Siktir, adamım, en azından Onu görmek zorunda değilim, değil mi? | Open Subtitles | اللعنة يا رجل, على الأقل ليس من الضروري أن أراه, صحيح؟ |
Çünkü yemeğe çıkmak istiyor, ve ben Onu görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لأنه يريد أن يضع خططاً للعشاء ولا أريد أن أراه |
Arabayla Goodwill'e gittik ve süveteri attık. biraz merasimle, niyetim bir daha süveteri ne düşünmek ne de bir daha Onu görmek zorunda olmaktı. | TED | قدنا السيارة إلى مؤسسة النوايا الحسنة ورمينا المعطف بعيداً بطريقة إحتفالية، فكرتي كانت أنني لن أحتاج للتفكير مجدداً بالمعطف أو أن أراه مجدداً البتة. |
Onu görebilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع أن أراه ؟ |
Simsiyah duman çıkıyor. Anlaşıldı. görüyorum, ama oraya ulaşamam. | Open Subtitles | يمكني أن أراه لكني لا أستطيع الوصول إلى هناك، انتهى |
- Onu görmem gerek. - Tek yapacağın ödemeni yapmak. | Open Subtitles | ــ عليَ أن أراه ــ كل ما عليك فعله أن تدفع |
Yakında uzaklara gitmem gerekecek. Bu yüzden fırsatım varken, Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | لكنني مضطر للرحيل قريبا لذا أريد أن أراه ما دمتُ أستطيع |
Beni ararsa Onu görmek zorunda kalmayayım diye bu listeyi hazırladım. | Open Subtitles | معي القائمة الآن في حالة إن اتصل، أستشيرها.. ..ولا يجب أن أراه |
Bu sayfada benim hakkımda bir şey var ve ben Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | هناك شيء عني في الورقة و أريد أن أراه الآن |
Şundan eminim ki eğer bir gün Onu görmek istersem onu nerede bulacağımı biliyorum. | Open Subtitles | ما أعرفه أنني, إن أردتُ أن أراه, فإنا أعرف أين أجده. |
Yerde, benim... Onu görmek istemiyorum. Al onu, buzun içine koy. | Open Subtitles | إنه على الأرض، لا أريد أن أراه التقطيه و ضعيه في ثلج، التقطيه |
Yerde, benim... Onu görmek istemiyorum. Al onu, buzun içine koy. | Open Subtitles | إنه على الأرض، لا أريد أن أراه التقطيه و ضعيه في ثلج، التقطيه |
- Onu görmek istiyorum. - Buna gerek yok. | Open Subtitles | ـ يجب أن أراه ـ ليس هناك ضرورة لحديثك معه |
Onu görebilir miyim baba? | Open Subtitles | هل لي أن أراه يا أبي؟ |
Onu görebilir miyim lütfen? | Open Subtitles | هل يمكني أن أراه رجاء ؟ |
Benim mutlu olmama katlanamadığını görüyorum. | Open Subtitles | وما استطيع أن أراه إنك لا تتحمل أن أكون سعيداً |
İçeri giriyorum. Onu görmem lazım. Onu görmem lazım. | Open Subtitles | أنا ذاهب للداخل ، أحتاج أن أراه أحتاج أن أراه |
Ancak bu metnin son kısmı geldiğinde, ben de görmek isterim. | Open Subtitles | , لكن عندما يأتى الجزء الأخير لهذا . أود أن أراه |
Eskimiş de ne olmuş. Bir zamanlar gerçek bir palto olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | ما زلت أستطيع أن أراه وكأنه معطفا حقيقي وممتاز |
- Erişimin sınırlı olduğunu biliyorum ancak bu sorunla uğraşacaksam onu görmeliyim. | Open Subtitles | الشراب أعلم أن الدخول إليه محدود لكن إذا كنت سأعمل على هذا، يجب أن أراه |
Onu görmeden bilmem imkansız. Yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفعل شيء دون أن أراه يبدو أنه يحتاج للمساعدة حقاً |
- Bana göstermek istediğin birşey mi var? | Open Subtitles | -أهُناك شىء تريدين منى أن أراه ؟ |
Bu mahalleyi o kadar seviyorum ki siz gittikten sonra, bu evlerin yanlış ellere düştüklerini görmek istemem. | Open Subtitles | .. أحب هذا الحيّ كثيراً لدرجة أنني أكره أن أراه يقع في الأيدي الخاطئة بعد رحيلكِ |
Onu kendi gözlerimle görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أراه بعينيّ |