Büyük şirketlerin insanları önemsemediği gerçeğini kabul etmenin zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنه من الصعب قبول عدم أهتمام الشركات العملاقة بالناس |
Birisinin her gün çalışmak istemesini senin için anlamanın zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب عليك تفهّم الحاجة في الذهاب للعمل كل يوم. |
Bunun zor olduğunu biliyorum, ama... onu dünyaya göz kulak olan biri gibi düşünmeye çalış... bir çoban gibi. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب أن تصدقي، لكن.. فكِّري فيه كأنه من يحرس هذا العالم إنه يرعانا |
Pete Garrison'ın böyle bir işe bulaştığına inanmak zor, biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب تصديق أن بيت غاريسون يمكن أن يكون تورط بأمر كهذا. |
Sabahın bu saatinde dudakları hazır etmek kolay değil, biliyorum ama müziğe hep beraber girmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب عليكم ياسادة بدأ العزف من الصباح الباكر لكن ينبغي علينا أن نواكب بعضنا على نحو متوازي |
Hala sevdiğiniz insanın yasını tutarken mali konularla ilgilenmenin zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب التعامل فى الماديات الآن وقلوبكم لا زالت حزينة عليها |
Bak, herhangi bir insanın yapmaktan utanacağı şeyler yaptım ve... inanmanın zor olduğunu biliyorum, anne, ama... bunun işe yaraması için bazı düzeltmeler yapmam gerek, tamam mı? | Open Subtitles | انا فعلت أشياء أيّ انسان قد يخجل منها و أعرف أنه من الصعب عليكِ يا أمي ان تصدقي ذلك ومناجلأنيفلح هذا, يجب أن أحسن الامر , مفهوم؟ |
Bak, bazen benimle evli olmanın zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ميل انظر أنا أعرف أنه من الصعب أن تكون متزوجاً بي أحياناً |
zor olduğunu biliyorum ama sakin olmaya çalış. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب أن تحاول أن تهدئ من روعك |
Hayatını burada geçirmeyi kabullenmenin senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنظري , أعرف أنه من الصعب عليكي أن تقبلي بأن تظلي هنا لما تبقى من حياتك |
İnanması zor olduğunu biliyorum... ama kafana girdikten sonra... ne hissettiğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب عليكِ أن تصدقي لكن حالما تدخل داخل دماغكِ أنا أتذكر الشعور, تقريبا أنا لم أستطع أيقافها. |
Ona inanmanın zor olduğunu biliyorum ama belki adamın içinde bir şey cız etmiştir. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب تصديقه، ربما شيء ما قد غيره |
Bak gizli görevden çıkmanın zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب أن ترجع بعد العمل كمُتخفٍ |
Bunu anlamanın senin için zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب عليكي فهم هذا |
zor olduğunu biliyorum ama bunları yaptığını kabul edersen-- | Open Subtitles | أنا أعرف أنه من الصعب سماع هذا ولكن تقبل أنك فعلت هذا ...... |
Baba. Beni o şekilde görmenin senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ...أبي ، أعرف أنه من الصعب أن تراني بهذه الطريقة |
Şu an başka bir şey düşünmenin bile zor olduğunu biliyorum, ama... | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب التفكير ...بشيء آخر الآن, و لكن |
Bir arkadaşını böyle mantık dışı bir şey yaparken görmek zor, biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب مشاهدة صديق يقوم بشيء غير عقلاني كهذا. |
Anlaman zor, biliyorum ama bu benim başıma geldiğinde ben de aynı yoldan geçtim. | Open Subtitles | , أعرف أنه من الصعب فهم ذلك لكنني مررت بنفس الأمر عندما حدث هذا لي |
Bunu duymak kolay değil biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنه من الصعب سماع ذلك ولكن |
Bunu duymak kolay değil biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنه من الصعب سماع ذلك ولكن |