"أنت لن تذهب" - Translation from Arabic to Turkish

• gitmiyorsun
• gitmeyeceksin
• gitmeyeceksiniz
• çıkmıyorsun

Doktor gelip seni gönderene kadar hiç bir yere gitmiyorsun.
أنت لن تذهب لأي مكان حتى يصرح لك الطبيب بذلك

Otur ihtiyar! Hiçbir yere gitmiyorsun. Şu tabaklar için bana yardım eder misiniz Bay Crane?
إجلس أيها العجوز أنت لن تذهب إلى أي مكان

Oğlumla bu gece hiçbir yere gitmiyorsun.
أنت لن تذهب الى أي مكان مع إبني اللّيلة.

- Sen onlarla gitmeyeceksin, Beyaz adam. - Gitmeyeceğim.
ـ أنت لن تذهب معهم ، أيها الأبيض ـ لن أفعل

Bensiz hiçbir görüşmeye gitmeyeceksiniz.
أنت لن تذهب إلى أي مقابلة بدوني

Kahvaltını bitirene kadar okula gitmiyorsun. O yüzden yemeye başla.
أنت لن تذهب للمدرسة حتى تتناول الفطور، لذا تناول

Bugün bir yere gitmiyorsun değil mi?
أنت لن تذهب إلى أي مكان الليلة، أليس كذلك؟

Eğer bu intikamla ilgili ise, Hiçbir yere gitmiyorsun.
إذا كان هذا بدافع الإنتقام أنت لن تذهب لأي مكان

Hiç bir yere gitmiyorsun. Burada bizimle evimizde kalacaksın, tamam mı?
أنت لن تذهب إلى أيّ مكان تبقى هنا في البيت معنا، اوكيه؟

Hiçbir yere gitmiyorsun. Seni tutukluyorum.
أنت لن تذهب لأي مكان أنا ألقي القبض عليك

Pekala, biz bu işi halledene kadar hiçbir yere gitmiyorsun.
حسناً ، أنت لن تذهب لأى مكان قبل أن نضع النقاط فوق الحروف

Bu işi çözene kadar gitmiyorsun.
أنت لن تذهب إلي أي مكان حتى نحل هذا الأمر

Uzay giysisini kilitleyin bir yere. Bunlar sen geldikten sonra başladı, bu yüzden hiçbir yere gitmiyorsun.
خذ بدلته وأغلق عليها , هذ بدأ عندما أتيت , أنت لن تذهب لأي مكان

Bu şekilde hiçbir yere gitmiyorsun seni orospu çocuğu!
أنت لن تذهب إلى أي مكان وأنت بهذه الحالة أيها اللعين

Bize bilmemiz gereken şeyi söyleyene kadar hiçbir şeye gitmiyorsun.
أنت لن تذهب إلى أي مكان حتى تخبرنا ما نحتاج إلى معرفته

Her gün yemek yemeğe mutfağa gidiyoruz ama sen mutfağa gitmiyorsun.
نحن نذهب الى غرفة الطعام كل يوم لكن أنت لن تذهب الى هناك

O zaman söyle, asla beni bırakıp başka bir yere gitmeyeceksin.
قلها اذا، أنت لن تذهب إلى أيّ مكان وتتركنى وراءك

Yarın işe gitmeyeceksin çünkü istifa ettin, değil mi?
غداً؟ أنت لن تذهب إليهم غداً لأنك إستقلت، صحيح؟

Yakın zamanda yatağa gitmeyeceksin, değil mi?
أنت لن تذهب إلى السرير قريباً ، أليس كذلك ؟

Bir dakika. gitmeyeceksiniz herhâlde?
انتظر، أنت لن تذهب فعلا.

çıkmıyorsun. Yukarı çıkmıyorsun.
أنت لن تصعد أنت لن تذهب الى هناك