"أملك الوقت" - Translation from Arabic to Turkish

    • vaktim yok
        
    • zamanım yok
        
    • vaktim var
        
    • zamanım yoktu
        
    • zamanım olmayacak
        
    Kusura bakmayın, hazırlanmanıza yardımcı olmak için pek vaktim yok. Open Subtitles أنا آسف، ولكنني لا أملك الوقت الكافي لمساعدتك في استعدادك
    Ama hayatımdaki tüm senaryolara çalışmak için vaktim yok o nedenle, sen buradasın. Open Subtitles لكنّي لا أملك الوقت الكافي لدراسة جميع السيناريوهات في حياتي لذلك، أنت هنا
    Bu bir övgü mü eleştiri mi? Çünkü anlamını çözecek vaktim yok. Open Subtitles لأنني لا أملك الوقت الكاف لأحصى وأدرك ذلك
    Kitaplarından hiçbirini okumadım, fazla zamanım yok. Open Subtitles لم اقرا أي من كتبك على الرغم من ذلك لا أملك الوقت الكافي.
    Bunu şimdi yapamam. Tamam mı, bunun için zamanım yok. Open Subtitles أنا لا أستطيع فعل ذالك الآن مفهوم ، أنا لا أملك الوقت لهذا
    Ne senin bunu anlayacak beyin gücün... ..ne de benim de buna ayıracak vaktim var şov bitti. Open Subtitles ليس لديك العقل القوي لفهم هذا الأمر وأنا لا أملك الوقت الكافي ، انتهى العرض
    Bu çok hoşuma giderdi, ama fazla vaktim yok. Open Subtitles لا يوجد شيء أفضل من ذلك .و لكنني لا أملك الوقت الكافي
    Bu aktif katılım gerektiren bir iş ve senin zaman diliminde kimseyi eğitecek vaktim yok. Open Subtitles هذا العمل يحتاج لخبرة عملية وانا لا أملك الوقت لتدريب أي أحد ليكون جاهزاً في الوقت الذي تريده
    Paris mükemmel bir şehir fakat gezecek hiç vaktim yok Çok fazla çalışıyorum Open Subtitles باريس مدينة جميله، رغم ذلك لا أملك الوقت للإستمتاع بها ...الكثير من العمل
    Hayır, kızmadım ama hayat dersi alacak vaktim yok. Open Subtitles .. لا، أنا .. لست مجنونة. أنا فقط لا أملك الوقت لمناقشة الحياة، فقط
    Bu aralar çok çalışıyorum, fazla vaktim yok. Open Subtitles اناا عمل كثيراً حاليـاً ولا أملك الوقت الكافي
    Gerçek şu ki, şu anda arkadaşlık taleplerine vaktim yok. Open Subtitles الأمر هو, لا أملك الوقت لطلبات الأصدقاء الآن
    Herkese ayrı yemek yapacak kadar vaktim yok. Zaten kutusunda oluyor. Open Subtitles لا أملك الوقت لإعداد وجبات طعام مختلفة للجميع
    Evet, özleyebilir, ama acı çekmek için yeterince zamanım yok. Open Subtitles أجل، يمكنها ذلك لكني لا أملك الوقت لأتألم
    Sizin gibilerle çılgın teoriler üretecek zamanım yok. Open Subtitles لا أملك الوقت للمشاركة في التخمينات العشوائية مع أمثالك
    Başka aşklar için zamanım yok. Open Subtitles لا أملك الوقت لمغرومين آخرين مم مم، تباً
    Başkente dönüp yüzyüze konuşacak kadar zamanım yok. Open Subtitles أنا لا أملك الوقت لأعود إلى العاصمة و نتحدث شخصياً
    Çünkü şu anda buna ayıracak zamanım yok. Daha büyük sorunlarım var, tamam mı? Open Subtitles لا أملك الوقت لكل هذا الآن لأن لدي مشاكل أكبر، حسناً؟
    Korkarım bunun için zamanım yok. Open Subtitles أخشى أنني لا أملك الوقت الكافي للإنتظار،
    Bu konuda mutlu olmak pek kolay değildi çünkü tahmin edecek zamanım yoktu. Open Subtitles من الصعب تقريبا أن أشعر بالسعادة لحدوث هذا، لأنني لم أملك الوقت لتوقعه
    Başka bir şeye zamanım olmayacak, o yüzden beni unutmalı. Open Subtitles ولا أملك الوقت لأي شئ آخر. لذا هي يجب أن تنسي أمري.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more