İnanın bana o benim için sizin için olduğundan daha değerli. | Open Subtitles | اسمعا، أقسم بالله أنه أكثر قيمة لي مما هو بالنسبة لكما |
Ancak teklif edeceğim şeyin bundan daha değerli olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أن لدى ما أقدمه ما هو أكثر قيمة |
Paketin içindeki şey uyuşturucudan çok daha değerli bir şey. | Open Subtitles | ما يُوجد بداخل ذلك الطرد هو أكثر قيمة من المُخدرات |
Kimin hayatının daha önemli olduğuna sen karar ver--- idamı bekleyen adammı yoksa odunlukta ölmeyi dileyen şu adammı. | Open Subtitles | قرري حياة من أكثر قيمة الرجل الذي ينتظر حكم الإعدام أم الذي سأجعله يتمنى الموت في المخزن؟ |
Bağımsız çalıştığım için, daha kıymetli olduğuma inanıyorum. | Open Subtitles | أناأؤمن أننى أكثر قيمة من أن أعمل لصالح الآخرين, أفضل العمل بإستقلالية |
Fakat biliyorsunuz ki gümüş, saygı ve adaletten çok daha değerlidir. | Open Subtitles | ولكن من الصعب أن تكون الفضة أكثر قيمة من الشرف والعدالة |
Sonra farkına vardık ki eğer teknoloji sizin hakkınızda bilgi sahibi ise size yardımcı olması için kullanabilirsiniz, bundan da daha değerli bir uygulama var. | TED | وأدركنا حينها أن التكنولوجيا يمكنها أن تعرف شيئا عنك وتستخدمه لتساعدك، يوجد هناك تطبيقات أكثر قيمة من ذلك. |
Eğer iki şirketi birbiri ile karşılaştırırsanız hangisinin daha değerli olduğunu bilmek isteyeceksiniz. | TED | عندما تذهب وتقيّم شركة مقابل شركة أخرى، فأنت تريد أن تعرف أيهما أكثر قيمة. |
Şey, altın filan bulmadık, ama bulduğumuz şeyin çok daha değerli olduğuna karar verdik. | TED | حسنًا، لم نجد أي ذهب. ولكنا أدركنا أن ما وجدنا كان أكثر قيمة بكثير. |
Fakat işte diğerlerine ilham kaynağı oldu, diğer insanlara faks makinesi almanın işlerini daha değerli yapacağını gösterdi. | TED | لكن الآن أصبحت مبشرة ، وتوظف آخرين يشترون جهاز فاكس لأنه يجعل مشترواتهم أكثر قيمة. |
Karım o gece eve kaçta geldiğimi biliyor. Bağlantısı olmayan bir tanık daha değerli olur. | Open Subtitles | اٍن شاهدة غير مهتمة سوف تكون أكثر قيمة منها |
Anlıyorum. Yani senin vaktin benimkinden daha değerli. Öyle mi? | Open Subtitles | فهمت، إذن وقتك أكثر قيمة من وقتي، أهكذا الأمر؟ |
Mücadelemiz açısından ölümleri, yaşamlarından daha değerli olabilir. | Open Subtitles | قد يكونوا أكثر قيمة فى صراعنا بالموت من اجل الحياة |
Özgürlük satın alıyorsunuz, akıl huzuru. Diyorum ki, bu fiziksel düşkünlükten daha değerli. Kendin için konuş, Rev. | Open Subtitles | أنتِ ستشترين الحرية, راحة الضمير أنا أقول أنّ هذا أكثر قيمة من الانغماس في الماديات |
O kasada, senin zarfından daha değerli başka bir şey bulmuş olmalı. | Open Subtitles | لهذا فقد فعلوا هذا من أجل ذلك الصندوق كان هذا أكثر قيمة لديه من مغلفك |
Demek ki, kasada... zarftan daha değerli bir şey vardı. | Open Subtitles | لهذا فقد فعلوا هذا من أجل ذلك الصندوق كان هذا أكثر قيمة لديه من مغلفك |
Bilmiyorum, sanki bazen aşk umduğunuz son şey değil, ama o acıyı geçerseniz daha değerli olabiliyor. | Open Subtitles | لا يبدو أنه أحيانأَ لا يكون الحب آخر طريق للأمل والإرادة إذا مررت بهذا الالم فهو الأخير في طرق أكثر قيمة |
Kimin hayatinin daha önemli olduguna sen karar ver--- idami bekleyen adammi yoksa odunlukta ölmeyi dileyen su adammi. | Open Subtitles | قرري حياة من أكثر قيمة الرجل الذي ينتظر حكم الإعدام أم الذي سأجعله يتمنى الموت في المخزن؟ |
Böyle bir mücevher 3 basit prensesten çok daha kıymetli. | Open Subtitles | . جوهرة فى تاجك . إنها أكثر قيمة من مجرد ثلاث أميرات |
Düşünüyorum da, Belki bir liderden ziyade bir sembol olarak bizim için daha değerlidir. | Open Subtitles | كُنت أفكر إنه من المُمكن أن يكون أكثر قيمة بالنسبة لنا |
Kimse bu resimlerin neden çekildiğini bilmiyor ama bu resimler burada olanlara dair en değerli görsel kayıtları oluşturuyor. | Open Subtitles | لا أحد عرف فقط لماذا اُخذت هذه الصور؟ لكنّهم يشكّلون أكثر قيمة مرئية مُسجلة وجدت لما حدث هنا |
Sen ölüyken onlar için daha değerlisin. | Open Subtitles | موتنا أكثر قيمة من حياتنا - مائة ألف دولار، أتعرف شيئاً؟ |
Daha da değerli olacak, çünkü şu anda felç olmuş durumda. | Open Subtitles | سيكون أكثر قيمة أيضاً لأنه مصاب بالشلل على ما أظن |