İşte tam da bu yüzden, Eva, Sana verdiğim parayı geri vermeni istiyorum. | Open Subtitles | ولهذا أسألك، إيفا، أن تقرضيني المال الذي أعطيتك إياه. |
Sen bir serseriyken Sana verdiğim 9300 doları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر ما أعطيتك إياه كان 9300 دولار عندما كنت متسكع |
Sana verdiğim zarfı açmanın zamanıdır. | Open Subtitles | حان الوقت لتفتحي المظروف الذي أعطيتك إياه |
Bu kesinlikle... sana vermiş olduğum, güzel bir yara izi. | Open Subtitles | دعيني أرى الندب الجميل الذي أعطيتك إياه |
Size verdiğim anahtar hâlâ sizde mi? | Open Subtitles | هل المفتاح الذي أعطيتك إياه لازال بحوزتك؟ |
Paramız olsaydı sana verirdik. Ama yok. | Open Subtitles | لو كان لدينا المال لكنت أعطيتك إياه لكنه ليس بحوزتنا |
Sana verdiğim süreyi daha verimli kullansaydın böyle bir sorun yaşamazdın. - Ne söylememi istiyorsun? | Open Subtitles | حسناً لو أنك استثمرت الوقت الذي أعطيتك إياه لما عانيت من هذه المشكلة |
Sana verdiğim süreyi daha iyi kullanmalıydın. O zaman bu sorun çıkmazdı. | Open Subtitles | حسناً لو أنك استثمرت الوقت الذي أعطيتك إياه لما عانيت من هذه المشكلة |
Sana verdiğim şey bu işte. Bunun içinde yüksek teknoloji ürünü ve oldukça etkili yapay bir Çin malı var. | Open Subtitles | هل تعرف ما الذي أعطيتك إياه إنه سم صيني قديم |
İlk Komünyon'da Sana verdiğim madalyayı hala takıyor musun? | Open Subtitles | ألا زلتَ تحتفظ بذلك الوسام الذي أعطيتك إياه حينَ قمتَ بقداسك الأوّل؟ |
Okul projen için Sana verdiğim nüsha nerede? | Open Subtitles | مولي اين العقب الذي أعطيتك إياه من أجل مشروعك المدرسي؟ |
Evet, burada. Sana verdiğim şilinin üzerinde resmi var. | Open Subtitles | بلى، إنه على ذلك الشلن الذي أعطيتك إياه. |
Peki Sana verdiğim sahneyi inceleme şansın oldu mu? | Open Subtitles | هل واتتك فرصة لتراجع المشهد الذي أعطيتك إياه ؟ |
– Bugün Sana verdiğim şey bu. – Hemde hiç. | Open Subtitles | ـ ما أعطيتك إياه ذلك اليوم ـ ليس حلما بعد كل ما حدث |
Okul gazetesinin son baskısı için Sana verdiğim görevlendirme. | Open Subtitles | الواجب الذي أعطيتك إياه عن الطبعة الأخيرة لصحيفة المدرسة. |
Sana verdiğim yazıyı okuma fırsatın oldu mu bu arada? | Open Subtitles | بالمناسبة، هل قرأت المقال الذي أعطيتك إياه البارحة ؟ |
Sana verdiğim yazıyı okuma fırsatı buldun mu? | Open Subtitles | هل تسنت لك فرصة لقراءة المقال الذي أعطيتك إياه ؟ |
Hani sana vermiş olduğum? | Open Subtitles | ذلك الذي أعطيتك إياه |
- Durum şu sizden istediğim şeyi vereceksiniz. Size verdiğim süre içinde hazır edeceksiniz yoksa oturup, yapacağımı söylediğim şeyi yapmamı izlersiniz. | Open Subtitles | إليك ما ستفعله ستحضر لي ما طلبته لقد كان لديك متسع من الوقت أعطيتك إياه |
Paramız olsaydı sana verirdik. Ama yok. | Open Subtitles | لو كان لدينا المال لكنت أعطيتك إياه لكنه ليس بحوزتنا |
Sanki fizik dersinde onu sana vermiştim gibi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أشعر أنني أعطيتك إياه في الفيزياء |