Akademideki görevine iade edileceksin. | Open Subtitles | و سيتم إعادتك الى مركزك السابق في الاكاديمية |
Senin genlerinde seni geri getirmelerini sağlayan bir şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء في الجينات والذي من خلاله أستطعنــا إعادتك للحياة |
Daha da önemlisi eski haline dönmeni istiyorum. | Open Subtitles | الأهم من ذلك، أنا بحاجة إلى إعادتك إلى ما كنت عليه في الماضي |
seni geri getirmek çok kolaydı Hiç inanmak istemediler sana | Open Subtitles | يسهل إعادتك بسهولة. أعتقد أنّكِ لم ترغبين بالرحيل. |
Mühendislerim seni eski haline döndürmeyi başaramadı, ben de işbirliği yapalım dedim. | Open Subtitles | لم ينجح مُهندسيّ في إعادتك لحجمك الطبيعيّ فارتأيت أن ألتمس تعاوُنك. |
Aslına bakarsan. Seni Los Angles'a geri götürmek de umurumda değil. | Open Subtitles | انه واقع الأمر أنا لا أمانع في إعادتك إلى لوس أنجلوس |
seni geri getirmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أحاول إعادتك |
Seni Robb Stark'a geri yollamalıyım. | Open Subtitles | يجدر بي إعادتك ل(روب ستارك) |
Yani, davranislariniz ve diger kosullara bagli olarak sizi belirlenen sureden once geri getirebiliriz. | Open Subtitles | لذا بناءً على سلوكك أو أيّة عوامل أخرى، بوسعنا إعادتك مبكراً |
Seninle konuştuktan sonra, seni orjinal paketinde iade etmem gerektiğini düşünüyordum ama, görünen o ki olağanüstü koşullar söz konusu olduğunda bazı şeyler açığa çıkabiliyor. | Open Subtitles | لكن قيل لي أنه يجب إعادتك إلى غلافك الأصلي , إن صحّ القول لذلك كل ما كنت بحاجته هو تهيئة بعض الظروف القاسية |
Arabayı iade ederken bol şans. | Open Subtitles | أعني حظا سعيدا عند إعادتك للسيارة |
Görevine iade ediliyorsun. Üstelik terfi edildin. | Open Subtitles | و تمت إعادتك للعمل بل و ترقيتك أيضاً |
Bu doğru. Kitabın hala seni geri gönderebilecek gücü var, ama bizim için... | Open Subtitles | هذا صحيح ، لازال لدى الكتاب القدرة على إعادتك |
Bu doğru. Kitabın hala seni geri gönderebilecek gücü var, ama bizim için... | Open Subtitles | هذا صحيح ، لازال لدى الكتاب القدرة على إعادتك |
Öyle uçmuşsun ki seni geri getiremeyeceğim. | Open Subtitles | أنت جـد منتشٍ ، لا يمكنني حتى إعادتك للمنزل |
Kardeşimin konuşmasından anlıyorum ki bizimle eve dönmeni istiyor. | Open Subtitles | أظنّ تلك كانت طريقة أخي لإبداء رغبته في إعادتك للبيت معنا. |
Wheeler'daki işine dönmeni sağlayabilirim. | Open Subtitles | وبإمكانى إعادتك لمكانك " فى معامل " ويلر |
O halde ya seni getiremiyorumdur ya da getirmek istemiyorumdur. | Open Subtitles | إذن، إما أنا غير قادرة على إعادتك أو إخترت عدم فع? ذلك |
Seni memeliler camiasına geri döndürmeyi denemesek mi acaba? | Open Subtitles | على الأقل هل بوسعنا إعادتك لعالم الثدييات؟ |
Seni Losworth'a geri götürmek amacıyla yola çıktım... ..ve bunda da kesin kararlıyım. | Open Subtitles | "لقد بدأت فى إعادتك الى "لوردز . وهذا ما انوى القيام به |
Bu artık yeterli değil. Bırak Damon seni geri getirmeye çalışsın. | Open Subtitles | هذا لم يعُد كافيًا، دعي (دايمُن) يحاول إعادتك. |
Seni Robb Stark'a geri yollamalıyım. | Open Subtitles | يجدر بي إعادتك ل(روب ستارك) |
Yani, davranışlarınız ve diğer koşullara bağlı olarak sizi belirlenen süreden önce geri getirebiliriz. | Open Subtitles | لذا بناءً على سلوكك أو أيّة عوامل أخرى، بوسعنا إعادتك مبكراً |
Seni Chatelet'e geri götürmeliyim. | Open Subtitles | علي إعادتك إلى الشاتليه |