Diğer kişiliğin ise dikkatini konunun diğer yüzüne çekmeye çalışıyor. | Open Subtitles | ولكن نفسك تحاول تغيير إنتباهك نحو الطرف الآخر من النقاش |
Bilgisayar açıldığı zaman sabit diski silmen için dikkatini dağıtacak hiçbir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | لا شيء يَصْرفُ إنتباهك مِنْ مَسْح ذلك القرص الصلبِ ملاحظة, ذلك الحاسوبِ يعمل |
Tabii ki en önemli şey: dikkatini vermeyi öğrenmek, yoğunlaşmak ya da odaklanmaktır. | TED | وبالطبع، الشئ الرئيسي: تعلم الإنتباه، التركيز على شد إنتباهك. |
Ama efendim, şu anda dikkatinizi çekmem gereken yeni bir sorun var. | Open Subtitles | لكن ياسيدي , ثمة مشكلةٌ جديدة التي أنا حقاً أريد إنتباهك لأجلها |
Bu işi düzgün yapmamı istiyorsan dikkatini bana vermelisin. | Open Subtitles | من فضلك .. سأفعل هذا بالأسلوب الصحيح يجب أن أحصل على كامل إنتباهك |
Senin dikkatini dağıtmasını istemedim. | Open Subtitles | أنا لم أريده أن يصرف إنتباهك لذا فقد أخذته |
kapının arkasındakini düşünme. Bu sadece senin dikkatini dağıtır. | Open Subtitles | لا تفكر بما يوجد خلف الباب، فهذا سيصرف إنتباهك |
Sanırım artık, yetki önceliğinin kimde olduğuna dikkatini çekmeyi başardım. | Open Subtitles | وسألفت إنتباهك إلى هذا الجزء الذي يتحدّث عن توليتي زمام الأمور |
Eğer tüm dikkatini buna verirsen, gerçekten ne olacağını sanıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تعتقد حقاً أنه بإمكانك فعله اذا وجهت إنتباهك الكامل لهذا الأمر؟ |
dikkatini dağıtıyor muyum benim büyük kuvvetli şoförüm? | Open Subtitles | هل أشتت إنتباهك يا سائقي الكبير والقوي ؟ |
dikkatini çekmek için parti düzenlemedim ve sana takılmak için de senden uzaklaşmıyorum. | Open Subtitles | لم أفسد الحفل لأجذب إنتباهك ولست أتتبعك لصداقتك |
Havuzda dikkatini çekmek için rol yapıyordum. | Open Subtitles | كنت أتظاهر في حوض السباحة لأحصل على إنتباهك |
Belki bir gün, avucumu açar, dikkatini çeker "Dikkatli bakıyor musun?" diye sorarım. | Open Subtitles | ربما في يوم ما سأفتح يدي و اجذب إنتباهك و اسالك , هل تشاهد عن كثب ؟ |
Bu doğru olsaydı senin dikkatini çekmek için uğraşmazdı. | Open Subtitles | لو كان هذا صحيحا لما بذلت كل هذا الجد في لفت إنتباهك |
dikkatini başka nasıl çekebilirdim? | Open Subtitles | ما الأشياء الأخرى التي أثرت إنتباهك فيها؟ |
Sadece dikkatini çekmek istedi. Tamam. En başa döndük. | Open Subtitles | من غير الممكن بأن يكون هو القاتلُ هو فقط أراد لفت إنتباهك |
Bu araçların tasarımı, istenilen kullanım biçimi, uyanık olduğunuz saatlerde dikkatinizi mümkün olduğunca çok bölmeye dayalıdır. Bu araçlar bu şekilde tasarlanmıştır. | TED | الهدف الحقيقي لتصميم تلك الأدوات هو أن تشتت إنتباهك بقدر الإمكان خلال ساعات اليقظة، هكذا صُممت هذه الأدوات للاستخدام. |
Diğer hammaddecilerinde yok. BL: Daphne, eğer sizin dikkatinizi bir şeye çekebilirsem, | TED | ب.ل: دافني، إذا أمكنني لفت إنتباهك لأمر ما |
dikkat etmeniz gereken yerlerin altını çizdim. | Open Subtitles | . لقد تأكدت من أن هذه الصفقات ستُثير إنتباهك |
Kim bilir daha kaç tane kız ilgini çekebilmeye çalışıyordur. | Open Subtitles | الرب يعلم كم فتاه أخرى تتنافس على إنتباهك |
Bir an dikkatin dağılır. Sana vurur. | Open Subtitles | أذا انصْرفُ إنتباهك للحظةِ، هو سيَضْربُك |
Gözüne bir şey çarparsa, fotoğrafını çekmeni istiyorum. | Open Subtitles | الآن. أى شيء يجذب إنتباهك إلتقطى صورة فقط |
Benim de çocuklarım var. Bilirsiniz, bazen ilginizi çekmek için her şeyi yaparlar, yalan söylerler, sürekli olur bu. | Open Subtitles | أنا لديّ أطفال أيضا ، وأحيانا ًً ، أنت تعلم يفعلون أشياءا ًً ليلفتوا إنتباهك ، ثم يكذبون عليك |
Sizden bir parça ilgi görmek istiyor ama siz sadece Gina'yla ilgileniyorsunuz. | Open Subtitles | - انظر .. انها تستلفت إنتباهك و لكن كل يمكنك أن تراه هو جينا |