benim için yaptığı küçük bir Sezar Salatası. | Open Subtitles | هذا بعض من سلطة الكاسير أعدته لي زوجتي |
Geri vermek çaldığımı kabul etmek olur. Yabancı bir ülkedesin. | Open Subtitles | بيجي أعاطني الطوق و لو أعدته سيكون بمثابة إعتراف بسرقته |
Ona dokundum. Bunu yaptığım an, onu yaşama Geri getirmiştim. | Open Subtitles | لكنني لمسته، وفي هذه اللحظة أعدته للحياه |
Maui karanlıktan ötürü çok korkmuştu; dolayısı ile onu üst kata çıkarmak durumunda kaldım; daha doğrusu, önce yürüyüş için merdivenlerden aşağı indirdim, ve sonra da Tekrar yukarı çıkardım. | TED | كان ماوي خائفا بسبب الظلام، لذا كان عليّ حمله إلى الطابق فوق، في الواقع ذهبنا إلى أسفل للتجول به ثمّ أعدته إلى أعلى. |
Onu getirdim çünkü ben gittiğimde bir uzmanımız eksik kalacak. | Open Subtitles | لقد أعدته لانه سيكون نقص في الاطباء المتخصصين عندما أذهب |
Nenemin ben çocukken yaptığı bir yorgan. | Open Subtitles | لحاف أعدته لى جدتى عندما كنت صغيرة |
Pekala, Jacob gelemiyorsa, bu, Linda'nın kahvaltı için yaptığı şeylerin daha büyük bir kısmı etrafa dağıtılacak demektir. | Open Subtitles | ...مادام "جيكوب" لن يأتي ..."فما أعدته "ليندا لنفطر به سيكون أكثر |
- Bayan Rubens'in bana yaptığı çorbayı. | Open Subtitles | -حساء أعدته لي السيدة (روبنز ). |
Geriye kalan tek şey, Charlene'in yaptığı sütlü kahve. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي بقي هو القهوة بالحليب... الذي أعدته (شارلين) له. |
Onlar 15.000 doları çekip, ertesi gün Geri yatırdığına gülecekler. | Open Subtitles | هل سيضحكون على حقيقة أنك سحبت مبلغ 15 الف ثم أعدته في اليوم التالي ؟ |
Çünkü onu Geri verirsen gerçek sahibi dava açmayacak. | Open Subtitles | لأن المالك الحقيقى لهذا الصليب لا يريد توجيه أى إتهامات إذا أعدته إليه |
En azından 1,300 yıl daha onu şişesine Geri soktuk. | Open Subtitles | حسناً، على الأقل أعدته إلى قارورته لـــ1300 عامٍ آخر |
Ona dokundum. Bunu yaptığım an, onu yaşama Geri getirmiştim. | Open Subtitles | لكنني لمسته، وفي هذه اللحظة أعدته للحياه |
Siz, bir adamı önce öldürüp sonra Tekrar diriltiniz. | Open Subtitles | أنت قتلت رجل ومن ثم أعدته للحياة |
Şimdi Tekrar içeride. | Open Subtitles | وقد أعدته إلى الداخل |
Tekrar clonazepam vermeye başladım. Ona ilaç vermekten hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | (أعدته إلى الـ(كلونازيبام أكره تعاطيه لأي شئ |
Bir terslik olduğunu hissettiğimden, bu kez onu kendim getirdim. | Open Subtitles | شعرت بشيء خاطئ لذاهذهالمرة.. أعدته بنفسي |
Sana gerçek ramen, pangahme getirdim. | Open Subtitles | أحضرت لكِ طبق الرامن, أعدته خصيصاً لكِ |