geri almak istiyorsan, benimle dövüşmen gerek ufaklık. | Open Subtitles | إذا أردت إستعادته سيكون عليك مقاتلتي لأجله |
3 yıl önce bugün sürgüne yollandım. Her şeyi kaybettim. Ve geri almak istiyorum. | Open Subtitles | منذ ثلاثة أعوام , نُفيت فقدت كل شيء , أريد إستعادته |
Aile yadigarı olduğunu göz önünde bulundurursak, geri almak istemenize şaşmamalı. | Open Subtitles | حسناً ، بإعتبار أنّها إرث لا عجب أنّك أردتَ إستعادته |
Vücudumu görmeyeli 6 haftadan fazla oldu ve artık Onu geri istiyorum. | Open Subtitles | وقد مر تقريباً ست أسابيع لم أري فيهم جسدي وأنا أريد إستعادته |
Hücremden küçük metal bir kutu çalmışsın. Onu geri istiyorum. | Open Subtitles | لقد سرقتَ شيئاً من زنزانتي، صندوقٌ معدنيّ صغير، أودّ إستعادته. |
Yeraltına götürülmeden önce Onu geri almamız lazım. | Open Subtitles | لكن علينا إستعادته قبل أن تذهب به تحت الأرض |
Sanırım bu sana ait. Eminim geri almak istersin. | Open Subtitles | أظنُّ أن هذا يخصّكَ، أكيدٌ أنّكَ تودّ إستعادته. |
Onu geri almak istiyorsak o nehiri geçmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | وإن كنّا نريد إستعادته فيجب أن نعبر النهر |
Onu geri almak için adam öldürmeye niyetli insanlar var. | Open Subtitles | هناك رجال عازمون على القتل من أجل إستعادته |
geri almak istersin diye, taksinin birinden aldık. | Open Subtitles | وجدناه في سيارة أجرة إن كنت تريد إستعادته |
Bilmiyorum. bence onu geri almak isteyebilirsin. | Open Subtitles | لاأدري .أعتقد أن عليك إستعادته. |
Bu araç benim ve geri almak istiyorum! İyi duyulmadı. | Open Subtitles | تلك عربتُي وأنا أُريدُ إستعادته! |
- Öyle mi? - Evet ve onu geri almak istiyoruz. | Open Subtitles | أحقآ هذا أجل ونريد إستعادته |
geri almak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ إستعادته. |
Onu geri almak için en iyi şansın da benim. | Open Subtitles | أنا أفضل فرصك في إستعادته. |
Paramızın hala onda olduğunu, ve Onu geri istediğimizi söyle. | Open Subtitles | أخبريْه بأنّه ما زالَ لديه مالنا ونحن نُريدُ إستعادته. |
Hala bütün paranın onda olduğunu ve Onu geri istediğimizi söyle. | Open Subtitles | . أخبريه بأنه ما زال لديه مالنا ونحن نريد إستعادته |
Onu aldılar ve Onu geri getirmeliyiz. Bunu borçluyum ona. | Open Subtitles | إنّهم يحتجزونه وعلينا إستعادته أدين له بذلك |
Tehdit olarak görmüyorum. Onu geri kazanmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | ،ليس فقط أنّني أعتبره مصدر تهديد بل كنتُ أحاول إستعادته |
- Ben çalmıştım ama şu an uyuşturucu meth kafalarda ve geri almamız lazım malı. | Open Subtitles | - حسناً, أنا من سرقه حسناً والآن اصبح لدى مدمني الميثان ونحتاج إستعادته |
Ama şu anda bildiğimiz şey kutu Ari'nin elinde ve Onu geri almamız gerek. | Open Subtitles | ولكن ما نعرفه هو أن (آري)، بحوزته الصندوق -وعلينا إستعادته |