| Sana uyuşturucu satıcısı demiyorum, ama sen bir film yapımcısısın. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنك تاجر مخدرات و لكنك منتج سينمائي |
| Neden bahsettiğini bilmiyorsun demiyorum, ama neden bahsettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست أقول أنك لا تعلم عماذا تتحدث و لكنني لا أعلم عماذا تتحدث |
| Tennessee Eyaleti'nin adalet divanında, sizin dürüstçe bir cevap vermediğinizi söylüyorum! | Open Subtitles | في بيت العدل بولاية تينيسي أقول أنك لم تجب إجابة صحيحة |
| Hayır, senin yetenekli olmadığını söylemiyorum. Sen çok yeteneklisin. | Open Subtitles | انني لا أقول أنك لست موهوب أنت موهوب للغاية |
| Diyorum ki, her beş elin ikisini kazanıyorsun ve her seferinde de aynı eller. | Open Subtitles | أقول أنك تفوز بدورتي ورق من أصل خمسة و دائماً هي الدورتين ذاتها |
| Ablan Jane kadar güzel olamazsın ama yine de çok güzel göründüğünü söylemeliyim. | Open Subtitles | لن تكونى أبدا جميلة ك جين,ولكن على أن أقول أنك تبدين جيدة حقا |
| Bir şeyde iyi olduğunu söylemek nasıl hakaret olur ki? | Open Subtitles | كيف أكون أهنتك حين أقول أنك جيدة في أمر ما؟ |
| Haklısın demiyorum ama haklıysan nasıl ispat ederiz? | Open Subtitles | لا أقول أنك محق لكن إن كنت, كيف سنثبت هذا؟ |
| Bir yelkencinin ya da kimyagerin sanatını icra ettiği zaman tatmin olduğu gibi bir tatminkarlık almazsın demiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنك لا تحصلين على أي رضا بنفس طريقة التي يحصل عليها البحار أو أو يحصل عليها الكيميائي |
| Yalan söylüyorsun demiyorum ama aldın, cevabını aldın. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنك مخطئ لكنك حصلت عليها لقد حصلت على الأجوبة |
| Görmedin demiyorum ama hiçbir medyum her şeyi tutturmaz. | Open Subtitles | لست أقول أنك لم ترينها لكن لا يوجد اتصال ذهني كامل |
| Sana yalancı demiyorum ama benim mesleğimde, bir adam sana güvenlik kodunu verdiğinde, çoktan ganimeti alıp kaçmış olur. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنك كاذب ولكن في عرف رجال الاعمال عندما رجل يعطيك رمز خزينته، وقال انه قد اختفى بالفعل مع المسروقات |
| Gitmen gerekiyor demiyorum... | Open Subtitles | .. أنا لا أقول أنك يجب أن تغادر |
| Seni bir şeyle suçlamıyorum. Akıllı olduğunu söylüyorum. Bu çok iyi. | Open Subtitles | أنّي لا أتهمك بأيّ شيء أنّي أقول أنك ذكي، وهذا جيّد. |
| Birdenbire beni daha kibar, daha nazik bir pisliğe dönüştürmeye çalıştığını söylüyorum. | Open Subtitles | أقول أنك فجأة تحاول تحويلي إلى رجل أكثر لطفاً |
| Onlara güvenebileceğini söylüyorum sadece. | Open Subtitles | انظر, أنا فقط أقول أنك تستطيع أن تثق بهما |
| Çok çalışmadan yapabileceğini söylemiyorum. Dürüstçe çalışarak başarıya ulaşabilirsin. | Open Subtitles | , ولا أقول أنك ستفعلها بون عمل شاق بل بالعمل الشاق والشرف |
| Pekâlâ, diyelim ki sen haklısın, öyle olduğunu söylemiyorum ama hadi hatırın için yanlış kararı verdiğimizi farz edelim. | Open Subtitles | حسناً , دعني أقول أنك محق رغم أنني لست مقتنعاً بهذا لكن لنفترض هذا - بأننا اتخذنا القرار السيء |
| Diyorum ki, belki de şirkete katılma işini tekrar düşünmelisin. | Open Subtitles | أقول أنك ربما يجب أن تُعيد النظر بأمر الإنضمام إلى الشركة |
| Kolay ulaşılabilecek bir insan olmadığınızı söylemeliyim. | Open Subtitles | أسمح لى أن أقول أنك رجل يصعب الوصول إليه |
| Yanıldığınızı söylemek istemezdim Şerif ama kaçırmadım. | Open Subtitles | لا أقول أنك على خطأ ، أيها المأمور لكني لم أخطئها |
| Bugüne kadar gördüğüm en seksi dişçi olduğunuzu söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع أن أقول أنك أكثر طبيب أسنان إثارة قد رأيتها في حياتي ؟ |