Ben söyleyeyim de, bilirsin, insanları mutlu etmek istiyorsan, mesela bana, balina şeklinde kesilmiş pasta almalısın. | Open Subtitles | أنا فقط أقول , تعرف إذا كنت تريد إسعاد الناس , بما فيهم أنا ستحضر كعك الحلوى على شكل حوت |
Tamam mı? Annemi mutlu etmek istiyorsun ve bunu takdir ediyorum. | Open Subtitles | فأنت تريد إسعاد أمي، وأنا أقدر هذا، حقاً |
22 yıl boyunca kötü bir adamı mutlu etmek için uğraştıktan sonra vazgeçti. | Open Subtitles | وبعد إثنين وعِشرين سنة مِن مُحاولتها إسعاد رجلٌ شرّير، وإختفى أخيراً |
Bir oyuncu bir kadını oynadığında ve bir erkeği memnun etmek istediğinde dünyadaki tüm kadınların rollerini tek bir rolde toplar. | Open Subtitles | عندما تلعب ممثلة دور امرأة ..ترغب في إسعاد رجل ..تحاول ان تجمع كل نساء العالم في امرأة واحدة |
Efendimin, kadınları memnun etmek ve aşk üzerine çok meşhur yazıları vardır. | Open Subtitles | سيدي كاتب شهير بأمور الحب و كيفية إسعاد النساء |
Biliyor musun sürekli birilerini memnun etmeye çalıştım. | Open Subtitles | لفترة طويلة كنت أحاول إسعاد الأخرين دوما |
Tüm hayatımı başka insanları mutlu etmeyi düşünerek geçirdim. | Open Subtitles | طوال حياتى كنت أفكر فى إسعاد الآخرين |
Konu bir adamı mutlu etmek olduğunda, tam bir geri zekalısın. | Open Subtitles | عندما يكون الأمر بخصوص إسعاد رجل، فأنتِ غبيّة |
İnsanları mutlu etmek için çok vakit harcadığını... | Open Subtitles | قال أنك تقضي معظم الوقت في محاولة إسعاد الناس... |
İnsanları mutlu etmek beni de mutlu eder. Hoşça kal. | Open Subtitles | يسعدني دائماً إسعاد الناس إلى اللقاء |
Aslında o kadar uzun zamandır insanları mutlu etmekle uğraştım ki ve seni mutlu etmek için uğraşmayarak sanırım tekrar kendim oldum. | Open Subtitles | لفترة طويلة كنت أحاول إسعاد الأخرين دوما لكن حين كنت أحاول عدم إسعادك... أشعر أني عدت لطبيعتي |
Bak, durumunu anlıyorum. Tamam mı? Annemi mutlu etmek istiyorsun ve bunu takdir ediyorum. | Open Subtitles | أتفهّم موقفكَ، تودّ إسعاد أمي، وهذا شأنٌ أقدّره حقّ التقدير! |
Yapamadım. Sadece insanları mutlu etmek istiyor. | Open Subtitles | لم أستطع، هو يريد إسعاد الناس |
Sadece babanı mutlu etmek istiyorum. | Open Subtitles | إنني أريد إسعاد والدك فحسب. |
Neden liseden kalma çılgın bir kızı memnun etmek için kendini bu duruma sokuyorsun anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لما تقحمين نفسك في أمور ليست من شيمك لمجرد إسعاد فتاة مجنونة من الثانوية |
Her zaman başkalarını memnun etmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يجب عليكِ إسعاد الآخرين طوال الوقت |
Halkı memnun etmek kolaydır. | Open Subtitles | من السهل إسعاد الناس |
Carlos Solis, kadınları memnun etmek... konusunda uzmanlaşmıştı... | Open Subtitles | أصبح( كارلوسسوليس)خبيراً.. في كيفية إسعاد النساء .. |
Kendinden başka herkesi memnun etmeye çalışırken sinir krizinin eşiğine gelen sen miydin? | Open Subtitles | هل كدت تصابين بانهيار عصبي وأنت تحاولين إسعاد الجميع فيما عدا نفسك؟ |
Beni tanırsın. İnsanları memnun etmeye bayılırım. | Open Subtitles | و أنت تعرفني أحب إسعاد الناس |
Birbirimizi mutlu etmeyi denemeyi bırakmıştık. | Open Subtitles | توقّفنا عن محاولة إسعاد أحدنا الآخر |