Bize daha önemli nedenlerle burada olduğumuzu hatırlatacak birini arıyoruz. | Open Subtitles | نحتاج لشخص يذكّرنا أنّنا هنا من أجل أسباب أكثر أهميّة |
Gizlilik falan yok. Yalnızca O'nunla ciddi olduğumuzu görene kadar sizle tanıştırmak istemedim. | Open Subtitles | لا توجد سريّة، فقط أردتُ ألاّ تقابلوها حتّى أتيقّن أنّنا جادّون في علاقتنا |
ama gerçek şu ki, bizler değiştik. Artık bilgi ekonomisindeyiz. | TED | لكن الحقيقة أنّنا تحوّلنا و نحن الآن في الاقتصاد المعرفي |
Bugün çok eğlendim ama bence biz uyumlu bir çift değiliz. | Open Subtitles | أنظر، لقد أستمتعت جدّاً اليوم لكن لا أعتقد أنّنا مناسبين لبعضنا |
Bence bunun sebebi... ...bu çeşit ekmeğin... ...gerçekten de güvenilir olduğunu düşünmemizden dolayı. | TED | وأعتقد أنه بسبب أنّنا نعتقد أنّ هذا النوع من الخبز يرمز إلى الأصالة. |
Dışarıdan bakanların bize hissettirdiği, birer ucube olduğumuz veya belki de canavar olduğumuz. | Open Subtitles | نشعر كأنّنا بالجانب الآخر لوحدنا كما لو أنّنا غرباء أو لربّما حتى وحوش |
Şimdi aileni geri aldığına göre diğerlerine başlamaya hazır olduğumuzu söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | الآن وقد استعدت عائلتك، هل يمكنني أن أخبر البقيّة أنّنا جاهزون للبدء؟ |
Sonra bana bir iyilik yap. Bana arkadaş olduğumuzu hatırlat. | Open Subtitles | حسنٌ، وحين ينفلت زمامك وتقتلينهم، فأسدني معروفًا وذكّريني أنّنا صديقين. |
En azından doğru yerde olduğumuzu biliyoruz. Şimdi ne yapıyoruz? | Open Subtitles | على الأقلّ نعرف أنّنا في المكان الصحيح، ما العمل الآن؟ |
Fakat sorun şu ki, bu fikir diğer insanlar için standart olduğumuzu varsayar, fakat değilizdir. | TED | ولكن المشكلة في ذلك أنه يفترض أنّنا المقياس للأخرين، وذلك ليس بصحيح. |
Beyler, korkarım ki bunu başka bir güne ertelemek zorundayız. | Open Subtitles | أيّها السادة، أخشي أنّنا سنضطّر إلي تحديد معاد ليوم أخر |
İyi donanımlılar, iyi organize olmuşlar kızıl gökyüzünün üstündeler, bu da demek oluyor ki onların kaynaklarını, ne bildiklerini bulmak zorundayız. | Open Subtitles | فهم مُجهّزون جيّداً، و مُنظّمون. وهم يشكّون بأمر السماء الحمراء. و هذا يعني أنّنا يجب أن نجدَ مصادرهم و ما يعرفونه. |
Eminim ki hepimiz size ve erkek ve kadin çalisanlariniza minnettariz. | Open Subtitles | أنّا متأكد أنّنا جميعا شاكرون لك ورجالنا الشجعان ونسائنا في الميدان. |
- biz hepimiz dünyanın sadece bir parçasıyız, kısa zaman için buradayız. | Open Subtitles | ، أنّنا كلنا جزء من هذه الأرض . وأنّنا هنا لوقت قصير |
Şayet biz düşmanımızı zekamızla yenmiş olsaydık, Kutunun dışınıda düşünmemiz gerekli olacaktı. | Open Subtitles | ،لو أنّنا نُريد التفوُّق على عدُوّنا فنحن بحاجة إلى توسيع آفاق تفكيرنا |
Böyle bir insan olduğunu düşünmemiştim. Aynı ahlaki değerleri taşıyoruz sanmıştım. | Open Subtitles | لم أعتقد أنّك بتلك الوقاحة ظننت أنّنا نتشارك في بعض القيم |
Kalbin için evet ama bu hâlâ sorununun ne olduğunu bilmediğimiz anlamına geliyor. | Open Subtitles | بالنسبةِ لقلبك، أجل لكنّ هذا يعني أنّنا ما زلنا لا نعرف ما بك |
O aradı. Nişanlı olduğumuz için bana ücretsiz diş bakımı önerdi. | Open Subtitles | أجل، لقد إتّصلت بي وقالت بما أنّنا مخطوبان ستقوم بفحصي مجاناً |
- Radarı çalan kişinin onları izlediğimizi bildiği tahminine göre çalıştım. | Open Subtitles | أن أعمل تحت إفتراض أنّ من سرق الرادار علموا أنّنا نراقبه. |
Bütün bu kaosa rağmen hâlâ bebek sahibi olmamız gerektiğini düşünüyorum. | TED | ومع ذلك، بالرغم من كل هذه الفوضى، لا أزال أعتقد أنّنا يجب أن ننجب الأولاد. |
Artık evli olduğumuza göre her şeyi paylaşmamız gerekmez mi? | Open Subtitles | بما أنّنا متزوّجان الآن، ألا يفترض بنا مشاطرة كلّ شيء؟ |
Biliyorsun, sen her zaman birbirimizi görmüyoruz diye şikayet edersin. | Open Subtitles | تعرفى، دائماً ما تشتكي من أنّنا لا نرى بعضنا البعض |
Hatırlamanız gereken ilk kural, oyuncu nesil olarak zorlukları severiz, | TED | القاعدة الوحيدة التي عليك تذكّرها هي، أنّنا نرغب في التّحدي. |
En anlaşılmaz ipucunu bile kullanarak Bizim karı-koca olmadığımızı belirlediniz. | Open Subtitles | إنّكَ استخدمت أكثر الاشارات الخفيّة غموضاً لتتبيّن أنّنا لسنا مُتزوجين. |
Bizim namussuz olduğumuzu kanıtları yok ettiğimizi söyledi. | Open Subtitles | زعم أنّنا فاسدون ومنتهكون وأنّنا نزرع الأدلة |