Çok açık. Ekstra bir paket taşıyorsun. | Open Subtitles | هذا واضح، أنت تحمل عبئاً اضافياً بالأعلى. |
Yarışma zaten zor. Kaşıkla yumurta taşıyorsun. | Open Subtitles | هناك بالفعل تغيير, أنت تحمل بيضة على ملعقة |
- Silah taşıyorsun. Silahlı insanların etrafımda dolaşmasından hoşlanmam, oldu mu? | Open Subtitles | أنت تحمل مسدسا، لا أحب الأشخاص الذين يحملون المسدسات و يحومون حولي .. |
O kadar büyük olay değil. Bana ver. Şişeyi tamamen yanlış tutuyorsun. | Open Subtitles | اعطني اياها أنت تحمل الزجاجة بطريقة خاطئة |
Elimi tutuyorsun nazikçe ve sonra bana şefkatle bakıyorsun. | Open Subtitles | أنت تحمل يدّي... برقة جدا، وبعد ذلك... أنت تنظر لي بمثل هذه الشفقة. |
İsa'nın Haç'ının parçası olduğuna inandığınız bir kutsal emanet taşıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تحمل آثر شىء تعتقد أنه جزء من صليب المسيح |
Yıldızı sen taşıyorsun, anladın mı? | Open Subtitles | أنت تحمل النجمة.. هل تفهم هذا؟ |
Umarım sormamda sakınca yoktur ama silah taşıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أتمنى أنك لاتمانع سؤالي , ولكن... أنت تحمل سلاحاً أليس كذلك ؟ |
Bir kaçağı gezegenlerarası taşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تحمل هارب بين الحدود بين الواكب |
Evet ama sen iki tane birden taşıyorsun. | Open Subtitles | صحيح؟ و حتى الآن أنت تحمل إثنين منهم |
Ama şimdi karıların çantalarını taşıyorsun. | Open Subtitles | و الآن أنت تحمل حقائب بعض الحقيرات |
Kız gibi taşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تحمل التوابيت مثل الفتيات. |
Öylece yanında mı taşıyorsun? | Open Subtitles | أنت تحمل هذا المبلغ معك دوماً؟ |
Sen bir kürek taşıyorsun, ben de ilkyardım çantası. | Open Subtitles | - حَسناً، أنت تحمل جاروف، أنا احمل علبة إسعافات- |
Ve sen bu büyük Mavi Böceği kahramanca sırtında taşıyorsun. | Open Subtitles | و أنت تحمل لقب أعظم "بلو بيتل" تقليدى , أليس كذلك؟ أتمنى! |
Kafanda bütün dünyanın ağırlığını taşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تحمل وزن العالم في ذلك الرأس. |
Sen tabanca taşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تحمل أسلحة نارية |
Elinde bir tokmak tutuyorsun ve gömleğin boyanmış. | Open Subtitles | أعني, أنت تحمل مطرقة ثقيلة و قميصك مغطى بـ ... |
Kağıdı ters tutuyorsun. | Open Subtitles | أنت تحمل التقويم رأساً على عقب |
Yani anneniz herkesle olan ilişkisini sürdürmekte zorluk yaşadığı hâlde, siz bu suçluluk duygusunu taşıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تحمل بداخلك هذا الذنب بينما أمك من الواضح لديها صعوبة في التعامل مع أي شخص |