| Bu yıl daha fazlasını yapmak istiyorsan onlar bizim tek umudumuz. | Open Subtitles | إذا أردتم أن تقوموا بعمل أفضل هذه السنة فهم أملنا الوحيد |
| Bu tek umudumuz. Aksi takdirde bunun varlığından bile söz etmezdim sana. | Open Subtitles | هذا أملنا الوحيد وغير هذا كان لا يجب أن أذكر وجوده لك |
| tek umudumuz, fidye virüsünü kapatacak karşı kodu yükleyebilmem için kuantumu yavaşlatmak. | Open Subtitles | أملنا الوحيد بإبطاء الكوانتوم لكي يمكن أن أرفع البرنامج المضاد لحذف الفيروس |
| Havada bombardıman uçaklarımız var. Durdurmak için tek şansımız Hewitt. | Open Subtitles | لدينا طائرات جاهزة للهجوم في الجو وهيويت هو أملنا الوحيد |
| Lütfen, başrahibe. Sen bizim tek umudumuzsun. | Open Subtitles | أرجوكِ يا حضرة المديرة، فأنتِ أملنا الوحيد. |
| Prenses hazretleri, bu son gemiye binmemiz şart. Bizim tek umudumuz. 12. | Open Subtitles | مولاتى يجب علينا أن نأخذ هذه السفينة الأخيرة أنها أملنا الوحيد |
| tek umudumuz da onların, senin ve benim hergün bulaştığımız bir pisliğe bulaşmış olmaları. | Open Subtitles | أملنا الوحيد أنهم يتعثروا فى نفس الهراء الذى نتعثر به كل يوم انا و أنتَ |
| Mürettebatı kurtarıp, gemiyi ele geçirmek için tek umudumuz onlar. | Open Subtitles | أملنا الوحيد إنقاذ البحارة و إسترِدّ السفينة |
| O disk bu herifleri yakalamamız için tek umudumuz. Biriyle konuştun mu? | Open Subtitles | ذلك القرص أهو أملنا الوحيد للقبض على هؤلاء اللقطاء. |
| tek umudumuz, senatonun yanımızda yer alması. | Open Subtitles | إن أملنا الوحيد هو أن يقف المجلس إلى جانبك. |
| Tamam, bu silah Prue'yu bulmak için tek umudumuz olabilir. | Open Subtitles | حسناً، هذا السلاح قد يكون أملنا الوحيد إلى، برو |
| tek umudumuz o. | Open Subtitles | ذلك أملنا الوحيد, هذا ما نريده أنا و أنت |
| Ne yani, tek umudumuz kemerin daha önce onu delirtip öldürmesi mi? | Open Subtitles | إذاً ماذا ، أملنا الوحيد أن يقودها الحزام إلى الجنون أو يقتلها أولاً ؟ |
| Proje hayatta kalmamız için tek umudumuz olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا المشروع هو أملنا الوحيد بالبقاء |
| Yani bizim tek umudumuz kızı bulup, 5 milyon dolarımız olmadığı anlaşılmadan Kızı kurtarmak. | Open Subtitles | لذا أملنا الوحيد هو إيجاد داون قبل أن يكتشفوا بأننا لا نملك 5 ملايين دولار |
| tek şansımız sağlam olan tüm aküleri birbirine bağlamak. | Open Subtitles | أملنا الوحيد هو قنطرة جميع الخلايا الحية |
| tek şansımız canlı hücreleri desteklemek. | Open Subtitles | أملنا الوحيد هو قنطرة جميع الخلايا الحية |
| Yapmalıyız bunu. tek şansımız bu, Mathesar. | Open Subtitles | يجب أن نقوم بهذا انه أملنا الوحيد يا ماثيزار |
| Lütfen, sen bizim tek umudumuzsun. | Open Subtitles | يجب أن تفعل, رجاءاً إنك أملنا الوحيد |
| Buna inanmak zorundayım. Tek umut bu. | Open Subtitles | وأعرف أنكم تبذلون أقصي ما في وسعكم وعليّ أن أؤمن بهذا، لأنه أملنا الوحيد |
| Neler olabileceğini gördün, tehlike oralarda bir yerde, o alet kendimizi savunmamız için tek umudumuzdu. | Open Subtitles | أنت رأيت ما حدث التهديدات التي بالخارج الصندوق , هو كان أملنا الوحيد في الدفاع عن أنفسنا |
| Bu kızları Noel baba unuttu. Sen bizim son umudumuzsun. | Open Subtitles | لقد نسيهن سانتا كلوس وأنت أملنا الوحيد |
| Endişelenmeyin efendim. Anladım, Ivanovich bizim son umudumuz. | Open Subtitles | لا تقلق يا سيدي فهمت ايفانوفيتش هو أملنا الوحيد |