"أن تستمر" - Translation from Arabic to Turkish

• devam etmek
• devam etmesini
• devam etmesi
• devam etmelisin
• devam etmeni
• sürebilir
• devam etmen
• devam etmeli
• devam et
• duramazsın
• Üzerine çalış
• devam ettirmek
• seferlerine devam

- Bence öyle. Eğer burada çalışmaya devam etmek istiyorsan, kabul edersin.
انا اعتقد ذلك , و إذا أردت أن تستمر في عملك هنا

Bu dâhiliyet fikri, bu fikir devam etmek zorunda.
لذا ينبغي أن تستمر هذه الفكرة للاحتواء.

Ona devam etmesini ve gerçek gibi göstermeye çalışmasını söyledim.
أخبرتها في أن تستمر بما تفعله وتحاول جعله يبدو حقيقياً

Son iki yılda, Stumai ona yol parası, hijyenik ped, sabun için maddi yardımda bulundu ve devam etmesi için teşvik etti.
في العامين الماضيين، ساعدتها ستوماي بمال لأجرة الحافلة، للفوط الصحية والصابون وشجعتها أن تستمر.

devam etmelisin, devam etmelisin! devam et! Haydi!
يجب أن تستمر بالتحرك إستمر بالتحرك، هيا هيا

Kara Şövalyeler üyesi olarak çalışmaya devam etmeni istiyorum.
انا أريدك أن تستمر في العمل كاعضو في المنظمة

Sevgi ve nefret ilişkisi çok uzun bir zaman sürebilir.
علاقة الحب والكراهية يمكن أن تستمر لفترة طويلة جدا.

Katlanılır gibi değil. Daha fazla devam etmek niyetinde misiniz?
هذا شئ لا يُطاق هل تنوي أن تستمر في هذا طويلاً ؟

Biliyorum devam etmek istiyorsun fakat fakat ben burada denemek ve buraya yerleşmek zorundayım.
أنا أعرف أنك تريد أن تستمر فى حياتك ولكننى يجب أن أحاول هنا وأن أبقى هنا

Nefes almaya devam etmek istiyorsan koşmayı sürdür.
لو أردت البقاء علي تنفسك فعليك أن تستمر في المشي

Ama ikinci soruda, beğenmiyoruz diyenlerin yarısı devam etmesini istediklerini söyledi! (Kahkahalar) Bir değişiklik farkettik.
لكن جواب السؤال الثاني، نصف الذين لم تعجبهم الحركة أرادوا أن تستمر لاحظنا أن هناك تغيير

Bu başarısızlıklardan kurtuluşu bulana kadar yolculuğunun devam etmesini mi istiyorsun?
تشعر أن رحلتك يجب أن تستمر رغم أنك وجدت الخلاص؟

İlişkimizin devam etmesini istemediğini açıkça söyledin. Bunun anlıyorum..
فهمت الأن أنك لا تريد أن تستمر علاقتنا , وضحت ذلك جيداً

Bu devam etmesi gereken bir bekarlığa veda partisi.
هذه كانت أفضل حفلة زواج على الاطلاق لذا يجب أن تستمر رجاءً، الارانب لنلقيها

Susuz kalmış, ateşi var, öksürüyor ve partinin onsuz devam etmesi konusunda ısrarcı.
مصابة بالجفاف و الحمى و السعال, ومصرة على أن تستمر الحفلة بدونها

Niles, üzgün olmanı çok iyi anlıyorum ama aramaya devam etmelisin.
نعم، نايلز ،أنا بالطبع أفهم أنك منزعج لكن يجب أن تستمر في البحث

Aynen devam et. Açı çektiğini biliyorum. devam etmelisin.
يجب أن تستمر في الذهاب أعرف أنك تتألّم، يَجِبُ أَنْ تَستمرُّ

Oynamaya devam etmeni istiyorum. Şimdi, neye ihtiyacın var?
أريدك أن تستمر باللعب, ما الذي تريده الآن؟

Bu bütün gece sürebilir ve sonunda, bir kişi kazanır.
ويمكن أن تستمر طوال الليل، ولكن فى النهاية، واحد فقط هو الذى يفوز

Çünkü bazen, yolun sonuna geldiğini düşündüğünde orada gerçekte ne olduğunu görmek için devam etmen gerekir.
ولأنة أحياناً عندما تصل الى حافة الخريطة يجب أن تستمر بالأبحار من أجل رؤية ماذا يوجد هناك

Yapman gereken çok şey olduğunu biliyorum ama oyunumuz devam etmeli.
أعرف بأن لديك العديد من الاعمال لكن لعبتنا يجب أن تستمر

Bu kadar zaman cesaretini korudun Bayan Scarlett. devam et. Babanı, eski haliyle hatırlamaya çalış.
كنتِ شجاعة لوقت طويل يا سيدة سكارليت ويجب أن تستمر شجاعتك

Sonsuza kadar dolanıp duramazsın.
.لا يمكنك فقط أن تستمر في القياة إلى الأبد

Üzerine çalış, Ali!
"يجب أن تستمر يا "على

Tamam, siz bunu devam ettirmek istiyorsanız, ederiz.
حسناً, أتريد أن تستمر بها, سنستمر كما هو مخطط.

Tahıl gemileriniz seferlerine devam etmeli.
سفن الذرة لا بد أن تستمر بالإبحار