Saçma bir video kaset uydurdu hiç olmamış şeyleri itiraf ettiği bir saçmalık. | Open Subtitles | ,إختلق بعض الأكاذيب في شريط فيديو إعترف بهراءات لم تحدُث |
Sempozyum hikayesini tamamen kendi uydurdu Dr.Farman...farmian'in verdigi. | Open Subtitles | إختلق الأمر برمته عن الندوة و الدكتور فارمن فارمين |
Baban bunların hepsini uydurdu. Çünkü sen daha bebekken ben... | Open Subtitles | إختلق كل هذا لأنه عندما كنتِ مجرد طفلةٌ صغيرة, كان... |
Hayır, yapma. Trafikte sıkıştım. Adam gibi bir şey uydur! | Open Subtitles | لا، لا تخبرهم بأنني عالق في المرور اللعينة، إختلق شييء أذكي. |
O zaman uydur gitsin. | Open Subtitles | حسناً , إختلق شيئاً |
Ve İsa'nın söyledikleri... Tek kelimesini bile uydurduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | و كل ما قاله المسيح لا أعتقد بأنه إختلق أي حرف منه |
En azından onun da alt tarafı insan olduğunu ve bizi korkutmak için öyle şeyleri uydurduğunu anlayana dek. | Open Subtitles | على الأقل حتى أدركنا أنه كان فقط إنسان وهو إختلق هذه الأشياء من هذا القبيل فقط لإخافتنا |
Ross'un ebeveynlerimizi kandırmak için uydurduğu aptal bir şey. | Open Subtitles | هو هذا الشيء روس إختلق لخدع أبائنا. |
Geçen gün kafasından bir fıkra uydurdu: | Open Subtitles | مثلأ قبل أيام هو إختلق هذه النكتة |
Suçunu ört bas etmek için uydurdu. | Open Subtitles | إختلق القصة لتغطية ذنبه الخاص به |
Bütün o hikayeleri uydurdu ki, kimse onlara ulaşamasın. | Open Subtitles | ، لقد إختلق تلك القصص، حتـّى يصل إليهم ...لأنـّه يعلم |
İspiyonculuk yapmadım. Hepsini bu herif uydurdu. | Open Subtitles | أنا لم أشي هذا الرجل هنا إختلق كلّ شيء |
Sonra annesi için hediye yalanını uydurdu. | Open Subtitles | ثمّ إختلق هدية لأمِّه |
Tamamını uydurdu. | Open Subtitles | لقد إختلق كلّ شيء. |
Ya da sanırım Memur Ridge bunu da uydurdu. | Open Subtitles | أم أعتقد أن الضابط (ريدج) إختلق ذلك, أيضاً كلا. |
O zaman ona bir hikaye uydur. | Open Subtitles | إذاً إختلق لها أي قصة |
- Sorarlarsa bir şeyler uydur. - Tamam. | Open Subtitles | لو سألوا عني إختلق أي قصه- حسناً- |
İyi bir bahane uydur. | Open Subtitles | إختلق عذرا جيدا |
Niye uydurduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم لماذا إختلق هذا |
Yalnız birilerinin onunla iletişime geçtiğini onaylayamamış, bu yüzden de insanlar tüm bunları uydurduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | إلا أنه لم يستطع إثبات أن أحدهم تواصل معه. -لذا ظنَّ الجميع أنه إختلق الأمر . |
Ross'un ebeveynlerimizi kandırmak için uydurduğu aptal bir şey. | Open Subtitles | هو هذا الشيء روس إختلق لخدع أبائنا |