| Herkesin brendi ve sigara eşliğindeki zafer düşlerini berbat ediyorum. | Open Subtitles | فيبدو أني أفسد استمتاع الجمع بـ البراندي والسيجار وأحـلام النصر |
| En iyi gömleğimi berbat eden o şerefsizi yakaladın, değil mi? | Open Subtitles | أخبريني بأنّكم قبضتم على الحقير الذي أفسد واحدةً من أفضل قمصاني |
| Şükran Günü'nü ben mahvetmedim, o mahvetti. Hep ben suçlanıyorum. | Open Subtitles | لم أفسد عيد الشكر، هي أفسدته، دائماً يلقى باللوم عليّ |
| Evden çıkarken onu yakalayacaklardı. Ama "av" için her şeyi mahvetti. | Open Subtitles | كانوا سيأخذونهُ عندما يغادر المنزل لكنهُ أفسد الامر من أجل الصيد. |
| Gününü mahvetmek istemem, ama benim kitabımda senin gibilere "metres" denir. | Open Subtitles | لا أريد أن أفسد يومك ولكن من وجهة نظري, أنتِ عشيقته |
| Onları çiğnedin ve herkesin oyununu berbat ettin, tamam mı? | Open Subtitles | لقد خرقتها وذلك أفسد اللعبة على الجميع ، حسنا ؟ |
| Her şeyi berbat eden kimdi? Karına o kadar kaba... - ...ve kıskançça davranmasaydın. | Open Subtitles | من هو الذي أفسد الأمر برمته , انه أنت لو أنك لم تحمل ذلك الشك الغبي بداخلك اتجاه زوجتك |
| Yoo, yoo, noelini berbat etmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا لا ، انا لا أريد أن أفسد عليك أعياد الميلاد |
| Normal tepki ama işi berbat etti. | Open Subtitles | رد فعل مفهوم جداً, ولكنه أفسد الاداء, ألا تعتقد ذلك؟ |
| İznimizi mahvetti. Bu yüzden onu asla affetmeyeceğim. | Open Subtitles | لقد أفسد فترة راحتنـا لن أسـامحه على ذلك |
| Bana, dostça olmayan bu hareketin... bütün gecemizi mahvetti. | Open Subtitles | بالنسبة لي، هذا فعل غير ودي أفسد علينا المساء كله |
| Evet. Hem uyku saatini, hem dinleme saatini mahvetti. | Open Subtitles | صحيح، لقد أفسد وقت القيلولة و وقت الرّاحة |
| Bak işte, gömleği mahvetti. Şu kol ağzına baksana. | Open Subtitles | عظيم، انظري، أفسد القميص انظري الى طرف الكم |
| Hem, yeni yaptırdığım boyayı mahvetmek de istemiyorum. | Open Subtitles | بجانب ذلك, أكره أنّ أفسد عملي الجديد بالطلاء |
| Hayatımı mahveden adamı öldürürken izin ver bana. | Open Subtitles | أرجو معذرتك في قتل الرجل الذي أفسد حياتي |
| Biliyor musun, gelecek sefer modası geçmiş birşeyi denediğimde söz veriyorum giysilerini mahvetmeyeceğim. | Open Subtitles | أتعلم, المرة القادمة سأحاول شيئاً عتيقاً أعدك ألا أفسد ثيابك خلال النخب |
| Rolünü ve benim için yapması gereken şeyleri bozdu. | Open Subtitles | أفسد ذلك من خلال دوره وما كان يجب أن يؤديه لأجلي |
| Bensiz daha fazla eğlendiğini söylemiştin, ...ben de bu işi bozmak istemiyorum. | Open Subtitles | قلت إنك تستمتع أكثر من دوني لا أريد أن أفسد لك هذا |
| Bana hayatımı ne kadar mahvettiğimi hatırlatman için gereken haftalık kotana ulaşmadığını mı fark ettin? | Open Subtitles | لأنّك لمْ تعطِني الموعظة الأسبوعيّة بأنّي أفسد حياتي؟ |
| Hayatına girip, onu, ikinci kez mahvediyorum. | Open Subtitles | وهذه المرة الثانية أتي في حياتك ,و أفسد الأمر |
| Yine de uykum zaten mahvoldu, ama bunda bir gereklilik göremiyorum. | Open Subtitles | على كل حال ، إن نومى فى الليل قد أفسد و حقاً ، إننى لا أرى ضرورة لذلك |
| Her şeyi mahvettin. Onu da kaçırdın. Riley'nin neyi olduğunu ne zaman söylemeyi düşünüyorsun? | Open Subtitles | إذاً لقد أفسد الأمر وهو الآن رحل ما العيب فيه؟ |
| Bunu bugün seni arkadaşlarımla tanışmaya götürerek mi mahvettim? | Open Subtitles | هل أنا من أفسد كل شئ لأني إصطحبتك اليوم للتعرف على أصدقائي؟ |
| Benim Sevgililer Günüm rezil oldu diye sizlerinkini de mahvetmem gerekmiyor | Open Subtitles | فقط لأني أفسد يوم عيد حبي لا يعني أنه علي إفساده عليكم جميعاً أيضاً. |
| Yanda oturan sürtüğü dava etmişyim, o da davayı batırdı, ben de ona ödeme yapmayı reddettim. | Open Subtitles | أَقاضي الكلبةَ في البيت المجاور لقد أفسد القضية لقد رفضت أن أدفع له |