| Toparlanmayı bitirdim dediğimi biliyorum ama bitirmedim ve bitirmemiş olma sebebim, hiçbir şey yapmamış olmam ve yarına kadar çıkmış olmam lazım aksi takdirde depozitomu kaybederim. | Open Subtitles | أعرف أنّي قلتُ أني أنهيت الحزْم , لكني لم أنتهي بعد وسبب أنني لم أنتهي هو لأني لم أفعل أي شيء وعليّ أن أُنجزه قبل الغد |
| Curtis, henüz Seninle konuşmayı bitirmedim. | Open Subtitles | كورتيس ، أنا لم أنتهي من الحديث معك بعد. |
| Evin düzenlemesi neredeyse bitti. Çatı katını neredeyse tamir ettim. | Open Subtitles | المنزل يوافق شروط الولاية، وكدت أن أنتهي من إصلاح العليّة |
| Onunla işim bittiğinde değil sözcü olmak kendi adına bile konuşamayacak. | Open Subtitles | حين أنتهي منه، لن يكون رئيساً، سيكون محظوظاً إن لم يتّهموه |
| Benimki daha bitmedi. Öğleden sonra üç sınav daha var. | Open Subtitles | لم أنتهي بعد ما زال لدي 3 أوراق بعد الغداء |
| Tamam. Arabada kal ve etrafı gözle. İşim bitince ararım. | Open Subtitles | حسناً، ابقَ في السيارة واستمر بالمراقبة وسأتصل بك حالما أنتهي |
| Telefonuna cevap vermiyormuşsun. Buradaki işimi bitireyim, hemen eve geleceğim. | Open Subtitles | أريد أن أنتهي من هنا، وعندها سأكون بالمنزل بأسرع مايمكنني |
| Yalan söylüyordum. Ödevlerimi bitirmedim. | Open Subtitles | لقد كنت أكذب انا لم أنتهي من الواجب حتى الان |
| Eve gitmek istemiyorum! Benimle konuşmayı bitirmedim! | Open Subtitles | لا أريد الذهاب للمنزل لم أنتهي من الحديث معي |
| Üzgünüm bebeğim. Çok üzgünüm, ama bitirmedim. | Open Subtitles | أنا آسفة يا عزيزي ، آسفة فعلا لكني لم أنتهي |
| Henüz bitirmedim. Bir sorum daha var. | Open Subtitles | أنا لم أنتهي بعد , سؤال واحد فقط , رجاءً |
| - Yemeğimin hepsi bitti. | Open Subtitles | لكد أنتهي الطعام الذي كان معي لكد أكلته كله |
| bitti dedin diye ortadan yok olmayacağım. | Open Subtitles | لا تستطيعين جعلى متخفياً فقط لأنك قلت إنه أنتهي |
| borunun bir kısmı tıkanmış, fakat nerdeyse işim bitti. | Open Subtitles | جزء من الأنبوب عالق، ولكنني دائماً أنتهي هنا |
| Kanını mı istiyorsun? Onunla işim bittiğinde şişe kapağını dolduracak kadar kan kalmayacak. | Open Subtitles | تحتاجين إلي دمائها عندما أنتهي منها لن يبقي ما يكفي ليملأ غطاء زجاجة |
| Seninle işim bittiğinde fırsatın varken beni öldürmediğine pişman olacaksın. | Open Subtitles | و عندما أنتهي منك ستتمنّى لو قتلتني حين واتتك الفرصة |
| Gitmeyi aklından bile geçirme sakın, seninle işim bitmedi. | Open Subtitles | لا تفكري بالذهاب لأي مكان. لم أنتهي منكِ بعد. |
| - Okul bitince şehre taşınabileceğime dair söz vermiştin bana. | Open Subtitles | لقد وعدتيني حالما أنتهي من المدرسة، سوف ننتقل إلى المدينة. |
| Şunu bitireyim, sana yardım edeceğim. | Open Subtitles | دعيني أنتهي من هذه الكومة الكبيرة وسأوافيك مباشرة. |
| Annemiz ve Francis gibisin. Bitirmeme hiç izin vermiyorsun. | Open Subtitles | أنت مثل أمي وفرانسيز لا تدعني أنتهي من ذلك |
| Beni dikkatle dinleyin ve bitirene kadar sakın ola yargılamayın. | Open Subtitles | ستصغي إليّ عن كثب ولن تحكم على كلامي حتى أنتهي |
| Beşten geriye doğru sayacağım ve bitirdiğimde hepimiz uyumuş olacağız. | Open Subtitles | سأعد تنازلياً من خمسة وعندما أنتهي ستستغرقوا جميعاً في النوم |
| Ve bundan hemen sonra bir kadın bana bu küçük çanı getirdi, ve bu küçük notla bitirmek istiyorum. | TED | وبعد ذلك أحضرت لي إمرأة هذا الجرس الصغير، واريد أن أنتهي من هذه المذكرة. |
| Yani bana anahtarı verecekler ve ben işim bittikten sonra kapıyı kilitlemeyeceğim. | Open Subtitles | ،هم سيعطونني المفتاح لذا أنا يمكن أن أقفل بعدما أنتهي |
| Babanın kurduğu bir tuzak sayesinde. Burada işim biter bitmez, cevabını verecek. | Open Subtitles | فخ صنعه لنا والدكِ، وسيتم محاسبته بمجرد أن أنتهي من اجتماعنا هنا. |
| Sürekli dedim ki, "Nets, ben geleceği yaratırken sen geçmişte yaşıyorsun ve ben işimi bitirince sen bunun hakkında çalışabilirsin" | TED | وكنت أقول لها دائما : أنتِ تعيشين في الماضي بينما أنا أصنع المستقبل، وعندما أنتهي يمكنك دراسة ما أصنع |
| Boş ver. Zaman doldu. Ben öğretmem. | Open Subtitles | لايهم ، الوقت أنتهي ، فأنا لا أدرس .. أنا أمتص |