Orada olmak benim için güvenli olmazdı, En azından bunu söyleyebilirim. | TED | لم يكن الوقوف هناك آمناً بالنسبة لي وهذا أقل ما يقال. |
En azından güzel bir yemek verebilir ve herkese teşekkür edebilirim. | Open Subtitles | هذا أقل ما يمكنني فعله لأتناول عشاء جميل ، ولأشكر الجميع |
En azından sabah kalktığınızda zevkle yiyebileceğiniz doğru dürüst bir şeyler olsun istedim. | Open Subtitles | أقل ما يمكنني فعله هو أن أجعلكم تتطلعون لوجبة افطار محترمة في الصباح |
Beni çıplak gördün. En azından bana bir akşam yemeği hazırlayabilirsin. | Open Subtitles | لقد رأيتني عارية، أقل ما يمكنك فعله هو تحضير العشاء لي |
En azından elimden gelen, fakir hasta bir çocuğa bisiklet vermek. | Open Subtitles | أقل ما يمكن أن أقوم به إعطاء الطفل الفقير المريض دراجة |
Yapma, bu gecenin potundan sonra En azından yapabileceğim bu. | Open Subtitles | بحقكِ، هذا أقل ما يمكنني فعله بعد كل مشاكل الليلة |
Hiç de değil. Arayıcı için doğum gününde En azından bu kadarını yapabiliriz. | Open Subtitles | ليس تماماً ، هذا أقل ما يمكننا أنّ نقدمه للباحث في عيد مولده. |
Bizi o kadar iyi davranıp, sıcak karşıladınız ki kasabadan ayrılmadan önce En azından size hizmetlerimizi sunabiliriz diye düşündük. | Open Subtitles | و أنتم جميعاً كنتم مـرحبيـن بنا جداً لهـذا قـررنا بأن أقل ما يمكننا فعله هو تقديم خدماتنا قبل مغادرة البـلـدة |
Gözlerimizin gerçeği görmesini sağladığın için En azından bunu yapabilelim. | Open Subtitles | هذا أقل ما نقدمه لكَ وفاءً لفتح عيوننا على الحقيقة |
En azından onların yaptıklarına karşı net bir basın açıklaması yapabilir. | Open Subtitles | أقل ما يستطيع فعله هو إصدار بيان واضح ضد ما يفعلونه. |
Burada kalmama izin verilmesine karşılık En azından elimden gelen bu. | Open Subtitles | أقل ما يمكن القيام به على السماح لي أن أعيش هنا. |
En azından bunun ne olduğunu dile getirebiliriz: Bir nefret suçu. | TED | أقل ما يمكننا فعله هو أن نسميها: جريمة كراهية. |
En azından bu konuda konuşabiliriz, çünkü şiddet ve nefretin ucu hepimize dokunuyor. | TED | أقل ما يمكننا فعله هو التحدث عنها، لأن الكراهية والعنف لا يأتيان من الفراغ. |
Benim gibi konuşamayan kurbanlara, En azından bunu borçluyum. | TED | هذا أقل ما أدين به لرفقائي من الناجين الذين لا يستطيعون. |
En azından evine bırakmama izin ver. | Open Subtitles | أقل ما يمكن هو أن تسمحي لي بأن أقلك إلى منزلك |
En azından yardımcımı kendim seçebilmeliyim. | Open Subtitles | أقل ما أتوقعه هو حرية أختيار مساعدى بنفسى |
- John Henry, bu kadar yolu geldikten sonra En azından bir merhaba diyebilirsin. | Open Subtitles | جون هنري، أقل ما يمكنك القيام به بعد قطعي كل هذا الطريق هو ان تقول مرحبا |
Yaptığınız fedakarlıklar göz önüne alındığında, yapabileceğimin en azı bu. | Open Subtitles | نظرًا للتضحيات التي قمتمَ بها هذا أقل ما بوسّعي فعله. |
Senden duyduklarım ne kadar az olursa o kadar çor opsiyonum olur. | Open Subtitles | أقل ما أعرف عنك تعتبر خيارات عديدة بالنسبة لي |
Ve bu sızıntı senin endişeleneceğin en son şey, biliyor musun? | Open Subtitles | وليس التسرب الذى أقل ما تقلق بشأنه، أتدرى؟ |
Mümkün olduğunca az gidiyorum. Burası tam bana göre. | Open Subtitles | أذهب إلى هناك في أقل ما يمكن المكان هنا يناسبني أكثر |
Tatlı rüyalar canım, En azından bu kadarı hak ediyorsun. | Open Subtitles | أحلام سعيدة، يا عزيزي. هذا هو أقل ما تستحق. |
Hiç değilse bir günümü onunla geçirebilirim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكرتُ أن أقل ما بإمكاني أن أفعله هو منحه يوماً من حياتي |
Düğünümüzü siz yapmıştınız zaten. Yapabileceğimiz en küçük şey bizim sizi yemeğe davet etmemizdir. | Open Subtitles | لقد إستضفتٍ زفافنا أقل ما نقدمه لك هو دعوتك على العشاء |