"أفتخر" - Translation from Arabic to Turkish

    • gurur duyuyorum
        
    • gurur duyduğum
        
    • gurur duyardım
        
    • gururla
        
    • Böbürlenmeyi
        
    • gurur duydum
        
    • gurur duyarım
        
    • Gurur duyacağım
        
    • övünür
        
    Ama bugün, bir kadın lider olarak tanınmakla gurur duyuyorum. TED لكن اليوم، أفتخر كوني معروفة بامرأة قيادية
    Yine de en çok bacaklarınla yaptıklarımla gurur duyuyorum. Open Subtitles ما أفتخر به كثيراً هو ما قمت به لهاتين القدمين
    Bu toplumda çok fazla idrarsal özgürlük var. Ben tuttuğum için gurur duyuyorum. Open Subtitles ثمة حرية في التبول في هذا المجتمع، أفتخر أنني أحبسه
    Ama onu çocuklardan ayırmak... gurur duyduğum bir durum değil. Open Subtitles لكن أخذى لتامي من أولادها ليس شيء أفتخر به
    Sportmence davrandığım için kendimle gurur duyardım. Open Subtitles وأنا دائماً كنتُ أفتخر بروحي الرياضيّة الجيدة
    gururla söylüyorum ki, 4400 merkezi hükümetle ve Vaat Şehri'nin sakinleriyle birlikte bu reçetesiz ilacı Open Subtitles أفتخر بقول أن مركز الـ4400 يعمل بالإرتباط بالحكومة وسكان مدينة الوعد لتوزيع هذا المنتج دون وصفة طبية
    Böbürlenmeyi sevmem ama aktörlük yapıyorum. Open Subtitles لا أفتخر بذلك لكنني ممثل
    Rosetta, sayende, bahçe perisi olmaktan gurur duydum. Open Subtitles روزيتا، لقد جعلتيني أفتخر بأن أكون جنية حديقة
    Bu uğurda yumruk yemekten gurur duyarım ve memnuniyetle bir tane daha yerim. Open Subtitles أفتخر بتلقّي لكمة ويسعدني تلقّي واحدة أخرى
    Gurur duyacağım bir şey yapmak istedim. Emma'nın gurur duyacağı bir şey yapmak istedim. Open Subtitles انا فقط اريد عمل شئ أفتخر به أو , شئ ما تكون إيما فخورة به
    Washingon'daki adamınız olmaktan gurur duyuyorum. Siz beni göndermeyi sürdürdükçe ben de sizi kollamaya devam edeceğim. Open Subtitles أفتخر لكوني ممثلكم في واشنطن، و أنوي العودة هنا ما دمتم تغمروني بمشاعركم
    Öyleyse, komediye muhteşem dönüşümü anons etmekten gurur duyuyorum. Open Subtitles في هذه الحالة ، أفتخر بأن أعلن عودتي المنتصرة لعالم الكوميديا
    Senin gibi bir yaratığın etkisinden çıkabildiğim için kendimle gurur duyuyorum. Open Subtitles إتخذت قرار عظيم أفتخر به في الحقيقة هذا لكي أكون قادرة على تجاوز تأثيرات الحياة مثل تاثيراتك
    Hayat kurtarmaktan daha fazla gurur duyuyorum bununla. Open Subtitles أنا أفتخر بهذا أكثر من افتخاري بمساعدة الناس
    Artık çok daha zarif siluetim ve seçkin profilim sayesinde bu güzel topraklarda yürümekten gurur duyuyorum. Open Subtitles أفتخر أن أمشي على هذه الأرض الجميلة والتي أصبحت أجمل لذا ، بفضل جسدي الرائع و سماتي المميزة
    Çalışan Sınıf ve bununla gurur duyuyorum! Open Subtitles أنا من الطبقة العاملة و أفتخر بذلك
    Ama yaptığım, yalnızca bir şey yapmaktan gurur duyduğum tek şey, iyi bir anne olmaktı. Open Subtitles ولكن الشيء الوحيد الذي أملكه الشيء الوحيد الذي أفتخر به أنني أم جيدة
    Size geçen 15 yıl boyunca arkadaşım demekten gurur duyduğum birini takdim etmek isterim. Open Subtitles أود أن أقدّم لكم رجلاً أفتخر بصداقته للـ15 عاماً الماضية.
    Devamlı, yenilenebilir enerji üzerine kurulmuş bir gelecek mücadeleniz takdire değer bir şey ve arkasında durmaktan gurur duyduğum bir amaç. Open Subtitles حملتكم لمستقبل مرتكز على طاقة متجددة مستمرة جدير بالإعجاب وقضية أفتخر بتأييدها
    Yanında olabilsem seninle gurur duyardım. Open Subtitles أفتخر بالقتال إلى جانبك
    Bunu yapmadığım için gurur duyardım kendimle. Open Subtitles كنت أفتخر بعدم فعلي لهذا.
    Kadının bacakları arasındaki tatlı, kutsal gizemden... daha çok ihtirasların ve savaşların nesnesi olmuş... bir yer daha yok ve ben ona gururla... kukum diyorum. Open Subtitles ليس هناك مكان ولا مأوى فهذا هو الهدف من الطموحات الأكثر, المعارك الأكثر من اللغز المقدّس الحلوّ بين سيقان المرأة وهذا ما أفتخر بتسميته
    Böbürlenmeyi sevmem ama aktörlük yapıyorum. Open Subtitles لا أفتخر بذلك لكنني ممثل
    Onun yerine işimle evlendim, ve gurur duydum milyonlarca California'lı için yaptıklarımla, bana güvendikleri için. Open Subtitles ثم تزوجت وظيفتي، وأنا أفتخر كثيرًا بما قدمته للملايين من سكان كاليفورنيا الذين وضعوا ثقتهم بي
    Yenmez şeyleri yenebilir yapmakla gurur duyarım. Open Subtitles أني أفتخر بنفسي لجعلي ماهو غير قابل للأكل قابل للأكل
    Hayır,gerçekten, adres değişikliğinden sonra ... tüm dünyada Beverly Hills olarak bilinen kraliçe şehirde oturduğum için Gurur duyacağım. Open Subtitles كلا، أفتخر فحسب أني قريباً سأكون ضمن الدائرة المشهورة على صعيد العالم أجمع باسم (بيفرلي هيلز)
    Sana bunları sattığımı hatırlamıyorum. Hatırlamakla övünür gibiyimdir. Open Subtitles أتعلمين، لا أتذكر بيع هذا لكِ، أفتخر بإمتلاكي ذاكرة قوية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more