| Hasarlı beyinleri onarabileceğimiz günler benim kanaatimce sandığımızdan daha yakın. | TED | وأعتقد أن اليوم الذي سنكون قادرين فيه على معالجة تلف الدماغ هو أقرب مما نعتقد. |
| daha yakın olabiliriz veya sonsuza dek ayrı. | Open Subtitles | ربما نكون أقرب مما كنا عليه أو نبقى جزئين منفصلين للأبد |
| Merak etme onu öbür dünyada düşündüğünden daha erken göreceksin. | Open Subtitles | لا تقلقي، سترينه على الجانب الآخر أقرب مما تتصورين |
| Efendim, düşündüğünüzden çok daha kısa sürede bunun için fırsatınız olacak. | Open Subtitles | حسنا،سيدي، ستحظى بفرصة للتحدّث عنهم في وقت أقرب مما تعتقد |
| Muhtemelen göründüğünden daha yakındır. | Open Subtitles | انه من المحتمل، إنهُ أقرب مما هو عليه ، وأنا أبحث في ذلك. |
| Bu işi sandığınızdan daha çabuk halledebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا العمل على هذا أقرب مما تتصور |
| Şimdi beyniniz, Ay'ın gerçekte olduğundan daha yakında olduğunu düşünür, siz de doğal olarak, Ay'ın düşündüğünüz kadar büyük olmadığı sonucuna varırsınız. | TED | دماغك يعتقد أن القمر أقرب مما هو عليه في الحقيقة، لذلك تستنتج بشكل طبيعي أن القمر ليس بالكبر الذي كنت تعتقده . |
| Sayın üye, mesele olan fotoğraf sanırım sizin düşündüğünüzden de yakında olabilir. | Open Subtitles | رجل المجلس,أعتقد أن الصوره فى موضع سؤال ربما تكون أقرب مما تتخيل |
| daha yakın olabiliriz... veya sonsuza dek ayrı. | Open Subtitles | ربما نكون أقرب مما كنا عليه أو نبقى جزئين منفصلين للأبد |
| Tok'ra arasında sonun düşündüğümüzden daha yakın olduğu hakkında söylentiler var. | Open Subtitles | هناك إشاعة بين التوكرا أن النهاية أقرب مما نتوقع |
| Ama içimden bir ses diyor ki onu tahmin ettiğimden daha yakın bir zamanda tekrar göreceğim. | Open Subtitles | ولكن ثمة شيء يخبرني أنني سأراه مرة أخرى أقرب مما اتوقع |
| * Biliyorum göründüğünden daha yakın olduğunu her şeyin * | Open Subtitles | * أن الأشياء لا تبدو أقرب مما تبدو عليه * |
| Buna evlendiğimiz yerde ve herkesin önünüde düşündüğünden daha erken ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | ستقوم بهذا أمام مجموعة من الناس أقرب مما تتصور. |
| Evi düşündüğümden de daha erken alabilirim. | Open Subtitles | قد أكون قادراً على الحصول على المنزل الجديد في وقت أقرب مما كنت اعتقده |
| Kubbeyi düşündüğümüzden daha erken terketmeliyiz ve öncesinde yapmamız gereken çok iş var. | Open Subtitles | نحتاج لأن نغادر القبة أقرب مما خططنا ويوجد الكثير من العمل لنفعله قبل ذلك |
| Sandığımızdan daha kısa sürede aksiyon olacak | Open Subtitles | لا أعلم رأيك ، لكنني متأكد أننا سنرى المعارك أقرب مما كنا نتوقع |
| Evet, sanırım çıktığınız bu maceranın sandığından daha kısa süreceğini söylemem gerekiyor. | Open Subtitles | أجل، كنتُ لأقول بأن مغامرتك الصغيرة قد تنتهي في وقت أقرب مما تعتقد |
| Belki sandığından daha yakındır. | Open Subtitles | ربما يكون أقرب مما تظنين |
| Belik de düşündüğünüzden daha yakındır. | Open Subtitles | ربما كان أقرب مما كنت اعتقد. |
| Ve o ayrılık düşündüğünden daha çabuk gelecek. | Open Subtitles | وهذا سيكون أقرب مما تتخيلى |
| Bence senin için her şey, sandığından daha yakında çok güzel olacak Merton. | Open Subtitles | أعتقد أن أشياء كثيرة ستمهد طريقك للمجد يا ميرتون أقرب مما تتخيل |
| Sayın üye, mesele olan fotoğraf sanırım sizin düşündüğünüzden de yakında olabilir. | Open Subtitles | رجل المجلس,أعتقد أن الصوره فى موضع سؤال ربما تكون أقرب مما تتخيل |
| Ve bir gün, belki düşündüğünüzden de yakın insanlık ve dünya dışı medeniyet çarpışacak. | Open Subtitles | عن ما لدينا .وفي يوم ما, ربما في وقت أقرب مما تعتقد الإنسانية و حضارات المخلوقات الفضائية سوف تتصادم. |