"أن هناك الكثير" - Translation from Arabic to Turkish

    • çok şey var
        
    • çok şey olduğunu
        
    • bir sürü
        
    • birçok
        
    Yapamadığım çok şey var. Aynı anda iki kitap okuyamıyorum. Open Subtitles أعرف أن هناك الكثير من الأمور التي لا أستطيع فعلها
    İklim değişikliği hakkında anlamadığımız pek çok şey var. TED اتضح لنا أن هناك الكثير مما نجهله بخصوص التغير المناخي.
    Bu ülkenin unuttuğu pek çok şey var. Open Subtitles أعتقد أن هناك الكثير لهذه البلاد قد نسيته.
    Bizse, dışarıda çok şey olduğunu düşünüyoruz, ama bu sadece arzularımızın esiri olduğumuz için. TED و نحن نعتقد أن هناك الكثير من الشيء لكن ذلك لأن رغباتنا تستعبدنا.
    Bilmedikleri çok şey olduğunu anlayacak bilgiye sahipler. TED فهم يعرفون كفاية لكي يدركوا أن هناك الكثير مما لا يعرفونه.
    Etrafta bir sürü erkeğin olduğu bir yerde yaşamak hoş olmaz mıydı? Open Subtitles لا يكون لطيفا للعيش حيث أن هناك الكثير من الرجال الآخرين حول؟
    Ölüm sonrası yaralarının senin gözünden kaçan bir sürü sebebi var. Open Subtitles أفكر أن هناك الكثير من الأسباب لتشويه التشريح الذي تشرفين عليه
    - Sadece şunu söylemek istiyorum... burada yetenekli birisi için birçok ilerleme olanağı... Open Subtitles ظننت أنه يجب عليكِ ان تعمى أن هناك الكثير من الفرص هنا للموهوبين
    Bence Hindistan'da bizde olmayan çok şey var. Open Subtitles أعتقد أن هناك الكثير في الهند لا نملكه في مجتمعنا
    Pek bildiğimiz söylenemez. Sanırım babanızın size anlatmadığı çok şey var. Open Subtitles أظن أن هناك الكثير من الأشياء لم يخبركما والدكما بها ، صحيح؟
    Konuşacak aslında çok şey var ama maalesef hemen konuya girmem gerekmekte. Open Subtitles أعرف أن هناك الكثير من الأخبار بيننا لكن سأضطر أن أكون فظة وأدخل فى الموضوع مباشرةً
    Tüm saygımla söylüyorum ajan, tutuklanmaya direnmekten suçlu ve bence gün yüzüne çıkacak daha çok şey var. Open Subtitles مع كامل احترامي ايتها العميلة إنها محتجزة بتهم مقاومة الاعتقال و تخميني أن هناك الكثير من التهم التي ستحاكم بسببها
    Oğlum diyor ki düzeltilmesi gereken çok şey var. Open Subtitles يقول ابني أن هناك الكثير من الأمور يجب وضعها في نصابها الصحيح.
    Gördüğüm her şeyden etkilendim ve hala öğrenecek çok şey olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles سحرني كل ما رأيت هنا ومازلت أعتقد أن هناك الكثير لأتعلمه
    Buluştuğumuz nokta ise ikimizin de bilimin açıklayamadığı çok şey olduğunu bilmemiz. Open Subtitles لكنك سوف توافق . أن هناك الكثير لا يستطيع العلم تفسيره
    Beyin hakkında bilmediğimiz çok şey olduğunu söylersiniz. Open Subtitles أنت الذي قلت أن هناك الكثير من العقول التي لا نعرفها
    Yine de bulunacak çok şey olduğunu kanıtlıyor. Open Subtitles ومع ذلك، يثبت أن هناك الكثير التي يمكن العثور عليها.
    Etrafta bir sürü karga olduğunu biliyoruz. TED إذاً فنحن نعرف أن هناك الكثير من الغربان.
    Gemide beni bekleyen bir sürü zor görev olduğunu biliyorum. Open Subtitles أنا أعلم أن هناك الكثير من الأعمال المستعجلة تنتظرني في السفينة
    Bence burada askıda olan birçok şey var. TED وأعتقد أن هناك الكثير من الترقب في هذه اللوحة.
    Kendi atıklarını ve onlarla neler yapabileceklerini düşünen birçok endüstri olduğu ortaya çıkıyor. TED حسنًا، اتضح أن هناك الكثير من الصناعات التي تفكر أيضًا في نفاياتها الخاصة وما الذي يمكننا فعله بها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more