| Bazı cevaplar için etrafı soruşturacağım. Bakalım suyu biraz bulandırabilecek miyim. Pekâlâ. | Open Subtitles | سوف أنقب بالأنحاء بحثاًُ عن إجابات لأرى إن أمكنني تعكير صفوهم قليلاً |
| Bunu daha da küçültebilir miyim diye yumurtaları analiz ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أحلل أكياس البيض لرؤية ما إذا أمكنني إختصار المساحة |
| Ama kalabilseydim, Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırdım. | Open Subtitles | لكن إذا أمكنني البقاء سأكون سعيداً جداً لأكون أفضل إنسان يمكنني أن أكونه |
| Eğer başına birşey gelirse Elimden geleni yapmadığım için kendime çok kızarım. | Open Subtitles | إذا حدث أي مكروه لك سأكون حانقا جدا على نفسي لعدم فعلي كل ما أمكنني فعله |
| Ayrıca, yardım edebilseydim bile, güçlerim büyük ihtimalle işe yaramazdı çünkü onu inciten şey kötülük değildi. | Open Subtitles | إضافةً، حتى لو أمكنني مساعدتها فلن تعمل قدراتي معها لأنها لم تتأذّى من قِبَل أي صراع مع الشرّ |
| Üniforma alıp alamayacağımı sordum, Mümkün olmadığını söylediler. | TED | سألت إذا أمكنني الحصول علي واحد، ولكن كان الرد بالنفي. |
| Size yardımcı olabilirim. İsterseniz taksi ya da otelde bir oda ayarlayabilirim. | Open Subtitles | أتسأل إذا أمكنني أن أساعدك اليوم لإيجاد سيارة أجرة أو أنقلك للفندق؟ |
| - Elimde olsa ben yapardım. - Başkasını öldürebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | سأفعل هذه الأشياء إذا أمكنني لا أعتقد أنه بإمكاني قتل أيَّ أحد آخر |
| Yarın sizinle beş dakika görüşebilir miyim diye merak ediyordum? | Open Subtitles | كنت أتساءل إن أمكنني الحصول على خمس دقائق معك غداً |
| Baba, ben işi alabilir miyim diye soruyorum. | Open Subtitles | أبي ،أنا أسألك إن أمكنني الإحتفاظ بالوظيفة؟ |
| Eğer sizin için sorun olmayacaksa yemek siparişi için sizin dairenizi kullanabilir miyim? | Open Subtitles | وكنت أتساءل لو ليس في ذلك من عناء إذا ما أمكنني استعمال شقتك لطلب بعض الطعام. |
| Her akşam beni düşündürecek bir şey verebilir miyim diye bakalım. | Open Subtitles | دعنا نرى إن أمكنني إعطائك شيئاً لتفكر بي طوال الليل |
| Bir süre onunla oturabilir miyim acaba? | Open Subtitles | لكن كنت أتسائل إذا أمكنني الجلوس معه قليلاً ؟ |
| Elimden geldiği sürece, evet. Kimliğini kaybetme durumları falan çok feci. | Open Subtitles | نعم ، إن أمكنني ذلك ، من السيء أن يخسر الشخص هويّته وأوراقه |
| Elimden ancak bu geliyor ama biraz acıyacak. | Open Subtitles | هذا أفضل ما أمكنني فعله و سيؤلمكِ قليلاً |
| Ama Elimden geldiğince meselenin üstesinden geldim. | Open Subtitles | لكنّي أعتقد أنّني تعاملت مع الوضع بأفضل ما أمكنني. |
| Kusura bakmayın memur beyler, keşke yardım edebilseydim. | Open Subtitles | أنا آسف، أيّها الضبّاط. أتمنّى لو أمكنني المساعدة. |
| Keşke bir iş falan bulabilsem, ama Mümkün değil. | Open Subtitles | لو أمكنني فقط إيجاد أي عمل، لكن الأمر ميؤوس منه |
| Bana derdini söylersen belki, yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | إذا أخبرتني بمشكلتك ربما أمكنني مساعدتك. |
| Elimde olsaydı sana dünya barışı alırdım. | Open Subtitles | كنتُ لأشتري السلام العالمي لو أمكنني ذلك |
| Clark, eğer o hatıraları geri alabilirsem, canımı sıkan sorulara cevaplar alabileceğim. | Open Subtitles | كلارك إذا أمكنني أعاده تلك الذكريات سيمنحوني الأجابات على الأسئلة التي تزعجني |
| Ne demek Sam. Yardımcı olabildiysem ne mutlu. | Open Subtitles | لامشكلة ياســام سعيدة انه أمكنني المساعدة |
| Herşeyi yeni baştan yapabilseydim, farklı olurdu, anlıyor musun? | Open Subtitles | لو أمكنني فعل هذا من جديد كان سيكون الأمر مختلفا تعلمين؟ |