Fazla İngilizce bilmiyorsun o yüzden çalışma iznin olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لا تتقنين الإنكليزية، لذا أعرف أنك لا تملكين تأشير عمل |
Seni koruması için Bana ya da başkasına ihtiyacı olmadığını görüyorum. | Open Subtitles | أرى أنك لا تحتـاجيـن إلى حمايـة أو أي شخـص آخر ليحميـك |
- Anahtarlarımı alabilir miyim? - Beni hatırlamıyor olabilir misin? | Open Subtitles | ـ أنا أريد مفاتيحي ـ هل معقول أنك لا تتذكرني؟ |
Hastalık ülkeden ülkeye o kadar hızlı yayılır ki ne olduğunu anlamazsınız bile. | TED | وينتشر المرض من بلد لبلد سريعاً جداً لدرجة أنك لا تعرف ماذا يحدث. |
Ama benim annem, bir arkadaşın bile gerekli olmadığına inanıyor. | Open Subtitles | ..ولكن ، حتى والدتي تعتقد أنك لا تحتاج إلى صديق |
Ve Andy seninle oynadığında, sen her ne kadar hareket edemesen de, kendini canlı gibi hissediyorsun, çünkü o da seni öyle görüyor. | Open Subtitles | و اندى عندما يلعب معك كأنما على الرغم من أنك لا تتحرك تشعر و كانك حى لان هذه هي الطريقة التي يراك فيها |
Yani sen Bana vazoyu çalan herkesin öldüğünü bilmiyorum mu diyorsun? | Open Subtitles | هل ستخبرني أنك لا تعرف أن كل من يسرق الجرّة يموت؟ |
Bunun akli bir şey olmadığını sanıyorsun, ama öyle ve seni anlıyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تعتقدين أنه متعلق بالعقل, ولكنه متعلق به وأتفهم ذلك |
Benim eşim ve çocuğum olduğunu seninse eşinin ve çocuğunun olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | ظللت أفكر في طفلتي وزوجتي وكيف أنك لا تملك طفلة ولا زوجة. |
Eğer terapiye ihtiyacın olmadığını düşünüyorsan gerçekten de terapiye ihtiyacın var demektir. | Open Subtitles | واذا كنت تظنين أنك لا تحتاجين للعلاج النفسي أنتٍ حقاً تحتاجين له |
Demek istediğim, seçmelerde olanlar yüzünden belli ki hâlâ Beni suçluyorsun. | Open Subtitles | المهم أنك لا تزال تحمّلني اللوم عما حدث في تجربة أدائك. |
Beni hatırlamadığını biliyorum ama işte intikamım, hem de İrlanda sitili. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تتذكّريي، ولكن هنا إنتقام صغير على الأسلوب الإيرلندي |
Buraya nasıl girdin? Tabii ki havalandırmadan. Burada görünmemi istemediğini biliyorum. | Open Subtitles | خرجت لأشم الهواء أنا أعرف أنك لا يحب أن يرانى أحد |
Bu katırlarda kafa derisi olmadığına emin misin? | Open Subtitles | أمتأكد أنك لا تملك فراء الرؤس على تلك البغال ؟ |
Sanırım bu çok paranoyak olduğum için ama içimde senin böyle olmadığına dair bir his var. | Open Subtitles | أعتقد أنني مرتابة فقط ولكنني أشعر أنك لا تفعلين |
Boşuna bir başkasıymışsın gibi davranmaya çalışma, kim olduğunu anlamadığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | يمكنك التوقف عن التظاهر. كلما أريد. أعتقد أنك لا تعرف من أنت؟ |
Lütfen Bana Beni bir daha asla görmek istemediğini söyle. | Open Subtitles | أرجوك قل لي أنك لا تريد أن تراني مرة أخرى |
Şirketin zamanını hiç çalmadığını söylemiştin, ben de emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنت قلت أنك لا تضيع وقت الشركة بتاتا ,أنا أتأكدّ فقط |
Yapma, Neil... adam gibi adam olman... bir kalbin olamayacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | هيّا يا نيل ليس لأنك رجل فهذا يعني أنك لا تملك قلباً |
Be-be-ben tahmin ediyorum senin işinde bunu yapmak pek mümkün olmaz. | Open Subtitles | أعتقد أنك لا يمكنك تطبيق ذلك كثيرا في عملك في الأنباء |
Beraber olana kadar tuvaletin kapısını açık bırakmaman gerektiğini bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعلمين أنك لا تفتحين باب الدولاب قط قبل ممارسة الحب؟ |
Yalnızca hiçbir şey görmüyor olman orada olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرد أنك لا ترين شيئا لا يعني بأنه ليس هناك |
O sert vampir kabuğunun altında pamuk gibi birinden başka bir şey değilsin. | Open Subtitles | تحت هذا المظهر الخارجي القوي كمصاص دماء أنك لا شيء سوى كتلة حنان |