"أن تشعر" - Translation from Arabic to Turkish

    • hissedebilirsin
        
    • hissetmek
        
    • hissetmeye
        
    • hissetmemelisin
        
    • hissediyor olmalısın
        
    • hissetme
        
    • Kendinden
        
    • hissetmen
        
    • duymalısın
        
    • hissetmeni
        
    • hissediyorsundur
        
    • hissedebilirsiniz
        
    • konusunda rahatlat
        
    • hissetmesini istedim
        
    • edeceğinizi düşünüyor
        
    Çıplak ayağınla yürüdüğün dokuyu hissedebilirsin. TED يمكنك حتى أن تشعر بالنسيج تحت قدميك العاريتين.
    O zaman onun "suçluluk hissetmek... tehlikelidir" deyişini bir çeşit zayıflıktır diye yorumlayabiliriz. Open Subtitles ..ربما أنه يقول هذا من الخطر أن تشعر بالذنب بأنه نوع من الضعف
    Charlotte daha iyi hissetmeye başlarken, Miranda daha kötü hissetmeye başlıyordu. Open Subtitles والتي شارلوت ليشعر على نحو أفضل، التي ميراندا أن تشعر سوءا.
    Kendini dürüst değilmişsin ya da eğer bilirse seni terk edecekmiş gibi de hissetmemelisin. Open Subtitles لا ينبغى لك أن تشعر بأنك كاذب أو أنها ستتركك لو عرفت
    Madem başarılı olamayacağım sen de benim gibi hissediyor olmalısın. Open Subtitles الآن ،بما أنني لن احققه، عليك أن تشعر كما أشعر انا
    Etrafında bir tür şeytan dolaşıyor. hissedebilirsin. Open Subtitles هناك نوع خاص من الشر في الجو، بإمكانك أن تشعر به.
    Öbür tarafa vardığında bile bu karanlık suyun ruhunu hissedebilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تشعر بروح المياة الداكنة حتى و أنت تعبر للجانب الآخر
    Eğer konsantre olursan bunu her yanında hissedebilirsin. Open Subtitles أذا قمت بالتركيز، تستطيع أن تشعر بهِ حولك
    Daha az acı hissetmek için sinirlerini kes ve bacağını feda et. Open Subtitles يجب أن تقطع أعصابك وتخسر رجلك من أجل أن تشعر بألم أقل
    Yaratıcı bir kişi olarak değersiz hissetmek çok utanç verici. TED إنه لأمر محرج أن تشعر بعدم التقدير كشخص مبدع.
    Şimdi kendinizi sağlıklı, mutlu, çevreniz sevgi ile sarılmış hissetmeye başlayabilirsiniz, Open Subtitles يمكنك أن تبدأ الآن أن تشعر بالعافية يمكنك أن تبدأ بالشعور بالازدهار يمكنك أن تبدأ بشعور الحب الذي يحيط بك
    Çok kötü hissetmemelisin. Open Subtitles لا يجدر بكِ أن تشعر بـ مثل هذا السّوء.
    Bu mahremiyete yapılan korkunç bir saldırı ve kendini kirlenmiş hissediyor olmalısın. Open Subtitles هذا إقتحام فظيع للخصوصيه ويجب أن تشعر بذنب
    Bu araştırmalardan biliyoruz ki sosyal medyayı ne kadar sık kullanırsan kendini yalnız ve itilmiş hissetme olasılığın o kadar artıyor. TED وكما نعلم من الأبحاث أنه كلما ازداد استخدام وسائل التواصل الاجتماعي، ستكون أكثر إحتمالاً أن تشعر بالوحدة والعزلة.
    Ha? -Umarım Kendinden utanıyorsundur. -Aslında tam sayılmaz, hayır. Open Subtitles ـ أتمنّى أن تشعر بالخجل من نفسك ـ لا، ليس بالضّبط
    Şey, bu şekilde hissetmen sanırım en iyisi. Open Subtitles حسنٌ، أعتقد أنّه من الأفضل أن تشعر بتلك الطريقة
    Onur duymalısın. Takibinde gelen esinti en ileri teknolojini uçurup götürecek. Open Subtitles ويجب أن تشعر بالفخر أن الرياح التالية سوف تعصف أقوى تقنياتك
    Kötü hissetmeni istemem Yardım etmeme izin ver - Kötü hissetmeni istemem. Open Subtitles أنا لا أريدك أن تشعر بسوء أنا لا أريدك أن تشعر بسوء
    Umarım, orada çalışmak için kendini hazır hissediyorsundur. Open Subtitles أتمنى أن تشعر برغبة أن تنضم إلينا بالعمل
    Kapşonu anlık bir kararla takabilirsiniz ve bununla sıcaklık ve koruma hissedebilirsiniz ama aynı zamanda işin psikolojik yanlarını da hissedebilirsiniz. TED يمكنك فورا أن تفكر في ارتداء الهودي على رأسك، وتشعر بدفئه وحمايته، لكن في نفس الوقت، يمكنك أن تشعر بجوانبه النفسية.
    Tom'u destekle ve şikayetçiyi tüm şirketin O'nu desteklediği konusunda rahatlat. Open Subtitles ساندي (توم)، و تأكّدي أن تشعر شاهدة الإدعاء أنها مدعومة من المؤسّسة بأكملها
    Benim hissettiğim kadar... küçük ve aptal hissetmesini istedim. Open Subtitles أرادتها أن تشعر بالغباء و الاذلال كما كنت أشعر
    Bayan Hargrave, onu ofisinde beklerken daha rahat edeceğinizi düşünüyor. Open Subtitles تعتقد السيدة (هارجريف) أنه من المُرجح أن تشعر بإرتياح أكبر لإنتظارها في مكتبها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more