"أن أذكر" - Translation from Arabic to Turkish

• Söylemeyi
• bahsetmiyorum
• söyleyeyim
• hatırlıyorum
• söylememe gerek
• hatırlatmak isterim
• belirtmeliyim ki
• hatırlatmam
• hatırlatmalıyım

Pardon. Arabuluculukta jüri olmadığını Söylemeyi unuttum.
عذراً، نسيت أن أذكر بأنه ما من هيئة محلفين في التحكيم المُلزم

Söylemeyi unuttum efendim.. Fotodan bir arama geldi.. resim için. 25 yıl hizmet ettiğiniz için..
نسيت أن أذكر يا سيدي أننا جائنا إتصال من قسم الصور حول جلسة صورة وصفية

O kadar meşguldüm ki, sanırım Söylemeyi unutmuşum.
أظنّ أنّني كنت مشغولاً جدًّا لدرجة أنّني نسيت أن أذكر ذلك

Bu durumun o ne kadar kişisel tehlikeye soktuğundan ya da kim olduğunu öğrenmesinin oluşturacağı riskten bahsetmiyorum bile.
ولا يجب عليّ أن أذكر مامدى الخطر الشخصي الذي سيقع فيه هو أو مدى الخطر الأمني بمعرفة مايعرفهُ هو.

Bu arada en fazla dövüşmek istediğim kişinin sen olduğunu da söyleyeyim.
وكذلك عليّ أن أذكر أن من أتوق لقتاله هذه اللحظة، هو أنتَ.

Son seferinde daha iyi karşı koyduğunu hatırlıyorum, Jane.
يبدو أن أذكر لك طرح أكثر من قتال آخر مرة، جين.

Charlotte Richards'ın, nereye kaybolduğunu merak eden bir kocası olduğunu söylememe gerek var mı?
تحتاج أود أن أذكر لكم أن شارلوت ريتشاردز لديه زوج من هناك من الذي يتساءل حيث برزت قبالة ل.

Efendim, ben de saygın dostuma tanığın kendi ifadesiyle şimdiye kadar birçok yemini çiğnediğini hatırlatmak isterim.
سيدى ، هل لى أيضا أن أذكر صديقى أن شاهدته ، باعترافها الشخصى قد انتهكت القسم كثيرا

Beyin sarsıntıları için olan bir deneme olduğunu Söylemeyi unuttum.
نسيت أن أذكر.. أنها تجربة طبيّة لإصابات الرأس..

Dün size Söylemeyi unuttum ama, çocuklara bayılıyorum.
نسيت أن أذكر هذا بالأمس ولكن أنا أعشق الصغار

Çünkü paramızın çalınan arabamızda kaldığını Söylemeyi unuttum.
لأنني نسيت أن أذكر أن كل أموالنا في سيارتنا المسروقة

O kadar karmaşanın içinde sana Söylemeyi unuttuğum bir şeyi söyleyeyim.
حسناً، في هذهِ الحالة ربما ينبغي أن أذكر ما نسيتُ ذكرهُ في خضم تلك الفوضى

Söylemeyi unutmuşum. Kızları, Bruna'nın kardeşi.
نسيت أن أذكر أن ابنتهما هي أخت برونا الصغرى

O işten kovulduğumu Söylemeyi unuttum.
ل يجب نسيت أن أذكر. ل الواقع... ... حصلت اطلق من العمل.

Oh, Söylemeyi unuttum son vaka.
أوه، لقد نسيت أن أذكر... هذه آخر الحالات

Görünmezliği kapatıyorum, hiçbir işe yaramıyor. Ateşlerine karşılık verebileceğimizden bahsetmiyorum bile.
سألغي الإخفاء إنها لا تحسن وضعنا لا يجب أن أذكر, أنك يمكن أن ترد النيران

O mektuba bakarak bile güvenime nasıl ihanet ettiğinden bahsetmiyorum bile.
بدون أن أذكر أنك انتهكت مصداقيتي بالكامل بمجرد نظرك الى تلك الرساله

Tam rakamı mı söyleyeyim yoksa yuvarlayayım mı diye çok düşündüm ama bunun her anını ben yaşadım, o yüzden...
وسواء ناقشت ذلك أو لا ينبغي عليّ أن أذكر العدد الدقيق أو ببساطة يتعكر صفو الحياة لكنني عرفت انني استحقيت كل يوم

Senin de bir kılıçla gayet iyi olduğunu hatırlıyorum.
يبدو لي أن أذكر لك يجري جيدة جدا بشفرة نفسك.

Başka bir şey söylememe gerek var mı?
أعليّ أن أذكر المزيد؟

Hedefleri Başbuğ'un belirlediğini hepinize hatırlatmak isterim.
أود أن أذكر كل واحد منكم أن لدينا الفوهرر يعلن الأهداف.

Yeri gelmişken belirtmeliyim ki, burada gördüğünüz her şey büyük çabalarla yapay olarak aydınlatılmaktadır.
بالمناسبة ، أود أن أذكر أن كل شيء ترونه هنا، اضاءة مصطنعة تطلبت جهدا كبيرا.

Onu her gördüğümde kendime onun evli bir kadın olduğunu hatırlatmam gerekiyordu.
في كل مرة أراها، كان علي أن أذكر نفسي أنها امرأة متزوجة

Ama yarım yüzyıldan fazla bir süre yakayı ele vermediğini hatırlatmalıyım size.
لكن عليّ أن أذكر بأنّه أستطاع أن يتملص من الأسر لأكثر من نصف قرن.