Hayır, boşa harcamadınız. Hiç de bile. Ben bunun için buradayım. | Open Subtitles | لا، أنتِ لا تضيّعين وقتي أبدًا أنا هنا من أجلِ هذا |
Bak, ben senin için ve onun için buradayım, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي، أنا هنا من أجلكِ ومِن أجلها، حسناً؟ أيّ شيءٍ تحتاجينه. |
Bebi bir aile olarak kabul et yada etme, senin için buradayım. | Open Subtitles | وعما إذا كنت تقبلى بى كعائلة او لا، أنا هنا من أجلك |
çok ciddi bi mesele için geldim patron. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل موضوع في غاية الجدية سيدي |
Buraya sadece TV için geldim. | Open Subtitles | كف عن هذا الهراء، أنا هنا من أجل الحصول على التلفاز |
O yüzden, eğer konuşmak istersen ya da korkarsan, ben buradayım, tamam mı? | Open Subtitles | لذا, اذا اردت التحدث او تشعر بالخوف , أنا هنا من أجلك ,حسناً؟ |
Savaş kardeşime veda etmeye geldim | Open Subtitles | أنا هنا من أجل أن أقول مع السلامة لأخي الحليف. |
Ne? Oh, bu sefer benim için burda değiliz. Ben onun için burdayım. | Open Subtitles | لا, لسنا هنا من أجلي هذه المرة أنا هنا من أجلها |
Evet ama ben yemek için buraya geldim. Tamam işte yemek sensin. | Open Subtitles | ــ أنا هنا من أجل الطبخ ــ لا، لا، هذا هو الطبخ |
Jia Jingzhong'u görmeye geldim. | Open Subtitles | "أنا هنا من أجل " جيا جينغ تشونغ |
senin için buradayım sışarıda konuşalım zamanım yok endişeli misin? | Open Subtitles | أنا هنا من أجلك لنتحدث في الخارج ليس لدي وقت |
Bildiğiniz gibi, durumunuz hakkında bir röportaj yapmak için buradayım, | Open Subtitles | كما تعلمين أنا هنا من أجل تقييم حالتكِ عبر المقابلة |
Kime yardım edeceğim konusuna gelince, ben bütün Amerikalılar için buradayım. | Open Subtitles | ولكن فيما يتعلق بمن سأساعد أنا هنا من أجل جميع الأمريكان |
Merhaba. Biraz anne sütü için buradayım... | Open Subtitles | مرحبا , أنا هنا من أجل القليل من حليب الصدر |
Sizin ve benim için en iyisini yapmak için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل صالحكم وصالحى.. لصالح كلانا |
Ben buraya seslerini duyuramayan anaların, kızların, baba ve oğulların... sesi olmak için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل الاصوات التى لا تصل اليكم الامهات, البنات, الاباء, الابناء |
Sadece onun için geldim, özürlerimi sunuyorum. | Open Subtitles | أنا هنا من أجلها لذا يجب أن أعذر نفسي الآن |
Kibir yapmana gerek yok, Amanda. Senin için geldim, kendim için değil. | Open Subtitles | لا داعي لسلاطة اللسان أنا هنا من أجلك، ليس لي |
O kendi yolundadır. ben buradayım | Open Subtitles | انه فى طريقه الى هنا و فى هذه الأثناء، أنا هنا من أجلك |
Desteğe ihtiyacın olduğunda ben buradayım ahmak. | Open Subtitles | بأي وقت تحتاج للدعم أنا هنا من أجلك, أيها الغبي. |
Suçluya gerektiği gibi davranılıyormu diye kontrol etmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل التأكد من كون السجين قد أخذ كل حقوقه |
İyi gidiyor, aslında bir randevu için burdayım. | Open Subtitles | أنا بأفضل حال ، في الواقع أنا هنا من أجل موعد |
Ben de seni çok seven bu insanlarla beraber buraya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل هذان الشخصان اللذان يحبانك حقاً |
Seni görmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا من أجلكَ. |
Ben Carly Simon. Ön kayıt için gelmiştim. | Open Subtitles | أنا كارلي سايمون أنا هنا من أجل التصوير الأولي |