bir sinir değerlendiricisi beyin dalgalarımı izleyerek ne kadar etkilendiğimi ölçecek | Open Subtitles | إنه مقيم أعصاب.. سيظهر موجات مخي ويحدد الدرجة التي سأتأثر بها |
23 saat sürdü. beyin cerrahımla birlikte yaptım. | TED | أستغرقت 23 ساعة . أجريتها مع جراح أعصاب. |
Makalede bir nörolog, dikkat eksikliği olan çocukların kendilerini nasıl gösterdiğini anlatıyordu. | TED | في تلك المقالة، تتحدث عالمة أعصاب عن كيف يقدم الأطفال أنفسهم مع اضطراب نقص الانتباه. |
Düşman, sinirler üzerinde basit ama etkili bir savaş yürütüyordu. | Open Subtitles | العدو أعتمد حرب أعصاب بدائيه لكنها فعاله |
Omurga sinirleri etrafında bir sürü yarası ve şişlikleri var. | Open Subtitles | إنّه يعاني الكثير من الجروح والأورام حول أعصاب العمود الفقري |
Mesoamerika'da (orta Meksika ile orta Amerika arası), beyin cerrahisi yapılmaktaydı ve orada hastalarını tedavi eden beyin cerrahları vardı. | TED | في أمريكا الوسطى، لقد كان هناك جراحة أعصاب و كان هناك جراحي أعصاب يداوون المرضى |
Doğarken, çocuk beyin cerrahı olacağını bilerek hayata geliyorsun. | TED | خرجت من رحم أمك وأنت تعرف بأنك تريد أن تصبح أخصائي جراحة أعصاب أطفال. |
Sinteztezikler, beyin sinirlerinin bağlantılarında, biyolojik bir eğilimi miras almışlardır. Fakat sonra kültürel eserler, takvimler, yemek adları ve abc gibi şeylere maruz kalmaları gerekmiştir. | TED | تشابك الحواس يورث ميلاً حيوياً للاتصال المفرط في أعصاب الدماغ. لكن بعد ذلك يجب أن تُعرّض لأدوات الثقافة، مثل التقويم، و أسماء الطعام، والأحرف الهجائية. |
Muhtemelen bu benim bir işlevsel beyin cerrahı olmayı seçmemin sebebi. | TED | وربما لهذا السبب اخترتُ أن أكون جرّاح أعصاب وظيفي |
Ben bir bilgi-sayımsal nöroloğum ve kavramsal beyin-makine arayüzleri veya beyin ile bilgisayarı bir araya getirme üzerine çalışıyorum. | TED | أنا عالم أعصاب حسابية، ومجال عملي هو واجهات الدماغ الآلية المعرفية، أو الجمع بين الدماغ والحاسوب، |
Kötü herifler olabilirler, ama beyin cerrahi degiller. | Open Subtitles | ربما سيكونوا أوغاد ولكننا لا نتحدث الى جراحى أعصاب |
Bir nörolog için yüksek güvenlikten bir mahkumu MR'dan geçirmek yeterince kolay. | TED | من السهل حقاً على عالم أعصاب أن يضع سجيناً خطيراً داخل جهاز تصوير بالرنين المغناطيسي. |
Mary adında parlak bir nörolog düşünün. | TED | تخيل أن هناك عالمة أعصاب بارعة تسمي ماري |
İnsan saçından ince sinirler mikroskobik dikişlerle bağlanır. | Open Subtitles | أعصاب أصغر من الشعر البشري يربطوها معاً بإستخدام خيوط جراحية مجهرية |
Ayaklarımızın altından direk beyne uzanan sinirler var | Open Subtitles | هناك أعصاب تَذْهبُ مباشرة إلى الدماغِ تحت الأقدام |
-Biliyoruz ki böyle durumlar da insanların sinirleri dağılır. -Sinir mi? | Open Subtitles | وكلانا يعلم أن مثل هذه المواقف تعتمد على قوة أعصاب الأشخاص |
İlkin, kendi kasındaki sinirleri kestik, ardından kol sinirlerini alıp bunlardan bir kısmını göğsüne kaydırdık, ve göğsünü kapattık. | TED | أولاً قمنا بإزالة الأعصاب في عضلات صدره ، ثم أخذنا أعصاب الذراعين ونقلناها إلى عضلات الصدر وأقفلنا الصدر. |
Ama birkaç yıl geçtikten sonra sanattan uzak kalamadığımı fark ettim ve titreme için bir nöroloğa gitmeye karar verdim ve öğrendim ki kalıcı sinir hasarına sahipmişim. | TED | و لكن بعد بضع سنين لم أستطع البقاء بعيداً عن الفن وقررت أن اذهب إلى طبيب أعصاب ليعاين الهزّة و اكتشف حينها أن لدي تلف دائم للأعصاب. |
Son yedi gün içinde, acil servis nörologa nörologda beş ayrı doktora göndermiş. | Open Subtitles | أرسله أطباء غرفة الطوارئ لطبيب أعصاب و الذي أرسله لخمسة أطباء آخرين بسبعة أيام |
Spinal meningiom ses tellerine giden sinirlere baskı yapıyor. | Open Subtitles | ورم سحائي شوكي يضغط علي أعصاب الأحبال الصوتية |
Eve döndüğünüzde bir nöroloji uzmanına baktırmak isteyebilirsiniz ama burada radyolojiciler gördü ve aynı fikirdeler. | Open Subtitles | ستودّ زيارة طبيب أعصاب عندما تعود لمسقط رأسك، لكن أخصّائي الآشعة هنا رأى الكشف واتّفق معنا. |
Herkesin siniri yeterince bozuldu. | Open Subtitles | بما فيه الكفايةلوضع أعصاب أي واحد في حالة نفسية قلقة |
Şanslısın o zaman, ben nörologum. Şarap ve peynir tatma toplantısına gitmiş. | Open Subtitles | ولحسن حظك، أنا أخصائي أعصاب لقد كانت في حفل تذوق النبيذ والجبن |
O hiç nörolojik sorunlarından bahsetmedi. | Open Subtitles | هي لم تشير إلى ذلك ليس هناك حالة أعصاب لديها |
Doktor Arbe. Kendisi arkadaşım, iyi bir nörologdur. | Open Subtitles | الدكتور أرب صديقي , طبيب أعصاب جيد |