| - Nereden buldun? Amerikalının var olmadığını biliyorsun. Sandalyelerden aldım, tabi ki. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين جيداً بأنه لم يكن هناك أمريكي حصلت عليهم مقابل المقعدان |
| Onun hakkındaki fikirlerimi biliyorsun. Bence dünyanın en uyuz adamı. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين رأيي فيه, أظن أنه أحقر رجل في العالم |
| Onu aşağı gönderirsen kızı sikip atmış olursun. Bunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | , إذا أرسلتِها للأسفل للجحيم .سينتهي أمرها , و أنتِ تعلمين ذلك |
| T, o orospu çocuklarının bir halt bildiği yok. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | . هؤلاء الملاعين لا يعرفون أي شيء . أنتِ تعلمين ذلك |
| Pazar günleri yaptığım ikinci işi biliyor musun? | Open Subtitles | اذاً أنتِ تعلمين بالخدمة الثانية التى يضيفونَها أيام الأحد |
| - Ne demek bu? bilirsin işte. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين ،ألا تأخذين اشياءاً من المطبخ؟ |
| Yaşananları değiştirmek için her şeyi yapardım, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أنّي سأفدي بأيّ شيءٍ لتغيير ما حدث، صحيح؟ |
| Niye burada olduğunu biliyorsun ama ben söylediğini duymak istiyorum. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين لماذا أنتِ هنا، لكن أريد أن أسمعه منكِ. |
| Onun yapmadığını sen de biliyorsun. Hepiniz biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين بأنه لم يفعلها كلكم تعلمون ذلك |
| Ama onu bu sabah da görmeyi umuyordun. Sen de biliyorsun. | Open Subtitles | لكنّكِ توقّعتِ رؤيته هذا الصبـاح أنتِ تعلمين ذلك |
| biliyorsun onu seviyorum, yalan söyleyemem. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أني أحبها, لا أستطيع أن أكذب |
| Migreni var biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أنها تعاني من الصداع النصفي الرهيب |
| Hayattan ne istediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين ما الذي أريد فعله في الحياة، |
| Sana, insan gibi değil hayvanmışsın gibi muamele etmek istediklerini biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أنهم يرغبون منكِ أن تتصرفي كحيوان وليس كإنسان |
| Seninle yalnız olamayacağımızı sen de çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين تمام المعرفة أنه لا يمكنني أن أكون لوحدي معك |
| Bunları biliyorsun. Sana tepede söylemiştim. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين هذا لقد أخبرتكِ في التل أتذكرين ؟ |
| Her yirmi beş beşik kertmesi evliliğinden birinin boşanmayla sonuçlandığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أن كل زواج مرتب منذ 25 سنة يفضي به الأمر إلى الطلاق |
| Kişisel çıkarlarımız için güçlerimizi kullanamayız, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين بأنكِ لا تستطيعين استخدام قواكِ لمصلحتكِ الشخصية |
| Ama tesisisiniz böyle bir şey için yeterince donanımlı değil, sen de biliyorsun. | Open Subtitles | ولكن مركزك ليس مجهزاً لمثل هذه المواقف , و أنتِ تعلمين ذلك |
| Yeter ya. Ne kadar yoğun olduğumuzu, biliyor musun? | Open Subtitles | لا،لا.توقف عن ذلك أنتِ تعلمين كم نحن مشغولين؟ |
| bilirsin, almak zorundaydım. | Open Subtitles | حسنًا، أنتِ تعلمين, كان عليّ أن ابتاعها. |
| Siz de biliyorsunuz ki, Bayan Daisy, yapanlar hep aynı kişiler. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين مثلي تماماً يا آنسة ديزي سيكون دائماً نفس الناس |
| Birer terörist yetiştiriyoruz. Bunu biliyordun değil mi? | Open Subtitles | نحن نربي إرهابيين أنتِ تعلمين ذلك، أليس كذلك؟ |