Bisikletimi kullanıyorum. Annem, ondan gerekeni öğrenmedikçe araba kullanmamı istemiyor. | Open Subtitles | لقد ركبت دراجتي لأن أمي لا تريدني بأن أقود أبداً |
Evet. Çok fazla Explorer var. Ben de Explorer sürüyorum. | Open Subtitles | أجل , هناك الكثير من إكسبلورر بالخارج أنا أقود إكسبلورر |
Arabayla işe giderken, çok yüksek sesle sert rap dinliyorum. | TED | عندما أقود سيارتي للعمل، استمع إلى الراب العدواني بصوت عال جدًا. |
Bakın, acil durum olduğu için ben kullanıyordum. | Open Subtitles | كما ترى، أنا كُنْتُ أقود فقط لأنها حالة طوارئ |
Burada böyle. Kahretsin. Sadece bu yüzden olmayacaksa ben sürerim. | Open Subtitles | أوة إذا كان السائق هو ما يعطل الأمور فسوف أقود العربة |
Ben ekonomik bir araba sürüyordum, ve sen çığlık atarak uyanmadın. | Open Subtitles | كنت أقود سيارة اقتصادية و لم تستيقظي و أنت تصرخين ؟ |
Ha ora ha bura, yeter ki süreyim! | Open Subtitles | إنها تهدئني سأذهب إلى أي مكان طالما أقود |
Genellikle hızlı kullanırım, tamam mı, ve sonra şu işareti gördüm. | TED | كنت أقود بشكل جيد حتى شاهدت هذه الإشارة |
Porsche kullanıyorum. Bu da 5 yıl daha atmak demek. | Open Subtitles | أنا أقود سيارة بورش، التي يقرع قبالة خمس سنوات أخرى، |
Ama şimdi bir Savaş Tırı kullanıyorum elime geçen en iyi fırsat bu. | Open Subtitles | وبما أنّي الآن أقود عربة حربيّة فهذه أفضل فرصة قد أحظى بها يوماً |
Bakın bayan, 15 yıldır bu güzergahta araba kullanıyorum. | Open Subtitles | أسمعى يا سيدتى أنا أقود فى ذلك الطريق لمدة 15 عاماً |
Arabayı yaklaşık bilmiyorum, 3 veya 4 saattir sürüyorum... .. ve anlamaya başladım. | Open Subtitles | لقد كنتُ أقود هذا الشئ منذ حوالي3 أو 4 ساعات وقد بدأتُ أفهمها |
Hala eskiden beri kullandığım aynı 4 yaşındaki Fordu sürüyorum. | TED | ما زلت أقود نفس السيارة الفورد ذات الأربع سنوات التي أقود. |
Haftada iki kez Arabayla, Meksika, Tijuano yakınlarındaki evimden ABD sınırını geçip San Diego'daki büroma gidiyorum. | TED | مرتان في الأسبوع، أقود من منزلي القريب من تيخوانا، المكسيك عبوراً بالحدود الأمريكية، وصولاً لمكتبي في سان دييجو. |
Son yılımda, Okinawa civarında silahlı bot kullanıyordum. | Open Subtitles | عام التخرج خاصتي كنت أقود به قاربا مسلحا بأنحاء أوكيناوا |
Hep tek gözüm aynada sürerim. | Open Subtitles | أنا أقود دائماً بعين واحدة وعين على المرآة الخلفية |
20 yaşındayken bir park yerine doğru sürüyordum ve bir su birikintisi gördüm. | TED | عندما كنت في العشرين من العمر، كنتُ أقود عبر موقف حافلات ورأيتُ بركة مياه. |
Ben süreyim. Çocukları alırım. Hep beraber bir yerlere gideriz. | Open Subtitles | دعيني أقود, سأحضر الأولاد وسنذهب جميعنا لمكان ما هذه فكرة سديدة |
- Evin önünde yavaşça kullanırım. - Tamam mı? | Open Subtitles | ــ أقود ببطء عند الممر بوالبروك ــ تشارلي، هل هذا صواب؟ |
Biraz ben kullanayım mı, senin biraz dinlenebilmen için? | Open Subtitles | هل تريدني ان أقود لتتمدد ليكون لديك فرصة للراحة؟ نعم، سيكون ذلك جيد يا لولا |
Mümkün olduğunca hızlı gidiyorum. Kafalarınızı eğin. İyi Chevroletleri severim. | Open Subtitles | أنا أقود بأقصى سرعة أحب سيارة الشيفورليت إنه على جانبي |
Bazen, geceleyin araba kullanırken üzerime doğru hızla gelen bir çift far görüyorum. | Open Subtitles | أحيانا عندما أقود السيارة على الطريق ليلا أرى نور فانوسي سيارة يتجهان نحوي |
Yemek servisi aracını kullanmam gerek. Çok kötü bir zamanlama. | Open Subtitles | عليّ أن أقود سيارة نقل طعام هذا توقيت سئ للغاية |
Arabamı okyanusa süreceğim ve arabamla beraber atlayacağım. | Open Subtitles | كل ما على هو أن أقود سيارتى الى المحيط وأنتهى |
Kimi zaman gece sürerken, ...farları açar, gaz verir karanlığa öylece dalarım. | Open Subtitles | أحياناً، أقود دراجتي ليلاً، أضيء الكشافات، وأنطلق بأقصى سرعة بتهوّر نحو الظلام. |
Arabamla yolda gidiyordum,.... ...sonra aniden bir köpek çıktı yola. | Open Subtitles | كُنت أقود سيارتي ركض كلب إلى الشارع ووقعت الحادثة، اللعنة |