"أنّه لم" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmadığını
        
    • gelmez
        
    • olması
        
    • kendisi
        
    • söylüyor
        
    Birinin bağırdığını duydum ve içimden bir ses, o olmadığını söyledi. Open Subtitles خلتني سمعت أحدهم يصرخ وثمّة ما ينبئني أنّه لم يكن الصارخ
    İçimden bir ses peşinde olduğu şeyin cüzdanlar olmadığını söylüyor. Open Subtitles ثمة ما ينبؤني أنّه لم يكن يريد سرقة محفظات النقود
    Evet bunun senin hatan olmadığını ve üstüne gitmemen için söyledim. Open Subtitles أجل، لتعلمي أنّه لم يكن خطأكِ وتتوقفي عن السعي في هذا
    Kaçırılma olduğu anlamına gelmez. Ölmediği anlamına da gelmez. Open Subtitles عندما لا تعني أنّها عملية إختطاف فهذا لا يعني أنّه لم يمت
    Düşündüm de... Annemin yılbaşında bütün çocuklarıyla birlikte olması hiç adil değil. Open Subtitles بدأت في اعتقاد أنّه لم يكن فقط كان لدى تلك الأمّ الكلّ لعيد الميلاد
    Reich Bakanını tanıdığım kadarıyla kendisi bu görkemli gecenin başarı ya da başarısızlığının bir zencinin maharetlerine bağlı olmasını istemezdi. Open Subtitles بمعرفتي للوزير الألماني كما أعلم فأنا على ثقة تامّة أنّه لم يكن ليرغب بأن يعتمد نجاح أو فشل ليلته اللامعة
    Bacağının koparılmış olmasına rağmen, ölümünün kemirme yüzünden olmadığını varsayıyorum. Sırtından vurulmuş. Open Subtitles سأحزر، أنّه لم يمت تأثراً بالقضم . لقد أردي بالرصاص من الخلف
    Yardımımıza ihtiyacı olabilir, bu yüzden hapishaneye gidip orada olup olmadığını kontrol edelim. Open Subtitles ربما أنّه بحاجة إلينا لنذهب إلى السجن للتأكد من الأمر أنّه لم يعد في السجن
    Geçen ziyaretinde geliş sebebinin intihardan bahsetmek olmadığını belirlemiştik. Open Subtitles لقد برهنّا في الزيارة الماضية على أنّه لم يكن لأجل الحديث عن الانتحار
    Ama sonra onun uçakta olmadığını farkettiniz Open Subtitles لكن، بعد ذلك اكتشفتم أنّه لم يكن على متن الطائرة
    Artık bisiklet kullanıyor ama rütbe indirimi olmadığını iddia ediyor. Open Subtitles يركب دراجة هوائية الآن لكنّه يُقسم على أنّه لم يتم تنزيله مرتبة
    Onlardan biri olmadığını öğrendiklerini düşünüyorum sadece. Open Subtitles لا يسعني إلاّ افتراض أنّهم اكتشفوا أنّه لم يكن واحداً منهم
    Boş ve cansız gözlerine bakınca amacının asla onu öldürmek olmadığını söylemek istemiş. Open Subtitles عندما نظر إليها، ثابتة العينين، أراد أن يقول لها، أنّه لم يكن يقصد قتلها
    Bahsedilmemesi olmadığı anlamına gelmez. Open Subtitles لمجرّد أنّه لم يذكر هناك فلا يعني أنّه لم يكن هناك. المعذرة
    Bu yaz boyunca kardeşiyle beraber olduğunu düşünmediği anlamına gelmez. Open Subtitles هذا لا يعني أنّه لم يفكّر بأنّك ما برحت تعاشقين أخاه طيلة الصّيف.
    O kızı hiç aldatmadığını ve ondan geçmiş olması gerektiğinde ısrar etti durdu. Open Subtitles يقولُ أنّه لم يخنها وأنّه غالباً التقطه منها
    Ölmemiş olması kesinlikle yanlış bir şey yapmadığımız anlamına geliyor. Open Subtitles أجل، حقيقة أنّه لم يكن ميتاً تعني أنّنا لم نفعل شيئاً خطئاً
    Sence bir insan bir şey yapıp bunu yapanın kendisi olmadığı hissine kapılabilir mi? Open Subtitles أتعتقدين أن يقدم شخصاً على فعل ما ويبدو للآخرين أنّه لم يقم بشيئ تقريباً كأن تكون له شخصية مزدوجة؟
    Ama Martun Colby'ye kendisi sormak istedi. Tahminen komşuları çığlıkla rahatsız etmek istemedi. Open Subtitles أعتقد أنّه لم يرد إزعاج الجيران بالصراخ، لذا جعله يكتب أسماء شركائه.
    Hiçbir dönemde yanıtların kendisine verilmediğini söylüyor. Open Subtitles وأشار إلى أنّه لم يحصل على أسئلةٍ أو أجوبة، طوال فترة مشاركته
    Hiçbir geceyi çocuğundan ayrı geçirmediğini söylüyor. Open Subtitles دعيه يذهب إنّه يقول أنّه لم يقضي الليل بعيداً عن إبنته مطلقاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more