Gerçeği söylemek gerekirse, çıkmaya hazır değildim ama onlar öyle istedi. | Open Subtitles | أخبرك الحقيقة، لم أكن مستعد للرحيل لكنهم قالوا إنى مرغم على ذلك. |
Aslında çıkmaya pek hazır değildim, ama çıkmak zorundaymışım. | Open Subtitles | أخبرك الحقيقة، لم أكن مستعد للرحيل لكنهم قالوا إني مرغم على ذلك |
Hepsinden bir anda vazgeçmeye hazır değildim. Meru için tekrar yola çıkmamıza beş ay gibi bir süre kalmıştı. | Open Subtitles | أنا لم أكن مستعد لأستسلم تبقي 5 أشهر حتي نتجه لميرو |
Onu aileyle görmeye hazır değildim. | Open Subtitles | لم أكن مستعد لرؤيتها مع تلك العائلة |
Henüz bir misafire hazır değildim ama olsun. | Open Subtitles | ...حسناً، أقصد لم أكن مستعد لاستقبال ضيوف |
Böyle bir soru için hazır değildim. | Open Subtitles | حسناًً ، لم أكن مستعد لمثل هذه الأسئلة |
Afedersin, eve gitmeye hazır değildim. | Open Subtitles | آسفٌ، لم أكن مستعد للعودة للمنزل. |
- Tansy, beni görmene henüz hazır değildim. | Open Subtitles | تينسي لم أكن مستعد لكي تريني هكذا |
Hayır. Anneni kaybetmeye hazır değildim. | Open Subtitles | لا, لم أكن مستعد لأن أخسر والدتك |
Buna hazır değildim. | Open Subtitles | لم أكن مستعد أعد تحديث الصفحة |
Peki, buna hazır değildim. | Open Subtitles | حسناً، لم أكن مستعد هذه المرة |
Henüz hazır değildim. | Open Subtitles | أنا لم أكن مستعد |
Henüz hazır değildim! | Open Subtitles | أنا لم أكن مستعد |
- hazır değildim! | Open Subtitles | -اني لم أكن مستعد. |
hazır değildim. | Open Subtitles | لم أكن مستعد |