Ve başkalarının ne düşündüğü önemli değil. Ben iyi hissediyorum. | Open Subtitles | ولا أهتم بما يعتقده الجميع بهذا الشأن أنا أشعر بالرضا |
Yurtdışında film çeksem de çekmesem de kendimi yabancı gibi hissediyorum. | Open Subtitles | سواء قمت بصنع الأفلام هنا أو بالخارج أنا أشعر كأنّني غريب |
Tamam, ama bana bağırma gerek yok. Ben yeterince kötü olduğu gibi hissediyorum. | Open Subtitles | حسناً ، لكن لا يجب أن تصرخي علي أنا أشعر بالسوء بما يكفي |
Tasha, gu.. gu.. Gururum okşandı... ama ben nişanlıyım, evleniyorum. | Open Subtitles | تاشا ، أنا .. أنا .. أنا أشعر بالإطراء حقاً |
Artık çalışamadığım için kendimi çok kirli ve çok adi hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر بالقذارة والدناءة لذلك أنا لا أستطيع العمل بعد ذلك |
Biliyorsun, Max'in kıçını tekmelediğimiz günden beri insanların bana saygı duyduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أتعلم , أنا أشعر بمرحلة جديدة من الأحترام . منذ ضرب ماكس |
Bende birşey hissediyorum çok ciddiyim. Kamera hissediyorum ama ben. | Open Subtitles | نعم، أنا أشعر بشئ ما أيضاً يعمل ناشطاً، أشعر بكاميرتك |
Şu an kendimi dev bir mavi top gibi hissediyorum. | Open Subtitles | كما تعلمون، أنا أشعر بأن واحد عملاق أزرق الكرة الآن. |
Daha iki gün oldu ve ben kendimi harika hissediyorum. | Open Subtitles | في الواقع إنه اليوم الثاني و أنا أشعر بشعور مذهل؟ |
Bütün o didişmelerine rağmen, öyle hissediyorum ki birbirleriyle başbaşa vakit geçirmek istiyorlar. | Open Subtitles | أتعلم،على الرغم من مشاجراتهم أنا أشعر حقًا أنهم يحبون تمضية وقت جيد سويًا |
Aslında, epey iyi hissediyorum senin dairene doğru sana bir avans vereceğim. | Open Subtitles | في الواقع، أنا أشعر بالروعة لدرجة سأدعك تبدأين الركض قبلي إلى شقتك |
Söylemek istediğim, paylaşmak istediğim bir şeyler var gibi hissediyorum. | TED | أنا أشعر أنه لدي شيء لأقوله وشيء لأشاركه. |
Onları burada açıkladığım için sadakatsiz hissediyorum, o zaman neleri doğru yaptığımıza bir göz atalım. | TED | أنا أشعر بعدم إخلاصي بالحديث عنهم هنا، ولذا لنأخذ نظرة على ما نفعله بشكل صحيح. |
Gerçekten şimdi kendimi daha iyi hissediyorum. Eminim, herşeye rağmen devam edeceğim. | Open Subtitles | حقاً ، أنا أشعر بسعادة تامة الآن وأنا متأكدة أننى سأجتاز ذلك بطريقة ما |
İki gündür peşimizde görünmez bir varlık hissediyorum. | Open Subtitles | لمدة يومين، أنا أشعر بنوع من تواجد غير مرئى. |
Gururum okşandı ama amigoluk için vakit ayırabileceğimi hiç zannetmiyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر بالمدح لا اظن انه يمكنني ضم التشجيع إلى جدولي |
Aranıza girip işleri sizin için zorlaştırıyorum gibi hissettim. | Open Subtitles | أنا أشعر بأنني أجعل الأمر أصعب بوقوفي في المنتصف |
Bu şahsın topladığı tüm delillerin geçersiz sayılmasını talep ediyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر بأن أي أدلة يجمعها هذا الرجل يتم إلقاؤها |
Kurabiyeciye yalvarmana az kalmış. hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أنت على خطوة واحدة من حلوياتك أنا أشعر بذلك |
Ben çok daha kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر أن حالتى ازدادت سوءاً لابد أن أذهب |
İşler buraya vardığı için çok üzgünüm ve ben... bana üç ay daha vermeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر بالسوء بسبب الطريقة التي أنتهت بها الأمور و أريد منك أن تمنحيني ثلاثة شهور أخرى و سوف |
Anya o ürkünç yaratıktan uzak durursa kendimi daha iyi hissederim. Git, onunla ol. | Open Subtitles | أنا أشعر الأن بالراحة لمعرفتي بأنها بمأمن من غريب الأطوار ذلك |
Biliyorum biraz garip ama o, hayatımın büyük bir parçasıydı bilmiyorum, Sanki yalnız hissediyorum. | Open Subtitles | أن أعرف أنها كانت غريبة نوعا ما و لكنها كانت جزءا كبيرا من حياتي أنا لا أعرف أنا أشعر بالوحدة |
Galiba patronunun İtalyan ismi vardı, Ben de rahatsız olmuştum. | Open Subtitles | اتذكر و أنا أشعر بالعار أنه كان ذو إسم إيطالى |
Telaşlanma Arthur. Ben gayet iyiyim. | Open Subtitles | أرثر,عزيزي,لا تهتم أنا أشعر أنني في أحسن حال |
Bak, Carol ve Susan ile bazı sorunların olduğunu biliyorum ve seni anlıyorum. | Open Subtitles | أنظر ،يا روس أنا أعرف أن عندك خلاف مع كارول و سوزان و أنا أشعر بك |
Hayatın korkunç ve sefil olarak ikiye ayrıldığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر أن الحياة تنقسم ما بين الرهيب والبائس |