"إذن لابد" - Translation from Arabic to Turkish

    • O zaman
        
    • olmalı
        
    • O halde
        
    - O zaman yoldayken çalınmış olmalı. - Onları gördünüz mü? Open Subtitles ـ إذن لابد أنهم قد سرقوا فى الطريق ـ هل رأيتهم؟
    O zaman kendini bunca zamandır çok derin bir mağarada saklamış olmalısın. Open Subtitles إذن لابد أنكِ كنت تبقين نفسك في كهف عميق كل هذا الوقت
    O zaman herhangi bir uzlaşma sağlamaya hazır olmadığımı anladınız. Open Subtitles إذن, لابد أن تتفهم أننى لن أقوم بأى تسوية
    O halde hemen bu dakika çıkmalıyız ve hemen oraya gitmeliyiz. Open Subtitles حسنا ، إذن لابد وأن نذهب الآن لنكون هناك أول النهار
    Oh, iyi, O zaman biraz fazla sonra tedirgin hissediyor olmalıdır. Piper, neden kendinizi suçluyorsunuz? Open Subtitles حسناً ، إذن لابد أن تكونى شاعرة بالقليل من التوتر أيضاً
    Eğer bu Tanrı'nın isteğiyse, O zaman onun kararını sorgulamam gerek. Open Subtitles لو هذه إرادة الله، إذن لابد من إستجواب قراره
    Hayır, eğer dedikleri kadar iyiyse O zaman menajeri olmamasının kesin bir nedeni vardır. Open Subtitles إذن لابد أن هناك سبب لعدم امتلاكه لوكيل أعمال.
    O zaman kaynağa inelim. Bize gelmeden, biz Karl'ı halledelim. Open Subtitles إذن لابد أن نذهب للمنبع "لابد أن نتخلص من "كارل
    Pekâlâ. Ya köstebeğimiz izlerini kapatıyorsa? O zaman hiyerarşi zincirinde epey üstlerde biri olsa gerek. Open Subtitles حسناً ، ماذا لو أن العميل يغطي خطواته إذن لابد أنه شخص ما في منصب عالي
    Ondan yüzlercesi, binlercesini istiyorsan, ...O zaman program yalnızca devamlı değil, ...katlanılabilir de olmalı. Open Subtitles أتريدين مئات منه، آلاف، إذن لابد أن يستمر البرنامج في إثبات ذاته،
    Eğer o değilse ve o da değilse ki hala ikna olmuş değilim O zaman makine olmalı. Open Subtitles والذي لازلتُ غير مقتنع به، بالمناسبة إذن لابد أن يكون الجهاز
    O zaman onu görürdün. Babasıyla Koker'e gitti. Open Subtitles حسـنا، إذن لابد وأنك قد رأيتـه لقـد ذهب مع أبّيه إلى "كـوكـر"
    O zaman zindanlar size tanıdık geliyordur. Open Subtitles إذن لابد أنك معتاد على الزنزانات
    Yaralanıp, hafızasını O zaman kaybetmiş olması çok mantıklı. Open Subtitles إذن لابد أنه جرح في الحرب و فقد الذاكرة
    Sen gidince ben de taşınacağım O zaman, değil mi? Open Subtitles إذن لابد أن أنتقل عندما تغادرين
    O zaman ben de sizinle bırakmalıyım. Open Subtitles إذن لابد أن أستقيل معك أنا أيضاً
    Bu durum ikiniz için de çok tuhaf olmalı. Evet. Open Subtitles إذن لابد أن هذا غريب بالنسبه لكم أليس كذلك ؟
    Küçük bir nokta buldum. Bu en küçük parça olmalı. Open Subtitles لدي نقطة صغيرة هنا إذن لابد وأن هذه هي الأصغر
    O halde tek bir seçeneğim olduğunu anlıyorsunuzdur. Open Subtitles إذن لابد أن تفهم أنه ليس لدي سوى خيار واحد
    O halde Marge, 50- Salla gitsin. Open Subtitles إذن لابد أن مارج في الـ50 إنس ذلك,

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more