kızgınım çünkü gerçek bombacıyı yakalamak umurunda değilmiş gibi bir halin var. | Open Subtitles | لا، أنا غاضبة لأنّك تبدو غير مبالٍ تماماً بالقبض على المفجّر الحقيقي |
Ona çok kızgınım, çünkü o benimle yattı ve bir daha da hiç aramadı. | Open Subtitles | أنا غاضبة جداً منه لأنّه مارس الحب معي ولم يعاود الاتّصال بي. |
Aslında biraz kızgınım Olanları gördüm. | Open Subtitles | فى الواقع أنا غاضبة قليلا ــ لقد رأيت ما حدث |
- Hayır ama sinirliyim. | Open Subtitles | لا, أنا غاضبة لأن هذه الأغراض هي مشكلة العالم |
Bir kez daha son dakika değişikliği yüzünden sinirlendim. | Open Subtitles | مرة أخرى أنا غاضبة من هذا التبديل الذي تم بآخر لحظة |
Hakkında hiçbir şey bilmeden senden bu kadar hoşlandığım için kızgınım. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنني أحبك جداً دون أن أعرف شيئاً عنك |
Homer, sana çok kızgınım! Bahse varım sırf garaj temizliğinden kaytarmak için kasabayı havaya uçurdun. | Open Subtitles | أنا غاضبة منك جداً ، أراهن أنك فجرت البلدة لتتمصل من تنظيف المرأب فحسب |
Benim yalvarmalarıma rağmen gitmesine izin veren ölü babasına kızgınım. | Open Subtitles | و أنا غاضبة من والده المتوفي لسماحه له بالذهاب بالرغم من أني رجوته ألا يفعل هذا |
Ben herkese kızgınım herkes de bana galiba. | Open Subtitles | أنا غاضبة على الجميع و الجميع غاضب عليّ , على ما اظن |
Mutsuz olduğunu dışa vurduğu için kızgınım neden mutsuz olduğunu bilmiyorum ve onu mutlu edemiyorum. | Open Subtitles | أنا غاضبة بسبب تصرفاتها لأنها حزينة و لا أعلم سبب حزنها. ولكنّي لا يمكنني أن أجعلها سعيدة. |
Bu davranışlarından dolayı kendimi suçladığım için kızgınım. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنّني ألوم نفسي حول تصرفاتها. |
Anneleri sadece anne olarak düşündüğüm için kendime kızgınım. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنّني أفكّر في الأمّهات كمجرد أمّهات. |
Bunu ona söylerken haklı olduğunu bildiğim için kızgınım. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنّك عندما قلتهذالها.. أعلم أنّك كنت على حق. |
Yazmadığım için kızgınım ve yetmişime geldiğimde başka kimsem olmadığından ve önemli bir şeyler yapamadığımdan hâlâ çocuklarımla olacağım için kızgınım. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنّني لا أكتب. و غاضبة لأنّني في يوم ما سوف أصل للـ70 من عمري و أعول هم أبنائي. |
kızgınım çünkü çocuk istediğimi biliyordun. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنك كنت تعلم بأنني أرغب بالأطفال وأنت أيضاً قلت بأنك ترغب بذلك أيضاً |
Kendime kızgınım, seninle son anlarımızı sana karşı gerçekte neler hissettiğimi söylemediğim için. | Open Subtitles | أنا غاضبة من نفسي لأني لم أمضي الدقائق الأخيرة لنا مع بعضنا أخبرك أني أصدقك |
Sanırım neden burada olduğunu biliyorum, ama inan bana, ben de en az senin kadar kızgınım. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف سبب وجودكِ هنا، وصدقيني أنا غاضبة مثلكِ تماماً |
Sinirlenmeye gerek yok. sinirliyim çünkü bir sorun var, ve benden başka kimse umursamıyor. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنه هناك مشكلة هنا ولا يبدو أن هناك من يلاحظ سواي |
Şu çatlak karıya çok sinirlendim şu an. | Open Subtitles | أنا غاضبة تجاه تلك السافلة المجنونة و حسب |
Kızgın ve şirret olduğumu söyledi. | Open Subtitles | و أنا غاضبة وأشعر بالمرارة و لكن سأتخطى الأمر بشكل جيد |
Çünkü Mayıs Ben öfkeli pm sağ. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنها من المحتمل انها كانت محقة |
O salak satıcı kız tarafından kandırıldığım için kendime çok kızıyorum. | Open Subtitles | أنا غاضبة حقًّا على نفسي في مجاراتي للبائعة الحمقاء. |
Sana çok kızdım, Marc. Bir daha olmasın. | Open Subtitles | أنا غاضبة منك (مارك)، إياك أن يتكرر ذلك مجدداً |