| Seni bununla ilgili olarak rahatlatmak istedim. Uyuşturucu işine bulaşmam Teğmen. | Open Subtitles | أردت أن أطمئنك بهذا الشأن لستُ متورّطاً بترويج المخدّرات أيها الملازم |
| Biz konumda Teğmen bulunmaktadır. Biz temiz bir atış var. | Open Subtitles | نحن في مراكزنا يا أيها الملازم و لدينا فرصة للإصابة |
| Alınmayın ama, Teğmen ışık yılı mesafeyi ölçer, zamanı değil. | Open Subtitles | ليس كافياً أيها الملازم السنوات الضوئية تقيس المسافة وليس الوقت |
| - Ayrıca Teğmenim bir çok kadın sizden daha güzel kokuyor. | Open Subtitles | لقد لاحظت أيضاً أيها الملازم أن معظم الفتيات رائحتهم أفضل منكِ |
| Box? Teğmen, ben köprüdeyim. Marsh'dan herhangi bir iz yok. | Open Subtitles | أيها الملازم ، أنا على الجسر لا يوجد أثر لمارش |
| O adamı tanımıyoruz, çalışma odamız da evin arka tarafında, Teğmen. | Open Subtitles | نحن لا نعرف هذا الرجل ومكاتبنا في خلفية المنزل أيها الملازم |
| Evet, Teğmen, o yüzden şu adamı bulmak için sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أجل، أيها الملازم ، ولهذا السبب أريد منك تحديد مكان هذا الرجل |
| Öğle yemeğine ne dersiniz, Teğmen? | Open Subtitles | أترغب في تناول غداء خفيف ، أيها الملازم ؟ |
| Teğmen, bunu anlamıyorum. Beni çağırtmıştınız değil mi? - Evet. | Open Subtitles | . أنا لا أفهم ، أيها الملازم لقد أرسلت في طلبي ، أليس كذلك ؟ |
| Tebrik ederim Teğmen. Hainler böyle sırtlarından vurulmalı. | Open Subtitles | أحسنت أيها الملازم الخونة يجب ضربهم في ظهورهم |
| Sen iyi bir adamsın Teğmen. İyi bir adam her zaman sınırlarını bilir. | Open Subtitles | أنت رجل طيب أيها الملازم الرجل الطيب يعرف دائماً حدودة |
| Evet Teğmen. Adamlarınızdan biri burada olduğu için şanslıyız. | Open Subtitles | هذا صحيح أيها الملازم ,نحن محظوظون لوجود أحد رجالك هنا,إنه على متن الطائرة الآن |
| Bize, bu öğretici geziyi yaşattığınız için teşekkürler Teğmen. | Open Subtitles | وشكرا لك على هذه الزيارة التعليمية أيها الملازم |
| Ve en ilginç gezi, Teğmen. En ilginç! En ilginç! | Open Subtitles | والأكثر اثارة أيضا أيها الملازم الأكثر اثارة, الأكثر اثارة |
| Cadde güney sınırı. Bakın Teğmen, her şey duruldu. | Open Subtitles | الشارع 28 جنوبا, اسمع أيها الملازم كل شئ هادئ |
| Saat 2:24 Teğmen. 49 dakikanız var. | Open Subtitles | إنها الساعة 2: 24 أيها الملازم لديك 49 دقيقة متبيقة |
| Bilmiyorum, Teğmen. Karanlıkta arkamdan bir yerlerden geldi. | Open Subtitles | لا أعرف أيها الملازم لقد أتت من مكان ما خلفي في الظلام |
| Söz veriyorum, Teğmenim, uslu bir kız olacağım. | Open Subtitles | أعدك أيها الملازم أول أن أكون فتاة صالحة |
| Yüzbaşı Collins, hemen uzaklaşmanız hepimiz için çok daha iyi olur. | Open Subtitles | أيها الملازم كولينز.سوف يكون من الأفضل لنا جميعاً لو أنك قد رحلت عن هنا في الحال |
| Komiser, eğer bu işi halletmesen. O kız hiç güvende olmayacak. | Open Subtitles | لو لم أنهِ هذا أيها الملازم فهي لن تكون آمنة أبداً |
| Onu Lahor'a geri götüremez misiniz, Çavuş? | Open Subtitles | ألا يمكنك أن ترسله إلى لاهور أيها الملازم ؟ |
| Lütfen, Lieutenant, cezamın bitmesine sadece dört ay kaldı. | Open Subtitles | أرجوك ، أيها الملازم أنا لم يبقَ لي سوى أربعة شهور أخرى فقط |
| - Mills aletleri hazırla. - Buyurun, Başçavuş. Tamam mı? | Open Subtitles | ميلز , إعمل على المعدات خذ أيها الملازم يا إلهي |