"أن تؤمن" - Translation from Arabic to Turkish

    • inanmak
        
    • inanmalısın
        
    • inan
        
    • inanıyorsun
        
    • inanabilirsin
        
    • inancın
        
    • inanman
        
    Eğer saat on ikiyi öğrenmek istiyorsan Neal inanmak zorundasın. Open Subtitles إذا أردت أن تشير إلى ترفع العجلة عليك أن تؤمن
    Geleceğin kendisine inanmak zorunda olduğunuz tek meslek. TED هي المهنة الواحدة التي تتطلب منك أن تؤمن بالمستقبل
    Bir gün unuttuğun her şeyi hatırlayacağına... inanmalısın, öyle değil mi? Open Subtitles أعني، يجب أن تؤمن بذلك أنه تقدم فى هذه اللحظه، صحيح؟
    Ona inanmalısın, eğer ayrılırsa bu onu öldürür. Open Subtitles ينبغي أن تؤمن بذلك لو تركت هذا المكان سوف تموت
    Tamam, neye istiyorsan ona inan ama tekrar canlanıp, masumların canlarını almaya başladığında onların kanı senin ellerinde olacak. Open Subtitles تدري، أؤمن بما تريد أن تؤمن لكن حينما ينهض مجدداً ويبدأ بأخذ حياة الأبرياء تلك الدماء ستكون مسؤوليتك
    - O halde Tanrının... - ...bir goril olduğuna inanıyorsun. Open Subtitles إذن يجب أن تؤمن أن الله نفسه هو الغوريلا
    Hâlâ nasıl inanabilirsin çoktan ölmüş bir şeyden hayat çıkacağına? Open Subtitles كيف لك أن تؤمن أنه ما زال بإمكاننا العيش بداخل ما هو ميّتٍ و مدفون ؟
    Bana inancın tam olmalı, ağabeyinin rüyaları ne kadar çılgınca gelse de. Open Subtitles عليك أن تؤمن بي، لا يهم كم تبدو أحلام أخيك الأكبر جنونية
    Eğer bugün liderlik edeceksen buna inanman gerekiyor. Open Subtitles ولكن لابد أن تؤمن بهذا لو أنك القائد اليوم
    Bizlere, inanmak isteyip de inanamayanlara ne olacak? Open Subtitles ماذا سيحصل لنا .. ؟ لماذا تريد أن تؤمن و لكن لا تستطيع؟
    'Polis memuru olmak kanunlara inanmak' ve onu tarafsızca, tüm insanların eşitliğine ve her bireyin saygınlık ve değerine saygı göstererek uygulamak demektir Open Subtitles لتكون ضابط شرطة يعني أن تؤمن في القانون وتفرضه بنزاهة وتحترم إنسانية البشر
    Jüri inanmak ister. Open Subtitles هيئة الحلفين تريد أن تصدق ذلك تريد أن تؤمن بذلك
    Bir şeylere inanmak ve ona göre yaşayamamak mümkün. Open Subtitles من الممكن أن تؤمن بشئ و تفشل في الالتزام به
    Bir gün özel birisiyle karşılaşacağına inanmalısın. Open Subtitles يجب أن تؤمن أن شخصاً ما, ستقابله و سيكون مميزاً
    Her şeyin şimdikinden daha iyi olacağına inanmalısın. Open Subtitles دائماً يجب أن تؤمن أن الأشياء يمكن أن تتحسن أفضل مما هي عليه الآن.
    ...daima hizmet ettiğin insanların içinde iyilik olduğuna inan. Open Subtitles عليكَ دوماً أن تؤمن بطيبة الناس الذين تخدمهم
    Gerçek benliğine her zaman inan. Open Subtitles . دائمـاً يجب أن تؤمن بنفسك دائما
    Bak, şöyle diyelim. Sen bir şeye inanıyorsun ve ben inanmıyorum. Open Subtitles اسمع، ألا يمكن أن تؤمن أنت بشيء و أنا لا؟
    Hiçbir şeye inanmıyorsan ruha nasıl inanıyorsun? Open Subtitles كيف يُمكنك أن تؤمن في الروح إذا كنت لا تؤمن بأي شيء؟
    Sen büyücülüğe ve dinsizliğe istediğin kadar inanabilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تؤمن بسحرك ومعصيتك وكلّ ما تريد
    Bir kerede birden fazla şeye inanabilirsin. Open Subtitles تستطيع أن تؤمن في أكثر من شيء واحد في كل مرة
    Kahraman olabilirsin. Sadece ne olduğuna ve ne olabileceğine inancın olsun. Open Subtitles يمكنك أن تصبح بطلاً، عليك فقط أن تؤمن بماهيتك...
    Buna gerek yok. Bir şeyi özel kılmak için, özel olduğuna inanman yeterli. Open Subtitles لا داعي، لكي تصنع شيئاً مميزاً يجب أن تؤمن أنه مميز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more