"إنهم لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Onlar
        
    • etmiyorlar
        
    • değiller
        
    • vermiyorlar
        
    • etmezler
        
    • Bizi
        
    Onlar evsiz kişiler değil, tam bir aile. Önemli nokta burası. Open Subtitles .إنهم لا يعدون متجاوزين، بل هم مجرد عائلات .هذا هو المقصد
    Artik elimizde antidot var. Onlar antidotu istemiyor! Onlar silah yapmak istiyor! Open Subtitles ولكنه علاج الأن , إنهم لا يريدوه كعلاج إنهم يريدوا إستخدامه كسلاح
    Artık elimizde panzehir var. Onlar panzehiri istemiyor! Bir silah yapmak istiyorlar! Open Subtitles ولكنه علاج الأن , إنهم لا يريدوه كعلاج إنهم يريدوا إستخدامه كسلاح
    Eskiden olduğu gibi ağlamıyorlar, eskiden olduğu gibi kavga etmiyorlar. TED إنهم لا يبكون كالسابق، و لا يتشاجرون كما كانوا يفعلون.
    Burada yabancı kadın görmeye alışkın değiller. Ne kadar ödedin? Open Subtitles إنهم لا يرون نساء أجنبيات في هذه السوق كم دفعتِ؟
    Belli sebeplerden dolayı tek kişinin ceset sergisine girmesine izin vermiyorlar. Open Subtitles إنهم لا يسمحون للعزاب بأن يكونوا في معرض الموتى لسبب واضح
    Müzakere etmezler. Goa'uld'un bir çok dünyaya saldırdığına daha önce tanık olduk. Open Subtitles إنهم لا يتفاوضون، لقد شهدنا قيام الجواؤلد بالهجوم على الكثير من العوالم
    - bu bölgede hiçbir beyaz. - Bizi rahatsız etmezler. Open Subtitles ـ شخص أبيض في الإقليم ـ إنهم لا يضايقوني
    Onlar geleceği göremiyor, ki bir mimar olarak, ben görmeliyim. Open Subtitles إنهم لا يرون المستقبل، الذي بصفتي بناء، يجب أن أراه
    Onlar, erkeklerin ilgisini çekmek için kafalarını toslayan dağ koçlarından farklı değiller. Open Subtitles حسنا، إنهم لا يختلفون عن كباش الجبل فالتناطح بالرؤوس لغرض جذب رفيقة
    Onlar son vardiyaları bittikten sonra gece 11'e kadar içeri girmezler. Open Subtitles إنهم لا يأتون إلا عند الحاديه عشر مساء بعد النوبه الأخيره
    Onlar hükümlünün uzunluğu olduğu kadar ağırlığının da hesaplanması gerektiğini anlamıyorlar. Open Subtitles إنهم لا يدركون أن عليهم قياس الوزن أيضاً كما يقيسون الارتفاع
    Baraj ateşi uzaklaşmaya başladı ama Onlar hala siperdeler. Open Subtitles إنهم لا يتقدمون إنهم لا يزالون في الخنادق
    Onlar bizim gibi değil. Banyo yapmazlar. Kokarlar. Open Subtitles إنهم ليسوا مثلنا إنهم لا يستحمون إنهم مقرفون قذرون
    Hayır, benimle alay etmiyorlar. Sadece yeni olduğum için şaka yapıyorlar. Open Subtitles لا ، إنهم لا يسخرون مني بل يتعبوني لأنني الصبي الجديد
    Güzelliğini görmüyorlar ama, insanlar bulutların kendisini bile fark etmiyorlar, Araya girerek güneşi engelleyene kadar. TED إنهم لا ينتبهون إلى جمالها ، ولا يمكنهم حتى ملاحظة السُحب إلا إذا اعترضت طريق الشمس
    Bu tip bir ortamda? Bunu hak etmiyorlar. TED ماذا، في مثل هذا الجو؟ إنهم لا يستحقونها.
    Yaşamak için senden izin alacak değiller! Open Subtitles دون أن يكون هذا على حساب رحيلك إنهم لا يعيشون حياتهم على حساب رحيلك
    Çok garip. Bize kibrit vermiyorlar. Sanki çocukmuşuz gibi. Open Subtitles إنه مضحك ، إنهم لا يسمحون لنا بالإحتفاظ بالثقاب و كأننا أطفال
    Kendilerini hemen ele vermiyorlar. Open Subtitles إنهم لا يفشون لي عن أسرارهم بهذه البساطة
    Bizim gibi eğitim görmediler. Bizi yenemezler. Open Subtitles إنهم لا يستطيعوا أن يهتموا بالتدريب هم لا يستطيعون ضربنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more