Bu ilacın geliştirilmesine ne kadar zaman ve emek harcadığımı anlamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تفهم قدر الوقت والجهد الذين بذلتُهما لصنع هذا الدواء |
anlamalısın, onu 16 yaşında keşfettim. | Open Subtitles | يجب أن تفهم, لقد إكتشفتها عندما كانت في عمر الـ 16. |
Anlamalısınız Yüzbaşı Brown, o inek benim için bir hayvan değil. | Open Subtitles | عليك أن تفهم كابتن براون تلك البقرة ليست حيوان بالنسبة لي |
Sana bunları anlatıyorum çünkü ona borçlu olduğumu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أخبرك بهذا لأني أريدك أن تفهم أني مدين لها |
Ama bir eşin bir... bir anneden daha iyi anlayacağı şeyler olduğunu anlamalı. | Open Subtitles | لكن ينبغي أن تفهم هناك بعض الاشياء تفهمها الزوجة أفضل من الأم |
Biz soru sormadan önce haklarını iyice anlamalısın. | Open Subtitles | قبل أن نسألك أية أسئلة يجب أن تفهم حقوقك |
Fakat şunu anlamalısın, şunu anlamalısın ki ilk komanın ardından... | Open Subtitles | لكن لِتفهم ذلك، عليك أن تفهم ذلك الأمر .بعد الغيبوبة الأولى |
Babayla oğlu arasındaki sevgi bağını anlamalısın. | Open Subtitles | لا بد أن تفهم رابط الحب الذي يجمع بين الأب وابنه |
Üretim konusunun buradaki subaylardan bazılarının... umurunda bile olmadığını anlamalısın. | Open Subtitles | عليك أن تفهم أن بعض الضباط هنا يهتمون بالانتاج |
Üretimin aksaması falan, buradaki bazı subayların umurlarında bile değil. Bunu anlamalısın. | Open Subtitles | عليك أن تفهم أن بعض الضباط هنا يهتمون بالانتاج |
Hayır, bunu anlamalısın. Beş yaşında yediğin çikolata bile çıkıyor! | Open Subtitles | لا, يجب أن تفهم , إنهم يُخرجون حلوى عالقة منذ أن كان سنك خمس سنوات |
MG: Şunu düşünüyorum; Anlamalısınız ki, Hacker'lar arasında yaygın olduğu gibi, bunu yapmaktadırlar. | TED | ميشا جليني: أعتقد أنه إلى حد ما يجب عليك أن تفهم أنه من البديهي أن يفعلوا هذا. |
Senin ve benim burada önemli bir şey yaptığımızı anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تفهم شيئًا أنا و أنت قمنا بشيء مهم هناك |
Kral olarak bu dengeyi anlamalı ve tüm yaratıkları saymalısın, sürünen karıncadan, sıçrayan antiloplara kadar. | Open Subtitles | وأنت كملك يجب أن تفهم هذا التوازم وتحترم كل المخلوقات من النملة الزاحفة إلى الظبي الرشيق |
Şunu kafana sok. Gerçekten güvende olabilmenin tek yolu bu hikayeyi yayınlamaktır. | Open Subtitles | يجب أن تفهم أن الطريقه الواحده لابقائك آمن هى نشك لهذه القصه |
Seni seviyorum ama Anla şunu bu aynı şey değil | Open Subtitles | اصغ,أنا أحبك ولكن عليك أن تفهم هذا ليس نفس الشىء |
Harvey, anlamak zorundasın sana buradan kendi başına gitme izni vermeye yetkim yok. | Open Subtitles | هارفي، يجب عليك أن تفهم ليس لدي الحق لتركك ترحل من هنا لوحدك |
Bu muthiş zincirin ... ... bir parçası olduğunuzu anlayın. | TED | حاول أن تفهم أنّك جزء من هذه السلسلة الضّخمة من الأحداث. |
Bu küçük toplantıyı burada ayarladığıma göre yaşadığım sıkıntıyı umarım anlarsın. | Open Subtitles | أتمنى أن تفهم المتاعب التي خضتها لأنظم هذا الإجتماع الصغير هنا |
Oğlum, babana biraz inan, Lütfen. Anlamaya çalış. Anlayım mı? | Open Subtitles | بني, فليكن لديك بعض الإيمان بأبيك رجاءاً, حاول أن تفهم |
Nasıl anlayabilirsin ki çocukluğunun daha yüce bir şey uğruna feda edilmesi gerektiğini? | Open Subtitles | كيف بمقدورك أن تفهم بأن طفولتك كان يجب التضحية بها لأجل شيء أعظم؟ |
Belki neden devrim yaptığımızı anlamışsındır. | Open Subtitles | ربما تستطيع أن تفهم لما توجب علينا القيام بالثورة |
Şeylerin neden böyle olduğunu anlaman önemlidir. | Open Subtitles | من المهم أن تفهم لما الاشياء على ما هى |
Titreşimlere dayanarak yerin altında neler olduğunu anlayabilirsin. | Open Subtitles | وتبعاً للاهتزازات يمكنك أن تفهم ما يجري تحت الأرض. |