Yani şartlı tahliye ihlali, suç işleme ve zorla itiraf ettirme. | Open Subtitles | هنا قمت بالهرب من المراقبة ، و ارتكبت جريمة و أُجبرت على الاعتراف |
Emekli misin? Ben de öyleyim. zorla mı emekli ettiler yoksa isteyerek mi? | Open Subtitles | انت متقاعد ,وانا أبضاً أُجبرت ام إنتهت خدمتك؟ |
Kendi karaciğerini yemeye zorlandı, yavaş yavaş kıyma makinesine sokuldu, | Open Subtitles | أُجبرت علي تناول كبدها قطعوها ببطء بواسطة منشار قطع أشجار |
Bugün bir kuşu öldürdüm ve babamın kıçına dokunmaya zorlandım. | Open Subtitles | اليوم ، إرتكبت جريمة قتل لطائر و أُجبرت على لمس مؤخرة والدي |
Yapmak zorundaydım, Jerry. Çiftlerin bir kuralı. Birbirimize herşeyi anlatmak zorundayız | Open Subtitles | لقد أُجبرت , جيري إنها قاعد للذين يتواعدون يجب علينا إخبار بعضنا البعض كل شيء |
demedi. Belki "Beni zorladılar." dedi ama asla yaşanmadı demedi. | TED | مجدداً، ربما قالوا:" لقد أُجبرت"، ولكن لم يقولوا قط أنها لم تحدث. |
- Buna "zorlanma" demezdim. | Open Subtitles | -لم أكن لأقول (أُجبرت). |
Tamam. Sizce yoldan çıkmaya zorlanmış mı? | Open Subtitles | أتعتقد بأنها أُجبرت على الإنحراف عن الطريق ؟ |
Sonuçta, senin 17 sene önce zorla verilmiş kızım olduğunu kim bilebilir ki? | Open Subtitles | بعد كل ذلك , من يعرف أنكي الابنة التي أُجبرت علي تركها منذ 17 سنة ؟ |
Yani bütün bu casusluk ve aldatmacanın sana zorla yaptırıldığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | كلّ هذا التجسس والخداع مجرّد أمور أُجبرت على فعلها |
Doğduğundan beri ona zorla sebze yediriyorum. | Open Subtitles | لقد أُجبرت على إرغامها لتتناول الخضار منذ ولادتها |
O gün Rin Kirigakure tarafından kaçırılıp Sanbi'nin Jinchuriki'si olmaya zorlandı. | Open Subtitles | رين أُختطفت من قبل قرية الضباب المخفية و أُجبرت لكي تصبح جينشوركي ذي الثلاث ذيول |
Kor halindeki kömürlerin üzerinde yatmaya zorlandı. | Open Subtitles | أُجبرت على السير على الفحم المُشتعل |
Komite, istifa edilmeye zorlandı. | Open Subtitles | حيث أُجبرت اللجنة على التنحي |
1000 yıl boyunca seni izlemeye zorlandım. Her kurbanın acısını hissettim sen kan döktükçe acı çektim. | Open Subtitles | أُجبرت طيلة ألف عامٍ على مراقبتكم، وآلمني معاناة كلّ ضحيّة تغذيتم على دمائها. |
En başından bu evlilik için zorlandım. | Open Subtitles | إنه زواج أُجبرت عليه من قِبل والدى على أى حال |
- Çünkü zorlandım. | Open Subtitles | لأنني قد أُجبرت على فعل أشياء. |
Bir sihirbazın pek çok sırrı vardır. Ama bunlardan bir tanesini toplumdan saklamak zorundaydım. | Open Subtitles | الساحر في جعبته الكثير من الأسرار ولكن هنالك سرّ أُجبرت على الإحتفاظ به من طرف المجتمع |
Ancak onu spor günlerinden haberdar etmek zorundaydım. | Open Subtitles | لكن أُجبرت ان أخبره عن اليوم الرياضي المدرسي |
kötüleri halletmek için bir takım kurmak zorundaydım. | Open Subtitles | لقد أُجبرت ان أشكل فريق ليتعامل مع الأشياء السيئة |
Dostlarını beslemesi için kızı zorladılar. | Open Subtitles | لقد أُجبرت على أن تغذي عشيرتهم |
Suç işlemeye zorladılar. | Open Subtitles | أُجبرت على الإجرام. |
- Buna "zorlanma" demezdim. | Open Subtitles | -لم أكن لأقول (أُجبرت ) |
Hayaleti bana daha fazlasını anlatamadan buradan gitmeye zorlanmış. | Open Subtitles | كنت لأعلم المزيد لكن روحه أُجبرت على المغادرة قبل أن يخبرني |